Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asıl mevzu bu işte
Bazı kurnazlar; "Al Kur'an'ı, bırak başka şeyi!" diyorlar. Dinin sağlam mâlumatını bir kenara attırmak istiyorlar. Bunu kim yapıyor? Avrupalı müsteşrikler, Avrupalı şarkiyatçılar, Avrupalı papaz bozuntuları! Onların işleri güçleri hâdis-i şerîfi devreden çıkarmaya çalışmaktır! Hâdis-i şerîf olmasa ne rahat edecekler! O zaman müslümanların hepsini aldatabilirler.
Sayfa 153Kitabı okudu
Mevzu ( Uydurma ) Hadis
''Size benden bir hadis geldiğinde bunu Kur'an'a arz edin. Eğer Kur'an'da onunla ilgili bir asıl buluyorsanız hadisi alın, bulamıyorsanız reddedin.'' Şafii,224; Darekutni,IV208; Beyhaki, Delailul- Nubuvve,I/27; İbn Hazm,İhkam,II/76
Sayfa 21 - MOTTO
Reklam
İttiham bil kizb
Hz Peygamber'e yalan isnatta bulunduğu tespit edilmemiş olan, ancak günlük konuşmalarında yalan söylediği görülen kimsenin, Hz Peygamber'e yalan isnatta bulunmuş olabileceği düşünülerek bununla suçlanması. Bu şekilde suçlanan ravinin, rivayet ettiği hadis dinin herkesçe bilinen esaslarına aykırı ise mevzu, değilse metruk veya matruh adını alır.
Sayfa 182Kitabı okudu
لولاك لولاك لما خلقت الافلاك Eğer senin ( Ey Muhammed ) için olmasaydı Gökleri ve Yeri yaratmazdım.. ULEMA der ki; Lafız bakımından Mevzu olsa da anlam bakımından ''Hadis bil-mana'' dır.
Sayfa 47 - NEFES
ÜNLÜ UYDURMALAR
Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, Yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış. İlim Çinde de olsa alınız. Vatan sevgisi imandandır. Bir saat tefekkür , bin sene ibadetten hayırlıdır. Bunlar yazarımızın Peygamber as. Efendimize isnad edilen uydurma rivayetlerden bazıları.... Bir de dün Cübbeli Ahmet Hocadan bir rivayet duydum ki akıllara zarar. Diyor ki; ‘’Allah bir kavme gazap etti mi, fiyatlar artar.’’ Böyle bir hadis yok ki ve mevzu bir söz… Hamiş; Demem o ki hangi konu olursa olsun mutlaka sahih kaynaklardan bizzat okuyarak,araştırarak öğrenelim derim vesselam.. Iydin(m)iz said, ömrün(m)üz mezid olsun efendim…
Sayfa 150 - AŞİNA
Hadis olduğu ileri sürülen haberlerin, bu iki esasa muhalefet (Kuran ve Sahih hadis) sebebiyle kolayca tanınması mümkündür. Dünyanın ömrünü tayin eden bir uydurmada Hz. Peygamber’in, “Dünyanın ömrü yedi bin senedir. Biz yedinci binin içinde bulunmaktayız” dediği iddia edilmektedir. Resül-i Ekrem’in (s.a.) vefatından bu yana bin dört yüz küsur sene geçmiş olmasına rağmen dünyanın hâlâ ayakta durması her şeyden önce bu sözü yalanlamaktadır. Kaldı ki bu söz, hem âyetlere hem de sahih hadise muhaliftir. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Senden kıyametin ne Zaman kopacağını sorarlar. De ki, onun vaktini yalnız Rabbim bilir." "Kıyametin ne zaman kopacağını bilmek Allah’a mahsustur." buyurulmakta, Hz. Peygamber diliyle de “Ben gaybı bilmem” denmektedir. Yine “Cibrîl Hadisi” diye meşhur olan hadîs-i şerîfte ise Hz. Peygamber, kıyametten bahisle, “Bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha fazla bir bilgiye sahip değildir””, buyurarak kıyametin ne zaman vuku bulacağını bilmediğini söylemiştir. Şu hale göre yukarıdaki haber hem Kitab’a, hem de sahih sünnete muhalif olduğu için uydurmadır.
Reklam
İşte Şam’ın bir ucundan kalkıp Yemen ’in bir ucuna kadar giden bir hadis duyabilmek için o günün meşakkatli yolculuğuna seve seve katlanan! bu sünnet muhâfızları sayesindedir ki sahih hadisler uydurmalarından ayrılmış ve korunabilmiştir. Hattâ durumu belirtmek veyâ gerektiğinde yalancılarla mücâdele edebilmek için hadis diye uydurulmuş sözleri bile ezberlemişlerdir. Yahyâ b. Ma’în’in (ö 233/ 847) gizli gizli bir şeyler yazdığını farkeden Ahmed b. Hanbel (ö_241/855), “Anladığıma göre sen -uydurma olduğunu bildiğin hâlde- Mâmer’in Ebân’dan, onun da Enes’den duyduğu iddiâ edilen sahifeyi yazıyorsun. Pekâlâ biri sana, hem Ebân’ı tenkid ediyorsun hem de onun hadisini yazıyorsun, dese ne yaparsın?” diye sorduğunda Yahyâ şu cevabı verir: “Allah iyiliğini versin! Ben onun uydurma olduğunu elbette bilerek yazıyor ve hepsini ezberliyorum. Şayet biri çıkıp da senedden Ebân’ı kaldırarak yerine Sâbit’in adını koyacak olursa, bu sayede ben ona “yalan söylüyorsun” diyebileceğim"
Sayfa 134
Çağımızda İslam'a müntesip olanlar, Allah Rasulü(s.a.s) 'nün sünnetine karşı üçe bölünmüşlerdir. Bazıları aklını ön plana çıkararak aklına uymayan, fikrine ters düşen, hadislerin şerhine bakmaksızın düşünmeden, senedine ve metnine bakmadan hadisi reddederler. Nitekim hadis Kur'an'a, çağdaş ilme ya da tarihi vakalara terstir, derler. Bu kısmın çoğunluğu hadisi delil olarak kabul etmezler. Bazıları da bunların tam tersine düşünürler. Bırak sahih hadisleri rivayet etmeyi, genelde vaiz ve sohbetlerinde mevzu hadisleri söylerler. "Kim bilerek üzerime iftira ederse cehennemde yerini hazırlatsın.” hadisine karşı; “Efendim biz peygamberin üzerine iftira etmiyoruz aksine biz onun için yalan uyduruyoruz; onun dini yücelsin diye mevzu hadisleri söylüyoruz." derler. Hâlbuki bu iki firka da ifrat ve tefrit sapıklığı içinde yüzerler.
''İlim Çin de bile olsa alınız.'' Beyhaki ve Taberani, zayıf senedlerle nakletmiş olup zayıf (Mevzu ) bir sözdür. Kitabu'l Mevzuat,I,154
Sayfa 191 - RAĞBET
bizler okuma ümmetiyiz. Kur'an-ı Kerim'de inen ilk ayet ve ilk kelime, daha sonra iki kez de tekrar eden "Oku" kelimesidir. **"Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı aşılanmış bir yumurtadan yarattı. Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir. O Rab ki, kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmedikleri şeyi öğretti. "** Okuyan ümmetin kitabının adı Kur'an'dır. Ancak, ne yazık ki bu ümmet okumuyor. Geçmiş zamanda Müslümanlar çok okuyordu. Hatta içlerinden birisi ölüm döşeğindeyken: "Ömrümde okumadığım bir günün olmasından korkuyorum" demişti. Yine içlerinden yaşça büyük olup, ilim talep eden birisine: ++"Ne zamana kadar ilim talep edeceksin?" diye soruldu. O zat da: “Ölene kadar" diye karşılık verdi. "Beşikten mezara kadar ilmi talep edin" sözü ne etkileyici bir sözdür. *Alak,1-5 +Mevzu Hadis. Şeyh Abdulfettah Ebu Gudde, Alimlerde Zamanın Kıymeti, syf 23.
Sayfa 45 - 47 Beyan YayınlarıKitabı okudu
169 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.