Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Salih İnsanları Sevme ve İlahlaştırma...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler: "Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve ço­cuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydu­lar." "Onlar çok büyük tuzaklar kurdular." "Dediler ki: 'Sakın ilâhlarını­zı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Arap Coğrafyası
Mekke'de her evin taptığı putlar vardı. Bir kimse yolcuğa çıkmak istediği zaman yaptığı son hazırlık putlara yüzünü gözünü sürmek olurdu.
Reklam
"(Ey Muhammed!) De ki: 'Ey kâfirler, ben sizin taptıklarınıza tapmam; benim taptığıma da sizler tapmazsınız; ben de sizin taptığınıza tapacak değilim; benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz; sizin dininiz size, benim dinim de banadır." (Kâfirûn Suresi, ayet 1-6) Daha başka bir deyimle yukarıdaki ayetin, hoşgörü ile ve hele Yahudilerin ve Hıristiyanların inanç özgürlükleriyle hiç ilişkisi yoktur. Bu ayeti, kendisini Araplara gönderilmiş peygamber olarak tanımladığı "Birinci Mekke döneminde" koymuştur. Muhatabı Müslüman yapmaya çalıştığı Kureyşli Araplardır. Bu Araplar ikide bir kendisine gelip: "Sen bizim taptıklarımıza bir yıl müddetle tap, biz de senin taptığına bir yıl tapalım" şeklinde konuşurlar ve barış yolu bulmaya çalışırlardı. İslam kaynaklarından öğrendiğimize göre bir aralık Muhammed, sırf ödün (taviz) verip onları kazanma ümidiyle, tekliflerini kabul etmiş ve örneğin Kur'an'a: "Bana Lât, Uzza ve üçüncü olarak Menafi haber verin" şeklinde ayet koymuş ve "Bu putlar yüksek mahalden uçan turna kuşlarıdır, bunların şefaati beklenir" şeklinde konuşmuştur." Fakat bunu yapmakla kendi taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattığını anlayınca "Şeytan beni kandırdı" deyip söylediklerinden vazgeçmiştir. Bundan dolayıdır ki bu vesileyle koyduğu ayetler "Şeytan ayetleri" diye anılır: Güya şeytan Muhammed'i kandırmış ve gönlüne yukarıdaki ayetleri koymuştur. (Hac Suresi, ayet 52-53)
Sayfa 280Kitabı okudu
Aslan Avcısı Hamza
"Putlar, evet putlar. Ben de tapıyorum onlara. Ama doğrusu şimdiye kadar onlardan pek fayda görmedim." "Ne diyorsun sen Hamza delirdin mi?" diye diklendi Ebu Cehil. "Putların hepimize faydası var. Orıları ziyarete binlerce insan geliyor her yıl Mekke'ye. Şehrin ticaretini dolayı of Varışmıyorlar. Kumar oynuyor, içki içiyor, zina ediyorum, canlandırıyorlar. Onlar yüzünden bir hayli para kazanıyorum. Doğru değil mi Hamza? Üstelik yalan söylüyorum, ilişmiyorlar. Gönlümce yaşıyorum, engel olmuyorlar. Ya göstete Muhammed? Hepsini yasaklıyor. Bunlar olmadan yaşayamam ben!" "Hımmm... Anladım şimdi. Demek putlara sana menfaat sağladıkları için tapıyor ve saygı gösteriyorsun. Putlarına tapmaya devam et sen. Ama bir daha Muhammed'e sataştığını duyarsam..."
#Çağrı #1000K #Edebiyat
İşte şimdi,Sina Dağındaki ateş, yanmış insanı çağırıyor. Beşikteki çocuk konuşuyor. Doğuran kadından değil çağrıyı ondan dinlemeli.Ağaçtan putlar, ateşte çatır çatır yanacak kadar kurulmuşlardır ve onların odun olarak kullanılacağı" Büyük kış" da gelmiştir. Çocuk İbrahim Balta kullanacak yaşa ulaştı.Peygamber Hira Dağı'ndan inmiş örtüleri bir yana fırlatmış. Denizlerin mürekkep ve ağaçların kalem kesilip yazsalar önünde bitecekleri tükenmez kutsal sözler Mekke'de, Medine'de, bütün ufuklarda çınlıyor.
Müslüman babadan ve müslüman anadan ge- len, dünya kütüklerine müslüman diye kayıtlı, birbirini müslüman adıyla çağıran, ama İslâm ha- riç, kaç yol ve yön varsa o yöne doğrulan ve yola dalan, kurt görmüş koyun sürüsü gibi bir doğuya bir batıya koşuşan müslüman kütleyi, İslâm, yeni bir dirilişe çağırıyor. Bir paradoks dilini kullana- rak diyelim,
Reklam
Mekke'nin fethi. Hz Muhammed (s.a.v) savaşmaksızın teslim alıyor şehri. Herkesi affediyor putlardan başka. Hz. Ali Kâbe'deki üç yüz altmış putu tek tek kırıyor. Putlar bitti mi? Hayır. Hz. Peygamber minberde. Kibir putunu kırmaya çağırıyor insanları: Ey insanlar! Yüce Allah cahiliyet kibri ve soy sopla övünme düşüncesinden temizledi sizi. Hepiniz Adem'densiniz, Adem de topraktandır. Sizin en üstününüz Allah'tan korkup günahtan kaçanlarınızdır.
İshak'ın soyundan gelenler de, Ka'be'yi İbrahim tarafından yapılan kutsal bir tapınak olarak ziyaret ediyorlardı. Bu onlar için Tanrı'nın var olan mabedlerinden sadece biri idi. Fakat yüz yıllar geçtikçe tek tanrıya olan ibadetin saflığı bozulmaya baş- ladı. İsmail'in soyundan gelenler, Mekke vadisine sığmayacak ka- dar çoğaldılar; uzaklara göç edenler bu kutsal tapınaktan taşlar alıp, Ka'be adına onlara saygı gösterdiler. Daha sonraları, komşu putpe- rest toplulukların etkisiyle bu taşlara putlar da eklendi; ve sonunda hacılar bu putları Mekke'ye taşımaya başladılar. Bu putlar Ka'be'nin çevresine yerleştirildi; işte o zaman Yahudiler, İbrahim'in tapınağını ziyaret etmemeye başladılar.
Putların yıkılacağı zamanı gözler.
(7) Tevhid ehli, putlar asrında yaşasa da, putperestlerden ve putlarından beridir. Putperestlerin meydanlara dikip, adlarına kanunlar düzdükleri putlarına nefretle bakar. Putların yıkılacağı zamanı gözler, gözlerken de boş durmaz vazîfesini yapar. Ayrıca tapınak haline getirilen türbelere de tepkilidir. Nebîmiz aleyhisselâm'ın Mekke'nin fethiyle putları alaşağı edip kırdığını hatırlar; elinde balyozla Mekkelerin fethini hayal eder.
Yıllar önce bir gün Mekke'de yemekli bir toplantı yapıldı. Henüz peygamberliğin gelmediği o dönemlerde Efendimiz (sav) de o toplantıya katıldı. Toplantıda putlar adına kurbanlar kesildi ve o etlerden yapılan yemekler ikram olarak verilmek istendi. İşte o gün Saîd b. Zeyd'in(ra) babası Zeyd b. Amr dayanamayıp ayağa kalktı ve: "Koyunu Allah (cc) yarattı. Ona gökten yağmur yağdırdı. Yerde ot bitirdi. Sonra siz onu, Allah'tan (cc) başkasının ismi ile kesiyorsunuz." dedi. Bunun üzerine öz amcası olan Hz. Ömer'in (ra) babası Hattab, ayağa kalktı ve onu dövmeye başladı. Hattab, etrafı da kışkırtıp onu ciddi şekilde dövdükten sonra: "Bu saatten sonra sana Kâbe'ye gelmek de yasaktır!" dedi. Kâbe'de putlar olduğundan ve Zeyd b. Amr, onların kutsal saydıkları putları kutsal saymadığından onu Kâbe'den kovdu. O yüzden Saîd ibni Zeyd(ra): "Baban, babama çektirdi. Sen de şimdi bana çektiriyorsun, ah Ömer ah!" diyordu.
Sayfa 25
Reklam
Kuray şliler ve Mekke'de oturan diğer Araplar, hiçbir puta, ' Uzzâ'ya gösterdikleri kadar saygı göstermezlerdi. sonra Lât, sonra Manât gelirdi.
Sadece çocukların güle oynaya gideceği yerin adıdır cennet..
İnsanların çoğu bırakın Allah'ı, ölüme dahi inanmak istemiyor. Bunun da doğal bir sonucu olarak dünya hayatlarının en mutlak gerçeği olan ölümün adından bile kaçıyorlar.. Hesap bakkal hesabı gibi ortadadır. Kalbinde vicdanın ve merhametin zerresi olan zulüm eder mi? Sanıyorlar ki ellerine fırsat geçti, ve yaptığımız her kötülük yanımıza kâr
İşte şimdi, Sina Dağı'ndaki ateş, yanmış insanı çağırıyor. Beşikteki çocuk konuşuyor. Doğuran kadından değil, çağrıyı ondan dinlemeli. Ağaçtan putlar, ateşte çatır çatır yanacak kadar kurulmuşlardır ve onların odun olarak kullanılacağı "büyük kış" da gelmiştir. Çocuk İbrahim balta kullanacak yaşa ulaştı. Peygamber Hira Dağı'ndan inmiş örtüleri bir yana fırlatmış. Denizlerin mürekkep ve ağaçların kalem kesilip yazsalar önünde bitecekleri tükenmez kutsal sözler Mekke'de, Medine'de, bütün ufuklarda çınlıyor. İnsansa, kutlu rüyalardan bile uzakta uyumaktadır. Şafak gelmiş kapıya dayanmış, bıçak boğazda, güneş ırmakta, kuzu annesinin memesine yaklaşmakta. Yine de insan uyumaktadır... İnsansa, kurtarıcı çağrıyı duymamakta direniyor.
182 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.