Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
484 syf.
9/10 puan verdi
Düşmanca bir dünyanın içinde yer alan çaresiz yolculuk
Umuda - ya da ölüme demeliyim daha isabetli olur- doğru çıktığı yolda yüzlerce insana mezar olan bir gemi: Struma “Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? “Tarihi tekerrür” diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” demiş Mehmet Akif Ersoy “Kıssadan Hisse” adlı
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2015137bin okunma
ERMENİ YETİMİ "RUHİ SU"..;
MEZARINDA KURŞUNLANAN ADAM...😞😞😞 " Yıl 1912.. Van’da doğdu.. Adı Mehmet’ti.. Mehmet Ruhi Su.. Küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmişti.. Onları hiç tanımadı..
Reklam
Oscar Wilde: üzerine bir inceleme.
sosyalist, pasifist, oyun yazarı, romancı, kısa öykücü ve şair… bu tanımların hepsi wilde için söylenebilir. Farklı tarzıyla, büyük britanyanın en ünlü ve en başarılı şair ve yazarların arasına girmeyi başarmıştır. Dili ve tarzı, çabasız bir büyüleleyiciliğe sahip, cazibesi en sıradan günlük olayları bile etkileyici hale getirebilmesinde,
MEZARINDA KURŞUNLANAN ADAM... " Yıl 1912.. Van’da doğdu.. Adı Mehmet’ti.. Mehmet Ruhi Su.. Küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmişti.. Onları hiç tanımadı.. Neden kaybettiğini hiç bilmedi..
İlyas-ı Habır isimli bir Mardinlinin, Roma'da bir restoranda çalışan akrabaları varmış. Onları ziyarete gitmiş. Akrabaları her gün çalışmaya gidince o da sokağa çıkıyor, Roma'da bilmediği yollarda dolaşıp duruyormuş. Bir gün yolu park gibi nefis bir yere düşmüş. Orada çiçekler, ağaçlar, göller arasında gezmeye başlayınca gözüne bir takım mezarlar çarpmış. Mezarlar birer mutluluk tablosu gibi mermer heykellerle, bin bir renkli çiçekle süslüymüş. Ama mermerlerin üzerindeki yazıları görünce çok şaşırmış. Çünkü kiminin üzerinde 21 gün, kiminin üzerinde 34 gün, kiminin 17 gün yaşadıkları yazılıymış. O dili bilmese de, mezar taşlarındaki sayıların bunu gösterdiğini anlamış. Mezarların boyları da bebek mezarı olamayacak kadar uzunmuş. Bu işe hayret etmiş, bir anlam verememiş, İtalyancası olmadığı için parkın bekçisine de soramamış. Evde akrabalarına anlatmış, izin gününde beraber o parka gidip bu işin sırrını çözmelerini rica etmiş. Bir tatil günü hep beraber gitmişler, parkta bekçiyi bulmuşlar, ona mezarda yazılı günlerin sırrını sormuşlar, bekçi ''Burası özel bir mezarlıktır.'' Demiş. ''Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün, 52'yi geçen çıkmadı daha.'' Bekçiye teşekkür edip ayrılmışlar. İlyas bir süre sonra Mardin'e dönmüş. Uzun bir ömür sürmüş, sonra bir gün hastalanmış. Ölüm döşeğinde oğullarını toplamış ve demiş ki: ''Size bir vasiyetim var. Mezar taşıma aynen şöyle yazacaksınız: İlyas-ı Habır bitti / Anasından doğru kabre gitti.''
İlyas'ın Roma'da bir restoranda çalışan akrabaları varmış. Onları ziyarete gitmiş. Akrabaları her gün çalışmaya gidince o da sokağa çıkıyor, Roma'da bilmediği yollarda dolaşıp duruyormuş. Bir gün yolu park gibi nefis bir yere düşmüş. Orada çiçekler, ağaçlar, göller arasında gezmeye başlayınca gözüne birtakım mezarlar çarpmış. Mezarlar birer mutluluk tablosu gibi mermer heykellerle, bin bir renkli çiçekle süslüymüş. Ama mermerlerin üzerindeki yazıları görünce çok şaşırmış. Çünkü kiminin üstünde 21 gün, kiminin 34 gün, kiminin 17 gün yaşadıkları yazılıymış. O dili bilmese de, mezar taşlarının üzerindeki sayıların bunu gösterdiğini anlamış. Mezarların boyları da bebek mezarı olamayacak kadar uzunmuş. Bu işe hayret etmiş, bir anlam verememiş, İtalyancası olmadığı için parkın bekçisine de soramamış. Evde akrabalarına anlatmış, izin gününde beraber o parka gidip bu işin sırrını çözmelerini rica etmiş. Bir tatil günü hep beraber gitmişler, parkta bekçiyi bulmuşlar, ona mezarlarda yazılı günlerin sırrını sormuşlar. Bekçi, "Burası özel bir mezarlıktır" demiş, "Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52'yi geçen çıkmadı daha." Bekçiye teşekkür edip ayrılmışlar. İlyas bir süre sonra Mardin'e dönmüş. Uzun bir ömür sürmüş, sonra bir gün hastalanmış. Ölüm döşeğinde oğullarını başına toplamış ve demiş ki: "Size bir vasiyetim var. Mezar taşıma aynen şöyle yazacaksınız: İlyas-ı Habır bitti / Anasından doğru kabre gitti."
Sayfa 348 - İnkilâp Kitabevi Yayın Sanayi ve Ticaret AŞKitabı okudu
Reklam
"DİN HER ŞEYDİR" inancına sahip olanla, "DİN, KUL İLE TANRI ARASINDA BİR VİCDAN İŞİDİR, GÜNLÜK HAYATLA İLGİSİ YOKTUR" inancına sahip olan iki kişinin evlenip mutlu olmaları bize göre mümkün bile değildir. Çevre, örf-âdet açısından da tarafların birbirine yakın olmaları mutluluğu yakalayıp devam ettirmeleri açısından çok önemli katkı sağlayacaktır. Biz bu konuyu anlatmak için kendimizi niye yoralım. Fil ile fare hikayesi meseleyi hem güzel anlatıyor, hem de unutulmaz kılıyor. Erkek fare ile dişi fili evlendirmişler. Dört ay sonra fil ölmüş. Fare demiş ki: "Dört ay evlilik yaşadık, şimdi ömür boyu mezar kazacağız." Eşini gömecek ya... Hata denkliğe riayet etmemekten geldi. Siz de tavsiyeye değer vermezseniz, korkarım ki boyu mezar kazarsınız.
Benim için öldün.
Sen benim için öldün. Ölüm ne acı, yaşanılması ne zor. Bir başlangıç belki de? Ne karanlik, ne de acı veriyor. Çok derin bir uyku felan olduğuna inanmıyorum. Kaçınılmaz son. inananlar için başka bir aleme yolculuk... ...inanmayanlar için sonsuz sessizlik. "bir can borcum var" diyenlerin bu borçlarını da ödeyip tanrı katına
Bu da geçer yahu!
Seneler seneler evveldi. Soğuk bir kış günü. Hava ayaz mı ayaz. Başka bir yere gidiyorum. Gece sığınacak bir yer icap etti. Baktım uzakta, tepelerde bir köyün ışıkları yanıyor. Köye vardım. Hâlimi arz ettiğimde 'Burada bir Şakir Aga var. Misafir ağırlamaktan çok hoşlanır. Zengindir. Giderseniz o sizin müşkülünüzü görür.' dediler. Evini
"Vakitlerden birinde, şehirlerden birinde ihtiyar bir adam varmış. Bir ağaca kendini zincirlemiş, kilidin anahtarı ise kayıpmış, öyle yaşarmış. Durmadan yazar yazar, defterler doldururmuş. Soranlara dermiş ki 'Ah! Min el aşk'. Yıllar geçmiş kimse aşk ile zincirin alakasını anlayamamış. Sonra adam zincirlendiği yerde bir gün
283 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.