Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri
Bir düşünün ,güzel Markiz,bir
düşünün,
saçlara düşen aklar insanı korkutur.
ama.
insan olan onları bir yoluna koyar.
hele benim saçlarım gibiyseler
Sayfa 19 - eyKitabı okuyor
Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri
Tapılasıya güzelsiniz,tapılasıya.
Markiz.
Ama sizin şu hor gördükleriniz var ya
onlar daha uzun zaman yaşarlar.
belki,
Oysa siz güzelliğinizle tükenip
gideceksiniz
Sayfa 38 - eyKitabı okuyor
Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri
Markiz,benim yüzümde eğer.
bilirdiyse yaşlılık çizgileri,
sanmayın benim yaşımda sizin
yüzünüz.
olacak benim yüzümden daha iyi
Sayfa 38 - eyKitabı okuyor
“Matmazel, dedi Markiz, umutsuz ve çocukça tavırlar sergiliyorsunuz; size sormak istiyorum: Devletin yazgısı bu duygusal fantezilerinize ve yüreğinizin hassasiyetlerine kalsa halimiz ne olur?”
Sayfa 67Kitabı okuyor
Takipçi
Mesela Markiz, Johnny'nin sefaletten çok korktuğunu sanıyor ama hiç farkında değil ki Johnny'nin korkabileceği yegâne şey canı pirzola yemek istediğinde bıçağının uzanabileceği yerde bir pirzola bulunmaması, uykusu geldiğinde bir yatağın olmaması ya da yüz doların sahibi olmak ona normal gözüktüğünde cüzdanında yüz dolar olmaması.
Sayfa 365 - Can Yayınları
Artık bakışmaktayız. Huzurlu bir gülümseme başlar. Bu bakışlara zaman zaman şeytanca bir ifade karışır kaybolur. Ve Markiz'den çıkıyoruz. Sağlam ciğerlerini hissediyorum. Ve sevmeye (bekliyordum bu kelimenin geleceğini) ve korkmaya başlıyorum. O gün, aylar sonra bugün başımıza gelenler (ayrılık) başımıza gelebilir ve gelirse n'olabilir, nasıl dayanır zavallı yüreğim diye korktum. - Ve o gün böbürlendim. çünkü duygulanmalarımı kalabalığa rağmen fısıldıyor ve onaylıyordum. Yer toprak beni kabulleniyor, eğri ve eksik kaburga kemiğimi elime teslim ediyordu. Böylece ayağımı yer yüzüne basmaya başladım.
Evet, daima bir başlangıç vardır, gayet açık. 🍂🌿
Cahit Zarifoğlu
Yaşamak
Paul Gauguin, 55 yaşında, henüz mahkumiyetini tamamlayamadan, muhtemelen aşırı doz morfinden vefat etti.
Cenaze töreninde konuşan piskopos Martin, defin esnasında şöyle diyordu: “Burada Gauguin isimli müteessir şahsiyetin, şöhretli sanatçının, Tanrı'nın ve doğru olan her şeyin düşmanının ölümünden daha çarpıcı bir şey olamazdı.”
Gauguin'in naaşı, Markiz Adaları'nda, Atuona Mezarlığı'nda Jacques Brel'in hemen yanında yatıyor.
Çok eşlilik normal değildir...
Günümüzde çokkocalığın temel olarak yaygın olduğu iki bölge bulunur: Tibet Platosu ve Güney Pasifik Adaları (özellikle de Markiz Adaları). Bu iki bölge kadar olmamakla birlikte, dünya çapında; Güney ve Kuzey Amerika, Afrika'da dahil olmak üzere 53 farklı toplulukta poliandri gözlemlenir.
Kaynak : evrimagaci.org/cokkocalilik-po...
Çok kocalı hanımlar, çok karılı beyler.
Peki geleceği temsil eden çocukların psikolojik ve sosyal durumunu hangisi daha iyi geliştirir.
Kadın ve erkek birbirini tamamlamak için dizayn edilmiştir. Ve çocuklar söz konusu olduğunda, sağlıklı ilişki yürüyebilen çiftlerin çocuklarının psikososyal gelisimlerinin çok daha sağlıklı olduğunu biliyoruz, görüyoruz.
Psikoloji her şeydir...
En dayanılmaz zannedilen sorunları bile aşan, çevresindeki insanların hayatlarına fark katan insanların psikolojik dengeye sahip olması tesadüf degildir.
Ancaq tarixi əsər olmamalıdır: tarix keçmişin mövcudluqlarını dəyərləndirir, ancaq heç bir mövcudluq başqa bir mövcudluğun varlığına haqq qazandıra bilməz. Mənim səhvim də məhz bundan ibarət olmuşdu ki, markiz de Rolbonu di- rıltmək istəmişdım. Yox, kitab gərək başqa cür olsun. Düzdür, necə olacağını hələ dəqiq bilmirəm, ancaq gərək onun çap edilən sözlə- rinin qərarlaşdığı səhifələrindən bu kitabın mövcudluğun hökmü ilə yazılmadığı anlaşılsın, onun üzərində yüksəldiyi açıq-aydın görünsün.
Sayfa 274Kitabı okudu
Demək, azadlıq elə bu demək imiş? Ayaqlarımın altında şəhərə doğru hüznlə uzanıb gedən bağlar və onların hər birində ucalan bir ev görünür. Ağır, hərəkətsiz dənizi, onun sahilindəki Buvili görürəm. Gözəl bir hava var.
Mən azadam: həyatımda artıq heç bir məna yoxdur. O şeylər ki, onların naminə yaşamağı sınamışdım, hamısı uçulub-dağıldı, başqa yeni bir şey düşünməyi isə bacarmıram. Mən hələ gəncəm, hər şeyi yenidən başlamaq üçün yetərincə gücüm vardır. Ancaq nəyi başlamalı? Yalnız indi anlayıram ki, mənim duyduğum qorxu- ların, ürəkbulanma böhranlarının ən kəskin olduğu çağlarda-Anni- nin məni xilas edəcəyinə ümid edirmişəm. Mənim keçmişim ölüb, markiz de Rolbon öldü, Anni isə yalnız ona görə qayıtmışdı ki, məndən bütün ümidlərimi alıb aparsın. Mən bu ağ, bağlara bürün- müş küçələrdə təkəm. Tək və azadam. Ancaq bu azadlıq bir azca ölümü də xatırladır
Sayfa 239Kitabı okudu
Oyuna gelmeyelim beyler :D
"Dünyada kandırılması en kolay mahlûk, bir erkektir. Bizim Paris'ten getirip soy isimlerinin başına bir 'du' ya da 'de' eklediğimiz, kontes ya da markiz sıfatlarını yapıştırdığımız kızların müptelası oldular."
Sayfa 478Kitabı okudu
Sicilya’da Bir Aşk Hikâyesi
Çok merak ettiğim ve beklentilerimi asla ama asla karşılayamayan bir eser oldu kendisi..
Kitaba başlarken 
Jane Austen 
Charlotte Brontë 
Emily Brontë veya 
Thomas Hardy havası vereceğini düşünmüştüm ve konusunun bu yazarların eserlerinin konusuna benzer olacağını düşünmüştüm. Şato, kont, markiz, 2 genç lady ve aşk içermesi beni bu düşüncelerime yönlendirmişti arka kapağını
Markiz düş kırıklığı yüzünden yüreğine çöken acıya dayanabilecek metaneti kendinde bulamıyor, o acının etkisinden masumlara eziyet ederek kurtulmaya çalışıyordu.
Sayfa 38
“Avusturya B. Elçisi Markiz Pallavicini'nin bile, Temmuz 1'de, Enver Paşa'ya, zorunlu göçün pek te haklı sebeplere dayanmadığını söylemesi ve bütün bu Ermeni karşıtı davranışların 'kötü bir görünüm yarattığını' belirtmesi, bütün Osmanlı liderlerini şaşkına çevirdi, zira, kendisine kısa bir müddet önce, ülkenin her tarafında, Ermenilerin Müslümanlara yaptıkları işkence, katliam ve eziyetleri açıklayan detaylı bilgiler vermişlerdi.
Belli ki, Almanlara olduğu gibi, Avusturyalılara göre de, Hıristiyanların hayatları her ne bahasına olursa olsun kurtarılmalı iken, Müslümanların ölümleri göz ardı edilebilirdi.”
Sayfa 158Kitabı okudu
