Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Lütfen bakar mısınız ?
Merhaba Arkadaşlar .. Benim dikkatimi çeken ve rahatsız olduğum bazı konular var bunları naçizane sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu belirteyim burada bulunma amacım *takip meselesi değil .Tanıdığım pek kimse yok ve birbirimizi takip ettiğimizde borsalarda bir değişme olmayacak yani bu takip etme olayı çok da önemli bir mevzu değil benim
Uyumak İstiyorum
Çok hızlı uyumak istiyorum Sonsuzluğa nefes almak Aşağı düşmek istiyorum o kenardan Sadece biraz tatmin olmak Aşık olmak istiyorum bugünlerde Son gibi yaşamak dünyayı Bulmak istiyorum kanımdaki kırmızıyı Ve Haziran olmadan kaçmak Bırakmak istiyorum bu ıslak dünyayı Romantik zihinlere terk edip Durmak istiyorum bu günlerde Bir kaç hap
Reklam
YARIBEYAZ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BİR ŞİİR Kimsiniz siz, beni dinliyorsunuz böyle, siz kimsiniz de kendinizi dinliyorsunuz? Beyaz mısınız siyah mı, ya da var mı bunun bir kıymet-i harbiyesi? Parmaklarını müzik olmadan sallayabilir misin, kafanızda dönüp duran o vahşi maymunları saymazsak eğer, sarsılabilir misin, bir melodi olmadan, kendine
Kirpi İkilemi
“Ne seninle ne de sensiz.” cümlesi üzerine satırlarca okumuş, şarkılarda dinlemişizdir. İnsan ilişkilerinin çeşitli kompleksler üzerine kurulduğu düşünülünce, yakınlık kurmak da, uzaklaşmak da zordur hayatın akışında. Peki, bu denklemi açıklayan psikolojik bir terimi Freud’un ve Schopenhaur’un “Kirpi İkilemini” duyan kaç kişi vardır aramızda?
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Uzun Yolun Kısası
“Dinleyecek biri olsa” dedi kederle, “anlatmayı istediğim o kadar çok şey var ki!” Ömrümüz boyunca sadece bir kez yan yana geldiğimiz insanlarla birkaç duraklık yolculukları paylaştığımız oluyor. Birbirimizle konuşmadığımız sürece hikayelerimiz, bir otobüsün o günkü hikayesinde beraberce bulunmak dışında birbirine dokunmuyor. Karton kutulardaki
Reklam
Varlık ,hiçlik , ölüm
Benim Ölümüm [Ma mort] Ölüm, “duvar”ın öte yanındakilerden olduğu için hiçbir şekilde insani olmayan şey gibi görünürken, sonra bir anda bambaşka bir bakış açısından düşünülmeye, insan yaşamının bir olayı gibi ele alınmaya başlandı. Bu değişiklik çok açık bir biçimde anlaşılır: ölüm bir terimdir ve her terim (ister sonuç, ister başlangıç terimi
ESKİDEN BİZLER VE YENİDEN BİZLER-İYİ OKUMALAR
Ne bizler hasreti bırakmalıyız , Ne de Hasret bizleri bırakmalı. Çünkü çok güzel şeyler yaşadık. Özlüyoruz. Her şeyi özlüyoruz. Çok özlüyoruz. Beraber koştuğumuz arkadaşlıkları, Gece saklambaçlıklarını ve Üç-dört saat hiç yorulmadan toprak sahada top oynamayı... Çok özlüyoruz... Yaşadığımız her şeyi özlüyoruz... Pamuk tarlasında çapa
Alphaville ~ Forever Young
youtu.be/RHIIATt0BaM Bazıları su gibidir, bazıları ateş, Bazıları melodi gibidir, bazıları ritim, Er ya da geç hepsi gidecektir, Neden genç kalmıyorlar? Bir neden olmadan yaşlanmak çok zor, Gücünü kaybeden bir at gibi çürümek istemiyorum, Gençlik, güneşteki elmaslar gibidir, Ve elmaslar da ebedidir. Bugün birçok maceradan vazgeçildi, Çalmayı unuttuğumuz birçok şarkı var, Birçok hayal sallanıyor birdenbire, Bırak da gerçekleşsin.
BİLMİYORUM 1. Geldim, bilmiyorum nereden, ama geldim; Önümde bir yol gördüm, yürüdüm, İstesem de istemesem de yürümeyi sürdüreceğim, Nasıl geldim, nasıl gördüm yolumu? BİLMİYORUM! 2. Bu varlığın içinde yeni miyim yahut eski mi? Özgür müyüm yoksa bağlı bir tutsak mı? Hayatımda kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkası mı? Bilmek isterdim,
Reklam
Özkaralama
Hiç söylenmemiş bakir sözlerden uzanır bir gölge Geceye sımsıkı sarılmış şarkısı içinde Kulaklarına güzel bir melodi çalınır uzaklardan Güzelliğe yakılan her debdebeli nağme Soğuk bir ürperti gibi geçer giderdi arkandan İçine bir şey doğar Ya da içinde birşeyler ölürdü Bu kez doğmadı Hani sanki beni içerden içeri astılar Hani sanki beni içerden
Bu kafa ile bırakılır mı insan?
Öksüzlere yapılan ninnilerde bir kez daha hatırlarız yalnızlığımızın nasıl bir sonsuzluk olduğunu... Boşluğa bırakılan bir emanetiz aslında, en kalabalık yanımız bazen bir melodi, bir cümle, bir şiir olur. Gidenlerimiz gitme zamanını bizim hazır olunmuşluğumuza göre belirleyebilselerdi asla gitmezlerdi. Bizi bu dünyaya emanet etmekten uçuklayan dudaklarında asılı kaldık onlara varana dek. Eyy ozanlar, eyy şairler ... Haydi şimdi anlatın da bir daha çizilsin içimiz, haydi söyleyinde bir ağıtta daha boğulup nefessiz kalalım. İnsan olmayı öğretirken öksüz kalınca, kahır ve sitemden geçen yollarda nasıl yürüyeceğimi öğretmeye vaktin olmadan gittin annem. Acemi bir yalnızım şimdi. Acemi bir anneyim. Bu kafa ile bırakılır mı insan. Bu ruha senden çok şey eklesem, kalbini bana takarlar mı yeniden. Sonay Karasu
Dilin ruhu ve sesi üzerine...
Dil denildiğinde onun gramer ve fonetik yapısıyla, hangi dil grubuna ait olduğuyla, dünyada ne kadar insan tarafından konuşulduğuyla ilgilenilir. Son yıllarda bir de konuşulan dilin mesleki ve ticari bakımdan getirisi olup olmadığı önemli bulunur oldu. Bunların her birinin kendince önemi vardır lakin bunlardan hiçbiri o dili konuşan halkın
Ay Işığının Altındaki Son Tango
"Ben seni çok sevdim, ben seni çok sevdim Belki zordur anlaması sessizliğimden Ben seni çok sevdim, ben seni çok sevdim Sen oku kelimeleri gözlerimden..." Bu melodi, bana o ölümümü hatırlatıyor. Göz yaşlarım iznim olmadan akıyor yanaklarımdan, parmaklarımla ıslak gözlerimi siliyor ve eve yol alıyorum, O'nunla eski anılarımız aklıma gelince buruk bir tebessüm oluştu dudaklarımda Yapma , yalvarırım daha fazla canımı yakma...
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.