.....Mu diline ait en eski sözlerden biri olarak (TA-HA) kelimesinin zikri geçmektedir. Vaktiyle Mu kıtasına dahil olup. mezkur kıta battıktan sonra ayakta kalmış olan Pasifik Denizi'ndekı adaların yerli ahalisi arasında bu sözün ecdatlarından kalma mu kaddes bir söz olarak kullanıldığı hakkında izahata tesadüf etmekli ğim üzerine derhal
Kentin hafızası toplumun kolektif bir fotoğrafını çeker. Şiir de en az fotoğraf kadar şehri ve şehirlileri dizelere hapseder, burada ölümsüzleştirir. İstanbul’un önemli dilsel ve görsel temsilcilerinden
Adnan Yücel'i keşke daha önce okumuş olsaydım.
Şiirlerinde kendimi öyle kaybettim ki...
Her bir şiiri veya dizesi manalar denizi.
Okuduğunuzda her mısrada kendinizi bulabileceğiniz bir kitap.
Şairin 2 kitabını daha aldım ve onları da okumak için sabırsızlanıyorum. Şiirde özellikle anne ile ilgili olan dize çok duygulandırdı beni.
Eğer hala Adnan Yücel kalemi ile tanışmadıysanız mutlaka tanışmalısınız..
"Neyleyim
Kış vurgunu deli yüreğimde
Çocuk gülüşlü bir bahar var"
Kitabı okumanızı ve sevdiklerinize hediye etmenizi öneririm.
Kitapla, şiirle, edebiyatla, sevgiyle kalın...
Dünyada görmek istemeyenden daha kör kimse olamaz. İnsanın gözünü inat ve cehalet kör eder. Gözü görse de idraki görmez. En iyi şeylerden en olmadık manalar çıkarabilir. Gözünün önüne gül bahçeleri koysanız dikenlik sanabilir. İyi ile kötüyü ayıramayabilir. Farkları tespit edemez. Şartlanmışlığını ve cehaletini aşamaz. Efendimiz (s.a.v.): "İnsanlara akıllarına göre konuşun." buyurur. Ve Necip Fazıl bunu şiir yapar: Renkleri ince ince ne anlatırsın köre? / Konuşun insanlara akıllarına göre.
Öncelikle yazarla başlayayım söze kitabın yazarı kendi deyimiyle kâtib-el esrar ki onun kurduğu cümleleri anlatmaya bile benim lügâtım yetmez iyi ki kitaplarını tanımışım. Hayallerimin bile ötesindeki manalı cümleleri nasıl kurulabiliyor bir cümle üzerine kaç kitap yazılabilir her cümlen nasıl bir kitap olabiliyor aklım almıyor doğrusu. Bu yüzden Nazan Bekiroğlu sadece yazar değil benim için ayrıca bir rehber bir öğretmen bir psikolog.Hani bilirsiniz ya kitaplar vardır herkes okur ama farklı manalar çıkartır aslında bu kitapta öyle konu belli ama herkesin çıkaracağı mana farklı. Ama herkesin manası kendine göre hak. Benim bir mânam var ki benden içeri. Katibe de yazmışya Yakub'a binaen "Neyleyim ki Yusuf'tan fazlası var Yusuf'ta. Bunun manası Yusuf'un atıldığı kuyu kadar derin. Yusuf'a hediye edilen aynanın göstermeyeceği kadar görünmez. Yusuf'a saldırdı diye iftara atılan kurtun çaresizliği kadar sözsüz. Sözle anlatılamayacak kadar muhâyyel. Kitabın konusunu aslında çoğu kez duymuşuzdur hatta okumuşuzdur belki. Ama ben daha önce bu kadar manaya indirgenmiş olarak okumamıştım beni etkileyen de aslında bu oldu. Kimi zaman sevdiğimizin ne olduğunu bilmeden severiz. Ve insan henüz neyi sevdiğini bilmediği böyle zamanlarda ondan başkasını sevdiğini zannedilebilir: bir çiçeği,bir kuşu,denizi,yağmuru gökyüzünü,yazıyı yazanı,kalemi tutanı bir yaratılmışı hâsılı. Söz gelimi Leyla Mecnun'u Şirin ferhat'ı Züleyha Yusuf'u sevdiğini zannedilebilir. Oysa sevmek en fazla neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114,8bin okunma