Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Sabır ne kadar uzun süre beklediğin değil, beklerken ne yaptığındır."
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
Murat , bir parçasını ısırdığı simidi yutamadı. Eveledi, geveledi... Cevap veremedi. Elinde tuttuğu su bidonunu ve ona asılı duran plastik bardağı saklamak istedi. Babası, okula gitmediğini anlamıştı Ama sokaklarda su sattığını anlamamalıydı. Gülhane parkı, selden geçilmiyor. Hem şu satmak, simit satmak ayıp mıydı? Birbirine sarıldılar. Baba ve oğul, serçelerin rızıklarını aradılar yerde, uzun uzun ağladılar.
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
"Hayırlısı" ne uzun kelime... Açıp baksa manayı, ne sevgiler, ne kanamalar, ne hasretler, ne bekleyişler, ne yaralar, ne umutlar çıkar.
Türk kökenli bir şaman, Zerdüşt
Gâthalar gibi ilk kitapların MÖ. 1500-1200 yılları arasında yazılıp, sonrakilerin Arsaklar ve Sasâniler döneminde, yani MÖ. 3. yüzyılda yazıldığı genellikle kabul edilir. Bunun için de bugün eldeki Pehlevice Avesta'ya ''Sasânî Avestası'' denir. Ancak, asli Avesta'nın ilk yazım tarihi ne kadar eskiye götürülürse götürülsün bugün eldeki modern Avesta son şeklini MS. 78 ile 300 tarihleri arasında almıştır. İşte bu uzun tarihi süreçte ilk olarak Medce yazılmış olan asli Avesta metinlerinin dil özelliği, daha sonra Sasaniler döneminde Pehlevice yazılınca veya çevrilince, daha sonraki dönemlerde de Farsça ve Sanskritçeye de çevrildikleri zaman, ister istemez bozulmuştur; Perslere ve Hindlilere ait birçok dini ve milli unsurlar metinlere sokularak Avesta'nın asli hüviyeti değiştirilmiştir. Bu açıdan en az tahribata uğrayan ve dolayısıyla en çok Med-Arsak dil özelliği taşıyan Avesta metni, dualar ve ilahiler kitabı olan Gathalar'dır; Gathalara İsveçli bilgin H.S. Nyberg bir Şamanlık kitabı olarak bakar ki, bu son derece önemli bir görüştür. Hatta ona göre Zerdüşt, aynı şekilde daha sonra tekrar üzerinde duracağımız gibi bir Şaman'dır. İşte bu nedenle bugün Pehlevice ve Sanskritçe uzmanlarının anlamada en çok zorlandıkları metindir. Her şeye rağmen Avesta metinleri Türk tarihi ve dili bakımından çok önemli bir kaynak niteliğini haizdir. İçerisinde hala yüzlerce Medce, yani çok eski Türkçe sözcükler bulmak mümkündür.
Reklam
Fatih Sultan Mehmet Han
“Allah inayetini üzerinden eksik etmesin, Molla Gürani, bir kez dahi eğilmemiştir tahtımızın önünde... Molla Hüsrev de... Ulema dediğin de öyle olmalıdır zaten. İlim, her zaman hükümdardan daha güçlüdür. Daha uzun ömürlü... Bu toprakların tarihi, ilmin önemini kavrayamayan nice mağlup hükümdarların hikâyeleriyle doludur.”
Everest YayınlarıKitabı okudu
Fantastik & metafizik bir dünyanın kapısını aralayan sıradışı bir roman
Fantastik & metafizik bir dünyanın kapısını aralayan sıradaşı bir roman. Yüreğinin inandığını aklın red ediyorsa, mücadelen başlamış demektir
Sayfa 7 - LunaKitabı okudu
EFELYA ROMANI HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ... Film Yönetmeni Sinan Tabanlı yazdı... Genk / Belçika Arada su gibi içtiğim Kürk Mantolu Madonna'yı saymazsak eğer uzun zamandır Türk diliyle yazılmış bir roman okumamıştım, Mehmet Ağabey'in Efelya'sı elime geçene dek. Ortalık herhangi bir moral çerçevesi olmayan sığ, karanlık tarafçı bohem
"Allah şu dünyayı binicilerin hayvanlarına ahır olacak şekilde hakir kılmıştır. Onun için dünyada emeli uzun olan her kişi azap çeker."
Sayfa 7 - şule yayınları, dördüncü baskı, aralık ikibinonsekiz | ebu bekr-i şiblî
Reklam
Sayacı çocuklar o uzun küfeleri sırtlanmış, yok mu eviniz, ananız, babanız? Çıraklık ediyorlar hayata. Olur böyle. Birileri gülsün diye ağlar birileri.
Sayfa 11
Kuşlar bir sevdaya hazırlanıyor biz uzun bir hasrete... EFELYA Mehmet Binboğa.
Raskolnikov'un, "Ben aslında o gün Kocakarı'yı değil, kendimi öldürdüm." dediği gibi, ben aslında o gün seni değil; kendimi kaybettim, yıllardır arıyorum. Nerede şimdi o neşe pınarı, gülüşünde güller açan adam? Bu yüzdendir, hemen her gün, beni bir ekmek kırıntısı gibi öpüp yol kenarına bıraktığın Cam Müzesi'nin önüne gidişim. ah sen yoksun öyle yoksun uzun yoksun hangi karanlıktan geçsem dilimde ıslık oluyorsun... M.Binboğa EFELYA-3 (Dosya roman)
Serhat Akdeniz yazdı... EFELYA ROMAN İNCELEME Bugüne kadar belki kimse bu kadar iyi anlatamadı diye başlamak istiyorum. Adına "aşk" dediğimiz bu "ruhsarı yangın telepatiyi". Okumaya başlayıp biraz ilerlediğinizde "abanoz ağacını delmeye çalışan bir ağaçkakan" gibi nefesinizi kesecek. Roman'ın
Samle Çağla yazdı... EFELYA "Ben ki sevdaların öksüz çocuğu aşk dediğin kehribar bir hüzün boncuğu " Geçen yılın ses getiren kitaplarından, Mehmet Binboğa 'nın, klasikle popüler olanı harmanladığı Efelya adlı romanı 407 sayfadan oluşuyor. Mühür Yayınlarından çıkan roman, gerek kapak dizaynı gerekse şekil bakımından oldukça albenili... Kitabın arka kapağında, şair ve denemeci Barış Erdoğan'ın etkili de bir tanıtım yazısı var. Kitabın bir çırpıda okunmasının altında, akıcı bir dille yazılmış olması kadar, yazarın edebiyat tahsili yapmış olmasının, dolayısıyla dile hakimiyetinin de etkisi var. Binboğa, öğretmenlik mesleğinin verdiği açık seçik anlatımla, görece uzun paragraflarda bile okuru yormuyor. Yazarın eğitimci kimliği, gerek metinde dikkat ettiği yazım ve imla kuralları gerekse paragraf oluşturmadaki dikkati, genç yazarlara ders niteliğinde. Kısacası Efelya romanı için, güncelle klasik olanın kucaklaştığı, neo-klasik bir roman diyebiliriz. Ekşi Sözlük'te bir okur, "İnsana anadilini sevdiren bir roman Efelya..." demiş. Ne kadar isabetli bir değerlendirme... Yüzlerce halk söylemi, aforizma tadında cümle var kitapta. Çok keyif aldım okurken. Nitelikli her okurun kütüphanesinde bulunması gereken bir kitap Efelya. Çünkü bu roman, son 20-30 yıllık hayatımızın, teknolojiyle iç içe geçmiş ilişkilerin, değişen değer yargılarının başarılı bir aynası... Bu kitapla bana büyülü dünyalar araladığınız için, teşekkürler Mehmet Hocam, elleriniz dert görmesin. Ne zamandır, bitmesine üzüldüğüm bir roman okumamıştım. Samle Çağla
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.