Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
António Mau-Tempo kısa bir ara verdi, daha iyi konuşabilmek için bir yudum şarap içti, elinin tersiyle ağzını temizlendi, bundan daha doğal bir peçete yoktur, konuşmaya devam etti, kendi topraklarımizda açlık çekince herseye dayanabilecegimizi sanıyorlar, ama yaniliyorlar, çünkü bizim acligimiz gerçek bir açlık, ayikladigimiz devedikenleri ellerimize batıyor, kirli görünen ellerimiz aslında tertemiz, bizimkinden daha temiz el yoktur, bu kışlaya girdigimizde, silah eğitiminin içinde yer almasa da tahmin edilen ve öğrenilen ilk şey, bir insanın ne bulursa yemenin utancı ile açlık arasında seçim yapmasidir, beni Monte Lavre'ye kadar gelip yurda hizmet etmek için cagirdiklari doğru, onlar böyle söylüyor, ama yurda hizmet etmenin ne demek olduğunu ben bilmiyorum, eğer yurt dedikleri annem ve babamsa, ben gerçek anne ve babamın kim olduklarını biliyorum, herkes kendi anne babasını bilir, onlar ağızlarından ekmekleri biz yiyelim diye çıkarıyorlardı, demek istediğim, yurt, ben de yiyeyim diye ekmeği ağzından çıkarıp bana vermeli, eğer ben devedikeni yiyorsam yurt da benimle birlikte devedikeni yemeli, bazıları gerçekten yurtcocugudur, diğerleri ise o.......... çocuğundan başka birşey değildir.
Sayfa 235 - Kırmızı Kedi yayınları
...bir şahıs, Kudret-i Ezeliye tarafından, adem zulümatından şu korkunç dünya sahrasına atılırken gözünü açar, bakar. Bir lütuf beklediği zaman, birdenbire düşmanlar gibi hastalıklar, elemler, belâlar hücum etmeye başlarlar. Bir meded, bir yardım için müsterhimâne tabiata ve anasıra baktığı vakit, kasâvet-i kalble, merhametsizlikle
Sayfa 26 - Sözler Neşriyat. San. Tic. A.ŞKitabı okudu
Reklam
392 syf.
·
Puan vermedi
Roman Mau-Tempo ailesinin 3 kuşak süren hikayesi üzerinden Portekiz’ in Kraliyet, Cumhuriyet ve Salazar diktatörlüğü dönemindeki tarım işçilerini konu ediyor. Roman bazen Mau- Tempo’ ların ağzından, bazen Saramago’ nun ağzından bazen Mau-Tempo’ lardan biriyle beraber Saramago’ nun diyoloğu şeklinde devam ediyor. Yazarın işkenceden ölen birinin
Toprağın Uyanışı
Toprağın UyanışıJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017425 okunma
... kalp sadece çam kozalağı gibi bir et parçası olarak düşünülmemelidir. O, bir Lâtife-i Rabbâniye'dir. Mes'eleye ışık tutması bakımından, Bediüzzaman Hazretlerinin kalple ilgili şu açıklamasını da nazarlara arz etmekte fayda vardır:    “Kalpten maksat, sanevberî [çam kozalağı] gibi bir et parçası değildir. Ancak bir Lâtife-i Rabbâniye'dir ki mazhar-ı hissiyatı vicdan, ma'kes-i efkârı dimağdır. Binâenaleyh, o Lâtife-i Rabbâniye'yi tazammun eden o et parçasına kalb tâbirinden şöyle bir letâfet çıkıyor ki; o Lâtife-i Rabbâniye'nin insanın mânevîyatına yaptığı hizmet, cism-i sanevberînin cesede yaptığı hizmet gibidir. Evet, nasılki bütün aktâr-ı bedene maü'l-hayatı neşreden o cism-i sanevberî, bir makine-i hayattır ve maddî hayat onun işlemesi ile kâimdir; sekteye uğradığı zaman cesed de sukûta uğrar; kezalik o Lâtife-i Rabbâniye a'mâl ve ahvâl ve mânevîyatın heyet-i mecmuasını hakikî bir nur-u hayat ile canlandırır, ışıklandırır; nur-u imanın sönmesiyle, mâhiyeti, meyyit-i gayrimüteharrik gibi bir heykelden ibâret kalır.”
Sayfa 82 - Nesil Yayıncılık Matbaacılık. San ve Tic. AŞ.Kitabı okudu
Hall, bu adaların özlüsü nedir, biliyormusunuz? "Ua mau ke ea oka aima i ka puno" Anlamı şu: Yeryüzünde yaşam, doğruluğun yüzü suyu hürmetine kalımlıdır.
Mau mau
Ellili yıllarda korkunun rengi siyahtı, adı Mau mau ’ydu ve Kenya selvasının kuytuluklarında pusuda bekliyordu. Dünya kamuoyu zannediyordu ki, bu Mau mau’lar İnglizlerin kellelerini keserken dans ediyor, etlerini kıyma yapıyor ve şeytani törenlerde onların kanını içiyorlar. 1964 yılında, bu vahşilerin Jomo Kenyatta isimli hapisten yeni çıkmış liderleri, özgürlüğünü kazanan ülkenin ilk devlet başkanı oldu. Sonra, gerçekler ortaya çıktı: Bağımsızlık savaşı yıllarında, asker ve sivil, ölen bütün İngilizlerin sayısı iki yüzden azdı. Asılan, kurşuna dizilen ya da toplama kamplarında ölen yerlilerin sayısıysa bunun beş yüz katıydı
Sayfa 561 - Sel yayıncılık
Reklam
...Kalbden maksad; sanevberî (çam kozalağı gibi) bir et parçası değildir. Ancak bir latîfe-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı, vicdan; ma'kes-i efkârı, dimağdır. Binaenaleyh o latîfe-i Rabbaniyeyi tazammun eden o et parçasına kalb tabirinden şöyle bir letafet çıkıyor ki; o latîfe-i Rabbaniyenin insanın maneviyatına yaptığı hizmet, cism-i sanevberînin cesede yaptığı hizmet gibidir. Evet nasılki bütün aktar-ı bedene mâü'l-hayatı neşreden o cism-i sanevberî bir makine-i hayattır ve maddî hayat onun işlemesi ile kaimdir. Sekteye uğradığı zaman cesed de sukuta uğrar. Kezalik o latîfe-i Rabbaniye, âmâl ve ahval ve maneviyatın heyet-i mecmuasını hakikî bir nur-u hayat ile canlandırır, ışıklandırır; nur-u imanın sönmesiyle mahiyeti, meyyit-i gayr-ı müteharrik gibi bir heykelden ibaret kalır...
Mühürlenen Kalbler
YAMYAMLIK MASALI
Bundan bilemediniz yirmi yıl öncesine kadar Afrika, çoğumuzun kafasında insan eti yiyen ilkel ve vahşi insanların yaşadığı büyük bir kara parçasıydı. Sömürgeci düzenin sürdürülmesi amacıyla tezgâhlanıp sunulan bir yamyamlık masalını, sanırım çoğumuz anımsarız. Jomo Kenyatta, Kenya’da bağımsızlık savaşı açtığında, gazeteler Mau-Mau’ları insan eti yiyen yamyamlar diye göstermişlerdi. Uygarlıkla ilişkisi olmayan bu ‘yamyamdan, eski deyimle ‘zaptürapt’ altında tutmak gerekiyordu. Yiyip içip sömürgecilere dua etmeliydik: Bu vahşiler günün birinde öteki kara parçalarına da atlayıverirlerse halimiz nice olurdu? Bir kazanda haşlanmamak için, Afrika’nın sahiplerinin orada kalması zorunluydu.
640 syf.
8/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Çin kaynaklarını birinci elden inceleme fırsatı vermesi açısından gerçekten muazzam bir kaynak. Sadece saray tarihçilerinin tuttuğu evraklara değil, bunun yanı sıra o dönem yaşamış az bir kısmı Türk, çoğunluğu Çinli devlet memurları, generaller vb. şahısların kroniklerinde Türkler (Tu-chueh) hakkında düşülmüş kayıtları da sunması itibariyle hem bazı noktalarda Çinli tarihçilerin tarafgirliğini göstermekte, hem de insanın o dönem tarihi üzerinde objektif bir düşünce oluşturmasına kapı açmakta olduğu kesin. Liu Mau Tsai'nin incelediği kaynaklardan yola çıkarak sunduğu yorumları ve özeleştirisi de çok ilgi çekici. Buna karşın, elimdeki 2. baskısı olan kitapta dipnotlarda ciddi bir hata var. 100 numaralı dipnottan sonra dipnotlar kayıyor ve dipnotlardaki bilgileri takip etmeniz çok zor bir hale geliyor. Örneğin 176 nolu dipnotu okumak için 172'ye bakmanız gerekiyor. Daha ileride 220 nolu dipnot için 218'e bakmanız gerekiyor ve ciddi bir karmaşa oluşturuyor. Bu tip kitaplarda, dipnotta verilen önemli bilgiler bulunduğu için bu husus gerçekten can sıkıcı. Ancak Doğu Türkleri ve II. Türk Kağanlığı hakkında ciddi genişlikte bilgiye sahip oluyorsunuz. Sabrederek yorumlama kısmına kadar gelmenizi tavsiye ederim. Zira Liu Mau Tsai'nin Çin verilerindeki tarafgir ve zaman zaman yanıltıcı bilgilerine başka kaynaklar gösterilerek ciddi cevaplar verilmiş durumda. Bahsettiğim dipnot sorununu görmezseniz, kesinlike birinci sınıf bir kaynak.
Çin Kaynaklarına Göre Doğu Türkleri
Çin Kaynaklarına Göre Doğu TürkleriLiu Mau Tsai · Selenge · 200719 okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bir Uyumanın Yüceliği ve Güdüklüğü
Dünyanın en etkileyici uykusu ve en büyük uyanışı sanırım toprağın uyanışı. Neden böyle olduğunu düşünmek istiyorum, aklıma bir sürü uyku geliyor; insanların gündelik uykuları, bir bebeğin anne karnındaki uykusu, bir insanın son uykusu olarak da nitelenen ölüm, doğanın uykusu, hayvanlar, yıldızlar bile uyuyorlar sanırım... Toprağın uykusunu
Toprağın Uyanışı
Toprağın UyanışıJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017425 okunma
Reklam
Sömürgeciliğin çöküşü
Eski sömürge sistemleri ilk kez Asya’da parçalandı. Suriye ve Lübnan (daha önce Fransız Lübnan’ı) 1945’te; Hindistan ve Pakistan 1947’de; Burma, Seylan (Sri Lanka), Filistin (İsrail) ve Hollanda Doğu Hint Adaları (Endonezya) 1948’de bağımsız oldu. 1946’da ABD, 1898’den beri işgal altında olan Filipinlere resmen bağımsızlık statüsü vermişti. Japon
392 syf.
·
Puan vermedi
Mau-Tempo ailesinin üç kuşak anlatımı. Mau-Tempo kötü hava demek ve bu kuşaklardan anlatılan her birey kötü hava koşullarında yaşamaya çalışmışlardır. Saramago'nun kimi zaman Mau-Tempolar ile kimi zaman kendi sesiyle kimi zaman da kendi ve Mau-Tempolar ile diyalogları ile sürer kitap. Toprağın uyanışı. Bu topraklar kan görür, zulüm görür, işkence ve kötü koşulların mülk ve arazi sahiplerince desteklendiği, zorlandığı ve işçilerin hiç mi hiç umursanmadığı bir uyanıştır. Portekiz'in üç devri döneminde de toprak işçilerinin konumunun daima en alt seviyede tutulduğu; açlık, çaresizlik ve yokluğun zenginlik ve üst statü konumuyla keskin bir şekilde anlatıldığı kitaptır Toprağın Uyanışı. İşçilerin kötü çalışma koşulları karşısında ülkedeki Komünizme karşı savaşın etkisiyle işten ayrılanlara hain yaftası yapıştırıldığı ve hiçbir savunmanın kabul edilmediği bir Portekiz. Silahlı güçlerin mülk ve arazi sahiplerince işbirliği içerisinde olduğu, toprak işçilerinin konumlarının doğal statü kabul edildiği bşr Portekiz.
Toprağın Uyanışı
Toprağın UyanışıJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2017425 okunma
Türkçülerin Okuması Gereken 130 Kitap
1-Hüseyin Nihal Atsız, Makaleler I 2-Hüseyin Nihal Atsız, Makaleler II 3-Hüseyin Nihal Atsız, Makaleler III 4-Hüseyin Nihal Atsız, Makaleler IV 5-Nejdet Sançar, Türkçülük Üzerine Makaleler 6-Hüseyin Nihal Atsız, Türk Ülküsü 7-Hüseyin Nihal Atsız, Dalkavuklar Gecesi – Z Vitamini 8-Hüseyin Nihal Atsız, Çanakkale’ye Yürüyüş – Türkçülüğe Karşı
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.