Çarşıda, okulda, kadim Süryani, Müslüman, Yahudi, Mecusi, Zerdüşti, herkesin ahbaplık ettiği, birbirinin kutsal günlerini kutladığı şölen günleri… Ama şimdi iyice içine kapanmış, sertleşmiş öfkeli bir İslam’ın gölgesi altında kararan bir şehir.
benden bir Mecusî bile gönül hoşluğu istese, onu bulur. Neşe ve mutluluk görür. Yeter ki beni incitmeden, acı sözler konuşmadan bunu istesin.
Reklam
"Uluslararası düzen nasıl kurulacak? Ailede, mahallede, şirketlerde ilişkiler nasılsa, bir toplum da diğer diğer bir toplumla ona benzer bir ilişki kuracaktır. Bu konuda iki farklı yaklaşım görülür. 1. Sen-ben ilişkisi içinde diğerlerinden farklı olan yönlerini temel alarak kendini tanımlarsın. Örnek: Venedikli milliyetçi Michael Dibdin, 'Gerçek düşmanlar olmadan gerçek dostlar olamaz' der ve ilave eder, 'Ne olmadığımızdan nefret etmediğimiz sürece ne olduğumuzu sevemeyiz.' 2. Biz ilişkisi içinde insanlığın ortak yönlerinden hareket edersin. Örnek: Mevlânâ'nın yaklaşımı. Gel gel, ne olursan yine gel İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değil Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel" (...) "Şimdi Timur Bey diğerlerini ötekileştirerek kim olduğumu tanımladığımda, 'Ben erkeğim, sen kadınsın,' derim. 'Ben öğretmenim, sen öğrencisin,' derim. Bu yetmez 'Benim param var sen fakirsin,' derim ve en büyük ayrımcılığı da, ' Ben Müslümanım sen gâvursun,' derim. Bu da yetmezse, 'Ben Türk'üm sen Kürt'sün,' derim. Biri bana, 'Neden böyle yapıyorsun?' diye sorma cüretinde bulunursa önce öfkelenir, sonra derim ki 'Ne cahilsin sen!' Unutma, bizler kime karşı olduğumuzu kime düşman olduğumuzu anlayınca kim olduğumuzu keşfederiz"
Sayfa 208Kitabı okudu
198 syf.
·
Puan vermedi
Her küçük çocuk saf, temiz, masumdur. Hangi ırktan, dinden olduğunun hiç önemli olmadığını vurgulayarak, ister Yahudi çocuğu olsun ister Hristiyan çocuğu, hepsi masumdur. Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra büyüdükçe anne-babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar. Irk, soy ve din düşmanlığının büyük savaşlara, soykırımlara sebebiyet verdiği, bu soykırımlarda ise çocukların da katledildiği canavar düzenin salt geçmişte kalmasını dilerdim ve fakat İlerleyen teknolojiyle soykırımların sadece şekli değişti. :( Geçmişte insanlar, toplama kamplarında diri diri yakılırdı şimdi ise fosfor bombalarıyla yakılıyor. En büyük zulüm, masum yavrulara yapılıyor. Gazze’nin hâli ortada. :( Çizgili Pijamalı Çocuk, içimi acıttı. Bruno ah! :( Yetişkinler, keşke küçüklerin kalbinde yeşertip büyüttüğü merhametin bir katresinden nasiplenebilselerdi. Savaşların, ırkçılığın, soykırımların bir gün son bulmasını en kalbî duygularımla diliyorum. Bruno ve Shmuel çocuklar... Biri Alman biri Yahudi... Sizi hiç unutmayacağım güzel çocuklar...
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202139,6bin okunma
Gel... Gel... Yine gel, yine gel... İster kafir ol, ister putperest, ister mecusi... Bizim dergahımız, pişmanlık dergahı değildir. Bin kere tövbe etmiş olsan da, Bin kere bozmuş olsan da tövbeni, Umutsuzluk kapısı değil bu kapı... Gel... Gel, yine gel... Yine gel... Mevlana Celaleddin Rumî
Sayfa 220Kitabı okudu
Çarşıda, okulda, kadim Süryani, Müslüman, Yahudi, Mecusi, Zerdüşti, herkesin ahbaplık ettiği, birbirinin kutsal günlerini kutladığı şölen günleri ...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.