António Mau-Tempo kısa bir ara verdi, daha iyi konuşabilmek için bir yudum şarap içti, elinin tersiyle ağzını temizlendi, bundan daha doğal bir peçete yoktur, konuşmaya devam etti, kendi topraklarımizda açlık çekince herseye dayanabilecegimizi sanıyorlar, ama yaniliyorlar, çünkü bizim acligimiz gerçek bir açlık, ayikladigimiz devedikenleri ellerimize batıyor, kirli görünen ellerimiz aslında tertemiz, bizimkinden daha temiz el yoktur, bu kışlaya girdigimizde, silah eğitiminin içinde yer almasa da tahmin edilen ve öğrenilen ilk şey, bir insanın ne bulursa yemenin utancı ile açlık arasında seçim yapmasidir, beni Monte Lavre'ye kadar gelip yurda hizmet etmek için cagirdiklari doğru, onlar böyle söylüyor, ama yurda hizmet etmenin ne demek olduğunu ben bilmiyorum, eğer yurt dedikleri annem ve babamsa, ben gerçek anne ve babamın kim olduklarını biliyorum, herkes kendi anne babasını bilir, onlar ağızlarından ekmekleri biz yiyelim diye çıkarıyorlardı, demek istediğim, yurt, ben de yiyeyim diye ekmeği ağzından çıkarıp bana vermeli, eğer ben devedikeni yiyorsam yurt da benimle birlikte devedikeni yemeli, bazıları gerçekten yurtcocugudur, diğerleri ise o.......... çocuğundan başka birşey değildir.