Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Koyu kahverengi gözlü, meraklı bir kız görüyorlar.
DIYOJENİN FENERI
Adamlar arasında adamın biri Gipe gündüz adamlar arasında elinde fener Bir şeyler arıyormuş. Adamlar arasında adamlardan bir diğeri Adı İskender Merakla dönmüş Ne aradığını sormuş Adam adamları göstermiş Adam arıyorum demiş. Tabli adam haklı. Adam adama meraklı. 13. servisten M.K.
Reklam
İnsanlar bana baktığında koyu kahverengi meraklı bir kız görüyorlar. Kafası biraz sallanıyor. Bazen salyası akıyor. 11 yaşındaki bir kız için fazla ufak tefek... Bana bakan insanlar sorunlarımın uzun bir listesini yaptıktan sonra belki oldukça güzel gülümseyişimi ve gamzelerimi fark edebilirler. Gamzeleri bence çok havalı.
psikanaliz
Öğrenci profesöre sorar "Bilim nedir?", profesör yanıtlar "Bilim karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır.". Aradan biraz zaman geçer, meraklı öğrenci yine sorar "Hocam felsefe nedir?", profesör; "Felsefe..." der biraz duraklayıp ekler; "Felsefe, karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır, odada bir kedi olmadığı halde." der. Öğrencinin merakı sona ermez, aklına üçüncü bir soru gelir, belki de en zor olduğunu düşündüğü sorusunu sorar "Pekala, psikanaliz nedir?", profesör duraksamadan cevaplar "Psikanaliz, karanlık bir odada siyah bir kediyi aramaktır, odada bir kedi olmadığı halde ve eninde sonunda bir şekilde kediyi bulmaktır."
Parmakları Elander'n kaslı koluna uzanıp sabit bir ritimle vurdu. İstemeden olmuştu. Hatta birkaç dakika boyunca bunu yaptığının farkına bile varmamıştı, ta ki komutan gözlerini açıp ona meraklı bir bakış atana kadar. "Özür dilerim." Geçen geceki konuşmalarını, yanında nasıl oturduğunu hatırlayınca Cas kendini en azından şunu söyleyecek kadar cesur hissetti: "Bu da başka bir kaygı belirtisi. Bir şeylere dokunmak, bir seylere vurmak... kendimi çıpalamama yardım ediyor. Düşüncelerimin beni alıp götürmesini engelliyor." Elander bir kez daha gözlerini kapadı. "Durmana gerek yok. Bana dokunman hoşuma gidiyor, bana hâlâ yanımda olduğunu hissettiriyor."
Sayfa 262Kitabı okudu
M.G.: James Joyce, İbsen'e çok meraklı ve oyunlarının orjinalini okuyabilmek için Norveççe öğreniyor. Bu kadar da önem verilen bir yazar. Eserlerinde, özellikle Yaban Ördeği'nde idealizm eleştirisi var. Kitap birkaç katmana sahip olduğundan anlatması çok kolay değil. Bir katmanda biz Yaban Ördeği'nin hikâyesini bir parça öğreniyoruz ve burada anlıyoruz ki oyundaki karakterlerden bir tanesi doğruyu söyleme hastalığına tutulmuş. Ve bu tutumu ziyarete gittiği ailede bir trajediye sebep olacak. Ve okumayı tamamladığımızda okur olarak şunu düşüneceğiz: Her durumda ve koşulda gerçeği söylemek iyi bir şey midir? İdealizmin bize vaaz ettiği ahlak anlayışının bir anlamda altı oyuluyor.
Sayfa 124 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Adamlar arasında adamın biri Güpe gündüz adamlar arasında elinde fener Bir şeyler arıyormuş. Adamlar arasında adamlardan bir diğeri Adı İskender Merakla dönmüş Ne aradığını sormuş Adam adamları göstermiş --Adam arıyorum demiş. Tabii adam haklı. Adam adama meraklı. M. K.
Sayfa 33 - Matbaa Teknisyenleri BasımeviKitabı okudu
“Yaşlı yıldızların ışığı soluktu, epey sıkılmışlardı, ama genç olanlar meraklı ve pırıl pırıldı.”
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
Bir zamanlar boş gezmeyi iş yapmaktan çok seven üç ar­ kadaş varmış. Bugünden yarına geçinmek, gittikleri yerlerin birinden yüz bulsalar , beşinden kovulmak canlarına tak de­miş. Alın teriyle kazanıp gönül rahatlığıyla yemeyi de göz­lerine kestiremezlermiş, çünkü elleri işe yatkın değilmiş. Bir gün, uzun bir yolculuktan sonra, yüksekçe bir tepede
Reklam
“Ne tuhaf, insanoğlu kendinden daha zeki doğan birine öfke duymaya çok meraklı.”
"İnsanlar bana baktığında kıvırcık, kısa kahverengi saçlarıyla pembe tekerlekli sandalyesinde oturan bir kız görüyor. Bu arada pembe tekerlekli sandalyenin herhangi sevimli bir yanı yok. Pembe olması bir şeyi değiştirmiyor. Koyu kahverengi gözlü, meraklı bir kız görüyorlar. Üstelik gözlerinin biri biraz bozuk. Kafası da biraz sallanıyor. Bazen salyası akıyor. On bir yaşında bir kız için fazla ufak tefek."
dünyayı da yumuşak bir şekilde değiştirmeye aday görünüyorlar.
M kuşağının fertlerinin inançları her şeye dokunup etkiliyor ve onlar dünyanın bunu bilmesini istiyor. Onları gayrimüslim akranlarından farklı kılan başlıca özellik olan bu durum aynı zamanda onları şekillendirebilecek tek faktör. Ve onlar bu dünyanın ihtiyaçlarına cevap vermesi konusunda azimliler. Kimliklerinin hem inancı hem de çağdaşlığı kapsadığına inanan bu genç bireyler teknolojiye meraklı ve özgüven sahibiler. Bütün Müslüman gençler bu kategoriye dâhil olmasalar da özellikle eğitimli, çağdaş hayata ve teknolojiye uyumlu, sosyal hayatta belli bir mevkiye gelmiş ya da gelmeye donanımlı, üstelik ekonomik anlamda belli bir refah seviyesini tutturmuş bu nesil, bu yaklaşımla dünyayı da yumuşak bir şekilde değiştirmeye aday görünüyor.
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.