Komünist Çin'de yüz milyonlarca insanın Mao'nun sözlerini gece gündüz ezberlemeye zorlanması milletleri yığın, hatta sürü gibi görmenin bir şeklidir.
Çünkü halk şuursuzdur. Baştaki zorbalar neyi telkin ederse onu körü körüne yapar. Böylece iktisadî bir takım başarılar sağlanır; yollar yapılır; kanallar açılır; ağaçlar dikilir, ırmakların yatağı derinleştirilir ve bunları yaparken halk sürüsünden milyonlarca insanın ölmesine ehemmiyet verilmez.’’
Sert ve neredeyse puriten mao hareketi ve hippilerin aşırı serbest nihilist hareketi birbirinin çağdaşıdır. Bu iki hareketten hangisi çağdaştır? Acaba çağdaş dünya hiç çağdaş mıdır? Nasıl bir ölçü kullanalım?.
Daha özel bir bela ise halkıyla her türlü bağını kaybetmiş olan belli entellektüel sınıf içersinde ki yerli yabancılardır.
Belki de kendi sonunu en iyi özetleyen, yine kendisi olmuştu. 1975'teki bir konuşmasında " Ölümlerin de faydası vardır. En azından Toprağı gübrelerler" diyerek...
Savaşlar gereksizdir, fakirlik gereksizdir. Yeterince paramız yeterince kaynağımız var ama dünyanın kaynaklarının
yüzde yetmişi savaşa harcanıyor. Bu yüzde yetmişin insanlığa ölüm getirmeye harcanmasına engel olunsa, kimsenin daha az zengin hale gelmesine de gerek olmayacak. Tüm fakir insanların yaşam düzeyi yukarı çekilebilecek.
Marx'ın fikirleri, Lenin, Stalin ve Mao'nun fikirleri. Onla En tüm felsefesi zengin insanları fakir insanların seviyesine indirmek üzerine kurulu. Onlar buna komünizm diyor, bense apalık Benim düşüncem tüm fakirleri gitgide yükseltmek Ve onları en zenginlerin düzeyine taşımaktır. Fakirliğe gerek yok. Ayrıca sınıflara ayrılmamış bir toplumum olacak ama bu toplum Zengin insanlardan oluşacak.
Mao'nun çelik saplantısına tıpkı diğer saplantilarında olduğu gibi karşı konulmuş değildir. Orneğin tahılı yiyen güvercinlerden hoşlanmazdı. Bu nedenle bütün aileler
seferber edilmişti. Evlerin dışında durur ve kuşları ağaçtan uçmaya zorlamak için madeni eşyayı birbirine çarpardık. Böylece kuşlar hep havada kalacaklar ve sonunda yorgunluktan düşüp öleceklerdi. Bugün bile avlumuzdaki büyük ağacın altında biz çocukların ve devlet memurlarının yaptığımız gürültüyü hala hatırlarım.