Piyasa ekonomisini teşvik etmek için Komünist ideolojiye başvuran Deng, Çinlilerin "proleterler olarak," "yeni ortaya çıkmakta olan Japon burjuvazisinin" yürüttüğü programı aşabilecek kudrette olduğunu ileri sürmekteydi. Halkını üstün ve görkemli bir gelecek hayaliyle cezbeden Mao'dan farklı olarak Deng onları geri kalmışlıklarını yenmek için çok büyük bir sorumluluğu yüklenmeye davet ediyordu:
"Modernleşmeyi sağlamanın anahtarı bilim ve teknolojinin gelişmesidir. Eğitime özel olarak önem vermedikçe bilim ve teknolojinin gelişmesi mümkün değildir. Boş konuşmalar modernleşme programımızı hiçbir yere götürmez; bilgi ve eğitimli personele sahip olmak zorundayız. (...) Şu anda öyle görünüyor ki Çin bilim, teknoloji ve eğitim alanında gelişmiş ülkelerin 20 yıl gerisindedir."
Sayfa 408 - 1. baskı - 2015
ABD'nin İran-Irak Savaşı'nda Saddam'ı Desteklemesi
ABD, en azından Tahran'daki devrimci rejim karşısında yenilmesini önlemek için Irak'ı desteklemekteydi. Deng, Çin'in İran'a yönelik daha "esnek bir pozisyon" almak için "hareket sahasına" ihtiyacı olduğunu, böylece savaşı sonlandırmak adına yürütülen diplomaside çok daha önemli bir rol oynayabileceğini ileri sürmekteydi. Sovyetler'le mücadelesinde Mao'nun yatay çizgi kavramını uygulamıştı.
Sayfa 475 - 1. baskı - 2015
Mao yarım asır boyunca ideolojik bir hareketin liderliğini birdenbire katıksız pragmatizme dönmek için yapmamıştı. Kennan'ın kuşatma teorisi öncelikli olarak Avrupa ve Atlantik ilişkilerine uygulanmıştı; Mao'nunki geniş çaplıydı. Mao'nun görüşünde, Sovyet yayılmacılığı tehdidi altındaki ülkeler -ABD-Japonya-Pakistan-İran . . . Türkiye ve Avrupa- "yatay bir çizgi oluşturmalıydılar." (Bir önceki diyalogda Irak'ın ortaya çıkış nedeni buydu.) Mao, Şubat 1973'te, bu gruplaşmanın Sovyetler Birliği'ne karşı mücadeleyi nasıl yöneteceğini açıklayarak bana düşüncesini anlattı. Daha sonra ön cephede yer alan ülkelerin oluşturduğu "büyük topraklar" açısından konuyu bir de Japon dışişleri bakanı ile değerlendirdi.
Tahlillerin özü konusunda hemfikirdik.
Sayfa 353 - 1. baskı - 2015
Mao, Orta Doğu'daki çeşitli devletlerin neredeyse hepsinin güçlü ve zayıf yanlarını gözden geçirmişti. Sovyet yayılmacılığının önünde engel olarak Türkiye, İran ve Pakistan'ın önemini vurgulamaktaydı. Irak'ın yanı sıra, Güney Yemen hakkında da endişeliydi. Hint Okyanusu'ndaki gücünü artırması için Birleşik Devletler'i sıkıştırıyordu. Amerikan muhafazakarlarının onaylayacağı tipik bir Soğuk Savaş dönemi savaşçısıydı. Japonya, Mao'nun eş güdümlü stratejisinin başlıca bileşeniydi.
Sayfa 351 - 1. baskı - 2015
Marks, Lenin, Mao, Atatürk gibi.
Düşünürler düşüncelerini söylerler, arkadan
gelen bir nesil de onu uygular.
Geceleri güven içinde uyuyamamamız dışında, her şey eskiden olduğu gibiydi. Çünkü Büyük Başkan Mao'nun emirleri hep gecenin bir yarısında gelirdi.
Yoldaş Başkan toprak alana gider ve var gücüyle düdüğünü çalardı. Düdük sesini duyunca yataklarımızdan fırlar, duyuruları dinlemek için toprak alana gider ve var gücüyle düdüğünü çalardı.
Sayfa 150Kitabı okudu
Ev içi şiddete son!
"Geçenlerde bir kitap okudum. Mao önderliğindeki Çin'de, devrimden kısa bir süre sonraki köy hayatını anlatıyordu. Orada kadınlar devriye gurupları kuruyor ve kadın döven bir adam gördüklerinde, onu evden dışarı sürükleyerek pataklıyorlarmış. Aynı şeyi bir daha yaparken yakalarlarsa cezayı artırıyorlarmış. Ev içi şiddet kısa sürede yok olmuş.
Sayfa 20 - Patika KitapKitabı okudu
Mao Zedong : Siyasi güç, bir silahın namlusundan çıkar
Mao Zedung’un dediği gibi, sürekli sayılarla düşünmeliyiz. Günümüzde dünya nüfusunun %10’u mevcut sermayenin %86’sını elinde bulunduruyor. Bu sermayenin de %46’sını yüzde bir elinde tutuyor. Dünya nüfusunun %50’si kesinlikle hiçbir şeye sahip değil, %0. Diğer yandan, bu %14'ü paylaşanların büyük bölümü büyük olasılıkla pasif gücenme ile sahip oldukları şeyi vahşice koruma arzusu arasında bölünmüşlerdir; özellikle de korkunç bir 'tehdit' olarak gördükleri hiçbir şeyi olmayan %50’ye yönelik sayısız baskıcı engele ırkçılığın ve milliyetçiliğin de yardımıyla destek vermektedirler.
Açık konuşacağım. Seni hiç tanımamış olmayı isterdim.
Güçlükler sadece insanların iradesini sınamak için vardır.
Hiçbir şey eski günlerde olduğu gibi değildi, ülkeye bir lanet çökmüştü
“Karıncaymışız gibi ezecekler bizi. Güzel ülkemizi bu çılgınlardan nasıl kurtarabiliriz?”