Ah O Kadınlar
Kitap tanıtımı El ele hikâyeler: Ah O Kadınlar Binlerce sokak, her sokakta yüzlerce kapı, her kapının arkasında üçer-beşer hayatlar, her hayatın içinde çarpan bir küçücük kalp, o kalbin etrafında uçuşan hayaller, yaşanan aşklar, vefalı vefasız nice ilişkiler… O kalplerin toplamı sokağa, sokakların toplamı mahallelere yansır. Dursaliye
Sayfa 2147483647 - Basım: AKADEMİSYEN KİTABEVİKitabı okudu
Tosun Baba, neredeyse yarım asırdır Amerika'da yaşıyor. Fakat onu yazları iki ay boyunca Kanlıca sırtlarındaki kahverengi boyalı ahşap evinde ziyaret etmek mümkün. Hayat'ta oturup Mihrâbâd ormanının yeşillikleri arasından Boğaz'ı seyrederek ve Cemile Hanım'ın güzel çaylarını yudumlaya yudumlaya sanata, estetiğe ve tasavvufa dair derin bir sohbete dalmanın güzelliğini okuyucularımın muhayyilesine tevdi ediyorum. Çünkü Tosun Baba sadece eski bir anarşist ressam ve post sahibi bir sufi değil, aynı zamanda Amerikan üniversitelerinde sanat tarihi ve İslam sanatı okutmuş bir hoca. Ama sizinle son derece mütevazı bir derviş edasıyla konuşuyor ve "Aman, diyor, yazdıklarınızda gurur ve enâniyet zehabı uyandıracak bir üslup bulunmasın!" Ve hiç ben demiyor, biz yahut geleneğe uyarak fakir diyor, yaptık, gittik, ettik.. diyor. Hele mangırdan söz etmek zorunda kalınca ses tonunda beliren istihfaf çok şaşırtıcı. Evet evet, Tosun Baba halis bir Osmanlı.. ve bir uçbeyi.
Sayfa 79 - Tosun Bayrak
Reklam
Mihrabın tozlu, örümcekli harap merdiveninden çıkarken elimi tutan Gönül, halecan ile bana daha yaklaştı. Bu sırada ellerim, dizlerim titreyecek, düşeceğim diye korktum. Ne sade ve saf-derun bir adamım! Ben fakir mülazım(teğmen), o milyoner bir fabrikacının kızı. Hayır, bin kere hayır.
“Dinle,Her şeyi öğreneceksin. Tanrı’nın bizi görmediğini düşündürecek kadar karanlık olan gecenin o ilerlemiş saatlerinde gizlice vicdanımı sorgularken kendime bile zar zor itiraf edebildiğim şeyleri söyleyeceğim sana. Dinle. Sana rastlamadan önce, ben mutlu bir adamdım...”“Sözümü kesme. Evet, mutluydum, en azından mutlu olduğuma inanıyordum.
Mektuplara asılmış semboller
Cemal Süreya’dan, Eşi Zühal’e: "Hayatım" Beethoven’dan yasak aşkına: "Ölümsüz Sevgilim" Mozart’dan eşi Constanze’ye: "Sevgililerin sevgilisi minik karım" Victor Hugo’dan Juliette Drouet’ye: "Sevgilim" Nazım Hikmet’ten Piraye’ye: "Karıcığım" Stendhal’den Mathilde’ye: "Tatlı hayalim" Ahmed Arif'ten Leyla Erbil'e: "Yarı parçam, Leyla" Cemil Meriç'ten Lamia'ya: "Küçüğüm, korkunç dahim" Orhan Veli'den Nahit Hanıma: "Canım Nahit'im" Özdemir Asaf'tan Mevhibe Beyat'a: "Lavinia" (?) Sabahattin Ali'den Ayşe İlhan'a: "İki gözüm Ayşe" Abidin Dino'dan Güzin hanıma: "İlaçların ilacı" Behçet Necatigil'den Huriye hanıma: "Canım efendim" Ümit Yaşar Oğuzcan'dan Mihriban'a: "Mihriban" Oscar Wilde'dan Lord Alfred'e: "Oğlum" Honore de Balzac'tan Eveline Hanska'ya: "Benim biricik meleğim" Bernard Shaw'dan S. Campell'a: "Sevdiğim zavallı" Özge'den Kaan'a: "Kaan"
152 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Halit Ziya Uşaklıgil'in 1887'de, henüz yirmili yaşlarında kaleme aldığı ilk romanı Sefile. Kitapta yok yok. Sefalet ,açlık, aşk, acı, intikam. Ne ararsan artık. Mazlume'nin anne ve babasını kaybettikten sonra sokaklara düşmesi ,kurtuluşu gibi gördüğü Mihriban Hanım ve kızı İkbal ile yaşadıklarını, başına gelenleri hüzünle okuyoruz. Yine kadın olmanın zorluklarını okuduğumuz bir hikaye. Sonu bu sefer sürprizli bitti. Sanırım yazar bile bu kadar da olmaz dedi ki böyle bir son yazdı. Günümüz Türkçesi ile okuduğum için akıcı bir kitaptı.
Sefile
SefileHalid Ziya Uşaklıgil · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022800 okunma
Reklam
151 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.