( Arapların kurguları )
_Hz. Muhammed, peygamberlik nöbeti beklerken örtünürdü çünkü bu sırada ateş nöbetlerine tutulur, üşür, titrer ve kusardı. (Modern tıp buna temporal lob epilepsisi - peygamber hastalığı diyor.) _Ben ondan duydum. O da babasından, babası da arkadaşından, arkadaşı da bir yolcudan duymuş. _Uzzaoğullarında peygamberlik görevi babadan oğullara geçer.
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
Yazarın diline hayran kaldığım ânlar...
Gül çağında imana gülümsemişti yüzler, Lat ve Uzza'nın peş peşe devrilişini görmüştü gözler. Kâbe'de bütün putlar yıkılmış, damında Muhammed'in ezanı okunmuştu. Bilal'in tatlı sesinden gelince Allahu Ekber; yürekler yerinden fırlayayazdı, Allahu Ekber!.. Medine mescidi bir nur idi, Müslüman olmak onur idi. Kaç yüz yıl beklediğim gündü bu; kaç şehidin beklediği düğündü bu. Mekke fetholmuş, şirk sona ermişti; gülüm insanlığa yeni bir ruh vermişti.
Sayfa 541Kitabı okudu
İbrahim (as) Mekke'ye geldiğinde Rabbine şöyle yalvarmıştı:
"Rabbim, demişti, bu şehri emniyetli kıl. Beni de oğullarımı da putlara tapmaktan uzak tut. Rabbim, çünkü o putlar insanlardan birçoğunu baştan çıkardılar." (İbrahim Suresi, 35-36)
Sayfa 44 - BEYAN YayınlarıKitabı okudu
islamiyet öncesi arabistan'da putlar
"Onları putlara ve taşlara ibadet etmeye yönelten sebep şu oldu; Geçici bir süre için bile olsa Mekke'den ayrılmak isteyen bir kimse, yanına Mekke'den bir taş almaksızın oradan uzaklaşmazdı. Mekke dışına yolculuğa çıkan kimse hem Mekke'ye ve Kabe'ye olan saygısını ve derin bağlılığını göstermek, hem de bu bölgeye olan özlemini gidermek için yanında o bölgeye ait bir taş götürürdü. Konakladıkları her yerde o taşı çıkarıp yere koyarlar ve tıpkı Kabe'yi tavaf ettikleri gibi onun etrafında dönüp tavaf ederlerdi. Bunun kendilerine uğur getireceğine inanırlardı. Bu davranışları onları, zamanla hoşlarına giden şeylere ibadet etmeye götürdü."
Kabe'deki "başput", en büyük tanrı simgesi "Hubel"e ilişkin kay­nakların verdiği bilgiler de; Maslahatgüzar Tahsin Mayatepek'in an­ lattıklarını ayrıca kanıtlar nitelikte: İbn Hişam'ın (ö.834) verdiği bilgi: Buna göre, "Hubel", Akdeniz'in doğusundaki yöreden alınmadır. Bugün Ürdün sınırları içinde olan, Lut Gölü'nün doğusundaki eskiden Moab adı verilen yöreden. Ya n i Mek­ ke'nin kuzeyindeki oldukça uzak ülkeden getirip Kabe'ye konulmuş. Ge­ tiren de Amr İbn Luhayy adında bir yönetici. Amr, birtakım işleri için "Suriye"ye uğrar. "Amalikalıların oturduğu Belka ülkesindeki Moab"a vanr. Onla r ın "putatapar" olduklannı görür. Nedenini sorar. Onlar da "putların yağmur yağdırdıklarını" ve kendilerine birçok konuda "yardım" ettiklerini anlatırlar. Bunun üzerine, Amr , "Arap ülkesine götürmek üze­ re", bütün bu yararlan sağlayacak bir putister onlardan. "Hub e l" adlı putu verirler. O da bu putu Mekke'ye getirir; yerleştirir ve "halk a , ona ta p ma­ larını, onu ulul a malannı " buyurur. 136 İbn Kelbi ' nin (ö.819 ya da 821) Ki­ tabu'l-Asnô . m (Putlar Kitabı) adı kitabında verdiği bilgi de, İbn Hişam'ın bu anlattıklarını bir ölçüde doğrulamakta Çünkü İbn Kelbi'nin anlattık­ larına göre de, "Arapların tapındıkları putlar, Kabe'ye Mekke'nin dışın­ dan sokulmadır.''
Kasım 1995 Kaynak Yayınları - PDFKitabı okudu
Reklam
115 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.