İnsan değişmesi gerektiğini kendi yüreğinde hissetmeden, 'birileri'nin zihniyetleri ve arzularına göre yeni bir kimlik yaratmaya kalkıştığı zaman kocaman bir çelişkinin ortasında yolunu, kendini, yeniden bulmak için yola çıktığı kendini tamamen kaybediyor. Başkalarının yüklediği 'anlamlar'ı kendi adımlarıyla bulamadığı zaman yolu dönmek, değiştirmek yerine 'anlam'dan vazgeçiyor. Çünkü enerjisi tükeniyor, kendini, başkalarının istediği kendi olmaya çalışırken harcayıp kül ediyor insan. Kitap incelemesi burada bitti devamı kendim için.
Bugün zaten üzgündüm biraz daha üzüldüm :') Keşke yanlış yollarda tükenmeden burnumuzun dibindeki doğruya sarılabilsek, çatışmalar, çelişkiler içinde boğulmadan doğru gayreti doğru işte gösterebilsek, hevesimizi lüzumsuzluklarla yormasak, bitirmesek. Anlaşılamayacağımız bir ortamda anlaşılmayı beklemeyi bir kenara bırakabilsek, sadece kendimizle yetinebilsek, iğneyi karanlığın içinde bulmak ümidi diyebileceğim aptallıkta ısrar etmeyebilsek, sadece bir lamba yakacaksın, salak bahaneleri bir kenara bırakacaksın, var olan gayretini tasarruflu kullanacaksın, bir nefeslik an için sonsuzu gözden çıkaracak bir aptal olamazsın. Böyle yaratılmadın. Böyleymiş gibi kendini kandıramazsın, haddini aşamazsın, O'nun Hakk'ını inkar edecek bu tavırlarda bulunamazsın. Acziyetini gerçekten kabullenmeden özgür olamayacaksın. Yine de biliyorum o iğneyi bulacaksın, bulduğun zaman önce kendine batırmayı unutma. Son. Görüşürüz.