Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İshak'ın soyundan gelenler de, Ka'be'yi İbrahim tarafından yapılan kutsal bir tapınak olarak ziyaret ediyorlardı. Bu onlar için Tanrı'nın var olan mabedlerinden sadece biri idi. Fakat yüz yıllar geçtikçe tek tanrıya olan ibadetin saflığı bozulmaya baş- ladı. İsmail'in soyundan gelenler, Mekke vadisine sığmayacak ka- dar çoğaldılar; uzaklara göç edenler bu kutsal tapınaktan taşlar alıp, Ka'be adına onlara saygı gösterdiler. Daha sonraları, komşu putpe- rest toplulukların etkisiyle bu taşlara putlar da eklendi; ve sonunda hacılar bu putları Mekke'ye taşımaya başladılar. Bu putlar Ka'be'nin çevresine yerleştirildi; işte o zaman Yahudiler, İbrahim'in tapınağını ziyaret etmemeye başladılar.
Putların yıkılacağı zamanı gözler.
(7) Tevhid ehli, putlar asrında yaşasa da, putperestlerden ve putlarından beridir. Putperestlerin meydanlara dikip, adlarına kanunlar düzdükleri putlarına nefretle bakar. Putların yıkılacağı zamanı gözler, gözlerken de boş durmaz vazîfesini yapar. Ayrıca tapınak haline getirilen türbelere de tepkilidir. Nebîmiz aleyhisselâm'ın Mekke'nin fethiyle putları alaşağı edip kırdığını hatırlar; elinde balyozla Mekkelerin fethini hayal eder.
Reklam
Yıllar önce bir gün Mekke'de yemekli bir toplantı yapıldı. Henüz peygamberliğin gelmediği o dönemlerde Efendimiz (sav) de o toplantıya katıldı. Toplantıda putlar adına kurbanlar kesildi ve o etlerden yapılan yemekler ikram olarak verilmek istendi. İşte o gün Saîd b. Zeyd'in(ra) babası Zeyd b. Amr dayanamayıp ayağa kalktı ve: "Koyunu Allah (cc) yarattı. Ona gökten yağmur yağdırdı. Yerde ot bitirdi. Sonra siz onu, Allah'tan (cc) başkasının ismi ile kesiyorsunuz." dedi. Bunun üzerine öz amcası olan Hz. Ömer'in (ra) babası Hattab, ayağa kalktı ve onu dövmeye başladı. Hattab, etrafı da kışkırtıp onu ciddi şekilde dövdükten sonra: "Bu saatten sonra sana Kâbe'ye gelmek de yasaktır!" dedi. Kâbe'de putlar olduğundan ve Zeyd b. Amr, onların kutsal saydıkları putları kutsal saymadığından onu Kâbe'den kovdu. O yüzden Saîd ibni Zeyd(ra): "Baban, babama çektirdi. Sen de şimdi bana çektiriyorsun, ah Ömer ah!" diyordu.
Sayfa 25
Kuray şliler ve Mekke'de oturan diğer Araplar, hiçbir puta, ' Uzzâ'ya gösterdikleri kadar saygı göstermezlerdi. sonra Lât, sonra Manât gelirdi.
Sadece çocukların güle oynaya gideceği yerin adıdır cennet..
İnsanların çoğu bırakın Allah'ı, ölüme dahi inanmak istemiyor. Bunun da doğal bir sonucu olarak dünya hayatlarının en mutlak gerçeği olan ölümün adından bile kaçıyorlar.. Hesap bakkal hesabı gibi ortadadır. Kalbinde vicdanın ve merhametin zerresi olan zulüm eder mi? Sanıyorlar ki ellerine fırsat geçti, ve yaptığımız her kötülük yanımıza kâr
İşte şimdi, Sina Dağı'ndaki ateş, yanmış insanı çağırıyor. Beşikteki çocuk konuşuyor. Doğuran kadından değil, çağrıyı ondan dinlemeli. Ağaçtan putlar, ateşte çatır çatır yanacak kadar kurulmuşlardır ve onların odun olarak kullanılacağı "büyük kış" da gelmiştir. Çocuk İbrahim balta kullanacak yaşa ulaştı. Peygamber Hira Dağı'ndan inmiş örtüleri bir yana fırlatmış. Denizlerin mürekkep ve ağaçların kalem kesilip yazsalar önünde bitecekleri tükenmez kutsal sözler Mekke'de, Medine'de, bütün ufuklarda çınlıyor. İnsansa, kutlu rüyalardan bile uzakta uyumaktadır. Şafak gelmiş kapıya dayanmış, bıçak boğazda, güneş ırmakta, kuzu annesinin memesine yaklaşmakta. Yine de insan uyumaktadır... İnsansa, kurtarıcı çağrıyı duymamakta direniyor.
Reklam
İslâmiyetin çıkışı sırasında Arapların genel olarak dini putperestlik idi. Bahreyn, Oman, Yemen, Necran bölgelerinde Mecûsilik, Hristiyanlık, Mûsevîlik sayılabileceği gibi, ayrıca Hristiyanlığın Yakûbilik ve Nestûrilik şekli de burada kendine taraftar bulabilmiştir. Fakat Mekke ve etrafı Hicaz'da bu dinlerden hiçbiri yerleşememiştir. Orada ecdadın yaptığı putlar, Kâbe'nin içini süslemektedir. Kureyşli Araplar'ın kutsal tanıdığı ve taptığı putların sayısı ise üçyüz altmışı bulmakta idi. Kâbe'nin en önemli putu Hubel, Kureyş kabilesinin putu idi. Kâbe her ne kadar putperest Araplar' ın müştereken kutsal tanıdığı bir yer olmuşsa da bundan gayri, Yarımadanın başka başka yerlerinde yüz kadar tapınak daha vardı ve onların da etrafı tavaf edilir, kurbanlar kesilir, bunlara hediyeler sunulurdu.
Sayfa 8 - Cem YayıneviKitabı okudu
İslam öncesi Arabistan'da Dini yapı
"Ticaret yollarının âdeta kavşak noktası ve bir yıllık panayır yeri olan Mekke ve etrafında, Hicaz'da bulunan Mecusilik, Hıristiyanlık, Yahudilik, Sabiilik gibi dinlerden hiç biri yerleşmemiştir. Orada Arapların yaptığı putlar, Kâbe'nin içini süslemekteydi. Kureyşli Araplar'ın kutsal tanıdığı ve taptığı putların sayısı ise üçyüz altmışı bulmakta idi. Kâbe'nin en önemli putu Hubel, Kureyş kabilesinin putu idi. Savaşa gidecek olan bir kimse, başını tıraş ettirip onu ziyaret ederdi. Bazı kabilelerde mâbudlar insan, arslan, at, kuş şekillerinde tasvir edilmişti. Meselâ Mekke yakınındaki Hüzey kabilesinin putu kadın şeklinde, Kelb ve Tayy kabilelerininki arslan şeklindeydi. Yemen'de Hamdan denilen yerdeki halk at şeklinde bir mâbuda, Himyeriler ise Kerkenez kuşuna taparlardı. Yine Menat adında bir putları vardı ki, bu bir kayaydı ve kurbanlarının kanlarını onun üzerine sürerler, kıtlık olursa ondan yağmur yağdırmasını isterlerdi."
Arap kâbile toplumunun olanca barbarlığının içinden bir ilâhî ışık olarak sevgi ve kardeşlik meş'alesi hâlinde parlayan İslâmiyet, sonunda muzaffer olmuştu. Artık kızgın kumlar üzerinde işkenceler, kanlı kâbile çatışmaları olan kan davaları haksızlıklar kaldırılmıştır. İşte Mekke'deki putlar çoktan yıkılmış, Mekke artık bir İslâm beldesi olmuştur. Artık putlardan temizlenmiş olan Mekke'de Allah'ın kulu elçisi olan Abdullah oğlu Muhammed (A.S.) son haccını yapıyordu. Bu haccın bir (Vedâ Haccı) olacağını daha baştan söylemişti.
Sayfa 21 - Kubbealtı Neşriyâtı, Basıldığı Yer ÖZAL Matbaası, Basıldığı Tarih 1988Kitabı okudu
184 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.