"Gayret bizden başarı Allah'tan!"
Sayfa 160 - Kapı Yayınları – 1. Basım ~ Nisan 2009, İSTANBULKitabı okudu
Ertesi sabah ağabeyime konferansları iptal etmesini, anneciğimi bu durumda bırakamıyacağımı söyledim. Fakat annemin o halsiz, ama ömrümce unutamıyacağım ibretli manâlar yüklü sözleri karşısında âdeta dilim tutulmuş, kulaklarıma inanamamıştım.
Tarihimizin yiğit anaları evlâtlarını cepheye uğurlarken: “Haydi oğlum haydi git... Ya gazi ol ya şehid!” sözleriyle âbideleştirdikleri gibi onun da tarihe geçecek şu sözleri yaralı yüreğimde fırtınalar koparıyordu âdeta...
“Yavrum, biz gafletle geçen yıllarımızda uyuduk, çok uyuduk. Fakat din ve mâneviyat düşmanları gece gündüz mânevi hayatımızı, o sağlam ahlâkımızı yok etmek için gece-gündüz uyumadan çalıştilar... Bana gelince sen beni bırak şimdi. Ben burada iyi bakımdayım çok şükür. Sen yoluna ve hizmetine devam et. Toplum ise manevî açlık içinde. Sen onlara koşmalısın yaralı mâneviyatlarına şifa sunacak tebliğini yap. Asıl aç-susuz, asıl hasta onlar yavrum. Eğer söz verilmiş konferanslara gitmezsen analık hakkımı ve sütümü sana helâl etmem."
Dilerim Rabbim bütün mânevi hizmet ehli gençlerimizin anne ve babalarına bu sağlam şuur, irade ve fedakârlığı ihsan etsin.
Sayfa 93 - Timaș YayınlarıKitabı okudu
Çift dünyalılık, boğazına kadar dünya nimetlerine daldığı, adeta dünyanın altında kaldığı halde ahlak ve maneviyat nutukları çekip dünyevileşmeye lanetler yağdıran insan tipi demektir.
Kimi adam vardır ki sabahtan akşama kadar oturur ve düşünür. Onun bir hazine-i efkarı vardır,yani fikir cihetinden zengindir; kimi adam da vardır ki sabahtan akşama kadar ayak üstü çalışır, mesela bir rençper, fakat yaptığı iş dört tuğlayı üstüste koymaktan ibarettir. Evvelki insan tembel görünür velakin çalışkandır, diğer insan çalışkan görünür velakin yaptığı iş sudandır. Zira birisi maneviyat ile zihin gayretiyle yapılan iştir; öbürü vücut ile bedenle yapılan iştir. Maneviyat daima daha alidir, vücut sefildir. Yapılan işlerin farkı da bundandır.
Maddiyat emrimin mahkûmu, maneviyat irademin düşkünüdür.
Taşlaşmış bir kalbe duygular sözünü geçiremez, hiçbir maneviyat o gönülde
hüküm süremezdi.
