Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MAVİ RENKLİ MERDİVENLER
Unutulmuş bir zaman dilimi Mavi renkli merdivenler birer birer çıkılmış Hafif esen rüzgar ten okşuyor Ve güne merhaba diyor kelebekler İnci görünümlü çakıl taşları hafif hafif yüzeyine çıkıyor kumsalın Ben elimde ince bir kağıt konuşan bir kalemle masama doğru ilerliyorum İlerliyor zaman İlerliyor içi burkulmuş kelimeler Birazdan senin boynunda kolye'ye benzeyen bir dize olu verirler.. C.S.A
"Önümüzdeki yolda daima taşlar olacak. Bunları tökezlenecek engeller olarak mı, yoksa üzerlerine basılacak merdivenler olarak mı göreceğiz?"
Sayfa 319 - hayykitapKitabı okudu
Reklam
“ O halde bu koridorlarda bir şey bulamıyorsan kapıları aç, bu kapıların ardında bir şey bulamıyorsan yeni katlar var, yukarıda bir şey bulamıyorsan zorluk yok, yeni merdivenler çık. Çıkmayı bırakmadığın sürece basamaklar durmaz senin yükselen ayaklarının altında büyüyecekler.”
Sayfa 103Kitabı okudu
Franz Kafka
Parkta yürüyor. Kuş cıvıltılarının önünü bir çocuk ağlaması kesmeseydi durmayacaktı. Duruyor ve oyuncak bebeğini kaybeden küçük kızın yaşlı gözlerine bakıyor. Hikayesini dinlerken yeni bir hikaye düşünüyor kanını durdurmak için. Gerçeğin yarasını hayalle sarmaya başlı­yor: "Ağlama. Bebeğin kaybolmadı!" İlk cümle, ilk yar­dım. Küçük kızın ağlaması kesiliyor o anda. Adam, itiraz dalgaları vurmadan yüzüne, hikayesine devam ediyor: "Yalnızca gezmeye çıktı. Hem az önce gördüm onu ve ko­nuştum. Söz verdi sana mektup yazacağına. Yarın aynı sa­atte burada ol. Mektubu ben getireceğim." Daha cümle biter bitmez gökkuşakları sürmeliyor çocuğun gözlerini. Kuş cıvıltıları kapanan yolları yeniden açıyor. Adam çıkı­yor parktan mektubu getirmek için. Yürüyen merdivenler kısaltıyar yolu. Saatler geçmek bilmiyor. Ertesi gün ço­cuk sevinçle açıyor mektubunu. Bebeği başından geçen­leri anlatıyor ona. Gördüğü yerleri, karşılaştığı insanları... Haftalarca sürüyor yazışma. Ta ki postacı hastalanarak bir başka kente gidene kadar. Ayrılmadan önce bir bebek he­diye ediyor çocuğa. "Artık mektup yazmayacak sana. Kendi geldi. Uzak ülkelerde başından geçenler biraz de­ğiştirdiyse de onu, senin bebeğin bu!"
Sayfa 139Kitabı okudu
Tarifi Zor
“Sevdiğimin adını sokağa vermişler. Gidemediğim yoluna, şimdi yol tarifi çizmişler. Ne güzel yoldur, inişli çıkışlı merdivenler...”
   Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Ahmet Haşim... Merdivenler
Reklam
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın, Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın. ... İnsanlardan buz gibi soğudum, İşte yalnız sen varsın. Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın.
Sayfa 116Kitabı okudu
Dost'uma
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız Dokunarak uçalım. İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın...
Cahit Külebi
Cahit Külebi
Kimi insan otların, kimi insan balıkların çeşidini bilir, ben ayrılıkların, kimi insan ezbere sayar yıldızların adını ben hasretlerin.. Yazın üç sütün üstüne kapkara haykıran puntolarla, Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala! Ne ölümden korkmak ayıp, ne de düşünmek ölümü. ...ama arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu yeşermez
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın, Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın. Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın. Mavi bir gökyüzümüz olsun, Kanatlarımız dokunarak uçalım. İnsanlardan buz gibi soğudum, İşte yalnız sen varsın. Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın. 📝| Anlarsın, Cahit Külebi
Reklam
Çocuktuk, bazılarımız için yokuşlar daha dik, merdivenler daha yüksekti. Kimimiz birilerinin elini tutup çıkarken, kimimiz düşme korkusuyla tırabzanlara yapışıp kaldı, kimimiz de başka birileri tarafından aşağı itildi.
Sayfa 236 - Hep KitapKitabı okudu
Önümüzdeki yolda daima taşlar olacak. Bunları tökezlenecek engeller olarak mı, yoksa üzerlerine basılacak merdivenler olarak mı göreceğiz? Nietzsche
Sayfa 319Kitabı okudu
Mısırlılar kaya mezarlarını nasıl oymuştu? Galerileri ve odaları hangi aletlerle kazımıştı? Mezar duvarları pürüzsüz ve kabartmalarla süslüydü. Kayalık toprağa inen sütunlara yapılmış usta bir işçilik isteyen merdivenler, mezar odalarına dek uzanıyordu. Günümüzde turistler bu olağanüstü yapıları hayranlıkla izliyor ama hiçbiri, kullanılan teknik hakkında tatmin edici bir bilgi alamıyor. Ama kesin olan bilgi şu: Mısırlılar en eski çağda bile tünel kazma işinin ustasıydı. En eski mezarlarda bile, yenilerin yapılış tekniği gözlemlenebilir. Altıncı sülaleden Tety'nin kaya mezarlarıyla, Birinci Krallık'tan I.Ramses'inki arasında hiçbir fark yoktur ama iki mezarın arasında en az 1000 yıllık bir süre vardı. Belli ki Mısırlılar, eski tekniklere pek fazla bir şey katmamıştı. İşin aslı, yeni mezarlar, eskilerin basit bir kopyasından ibaretti.
Sayfa 93 - Artemis yayınlarıKitabı okudu
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun Kanatlarımız dokunarak uçalım İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın.
Cahit Külebi
Cahit Külebi
Dost
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın, Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın. Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın. Mavi bir gökyüzümüz olsun,kanatlarımız Dokunarak uçalım. Insanlardan buz gibi soğudum, İşte yalnız sen varsın. Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın.
Cahit Külebi
Cahit Külebi
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.