Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Askeri mecliste saha komutanları tek bir ağızdan silahların ve teçhizatın yetersizliğinden yakınıyorlardı, Cevher ise masa başında onları dinlerken başını eğmişti. Televizyonda, Cumhuriyet'e gelen tankları gösteriyorlardı. Rus Ordusu sırf tanklardan oluşuyordu sanki. Nihayet, diplerinde gülüş parıltıları olan gözlerini kaldırdı:"Siz silahları almadınız mı?" Komutanlar şaşırarak birbirlerine baktıklar. Cevher Televizyonu göstererek:"Bakın ne kadar silah getirdiler size. İstediğiniz kadar alın!"
30 Eylül'de Rus helikopterleri sivil havaalanı Severni'yi bombaladılar. Ondan sonra Naurski Bölgesi'ndeki Kalininski Havaalanı'nda bulunan uçakları bombaladılar. Küçük hava kuvvetlerimiz hemen yok edildi. Rus medya kuruluşları dünyaya, Cevher Dudaev' in tüm uçaklarının, zırhlı araçlarının yok edildiğini duyurdu. Cevher, Rusya Hava Kuvvetleri Genel Komutanı Deynekin'e bir telgraf çekti:"Havadaki üstünlüğünüzü kutluyorum. Karada görüşmek üzere!"
Reklam
Yerli televizyon kanalında, Dağıstan sınırında esir alınan yeni Rus askerlerini gösterdiler. Paralı askerlerden farklı olan bu askerler orduya yeni çağrılmışlardı, en çok on beş, on altı yaşlarındaydılar. Her birinin yüzü ağlamaktan şişmişti. Cumhurbaşkanı Cevher Dudaev'in özel emri ile evlerine gönderildiler.
ATSIZ ve ABDÜLHAMİD HAN (GÖK SULTAN)
- "Toplumun en büyük haksızlığına uğramış tarihî şahsiyetlerden biri, II. Abdülhamid’dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişah kaatil, kanlı,
Herhangi bir halk, kendi toprağında bağımsızlık savaşı yaptığı zaman yenilmezdir! Ama yine de, merkezi Rus televizyon kanalı, Rus ordusunun korkunç mağlubiyetlerini haklı çıkarmak için, Çeçen savaşçıların dünyanın her köşesinden getirilen paralı askerler olduğunu, tanklar altına el bombaları atan uyuşturucu bağımlıları olduğunu söylediler. Kaç defa duyduk:"Kentin haydutlardan temizlenmesi devam ediyor" diye Sanki çöpten bahsediyorlarmış gibi. Kentleri hava Kuvvetleri bombalıyor, ağır toplarla harabeye çeviriyor, tanklarla ütülüyor, önlerine geleni (Kadınları, çocukları, yaşlıları) öldürüyorlar. Adına da etnik temizlik diyorlar!
İşgal edilen İstanbul’un nüfusu 1 milyon 105 bin kişiydi. Un yoktu, ekmek sıkıntısı baş göstermişti. Karaborsa başlamıştı. Şekerin kilosu 10 kuruştan 250 kuruşa fırlamıştı. Enflasyon uçuyordu. Düyun-u Umumiye’nin fiyat endeksine göre, son beş yıl içinde... Yumurta 11 kat, patates 15 kat, kömür 20 kat, soğan 25 kat zamlanmıştı. Birinci Dünya Savaşı’nda 15 liraya aylık geçimini sağlayan dört kişilik aile, şimdi 180 liraya ay sonunu getiremiyordu. Maaşa zam talepleri, hayatı durduruyordu.
Reklam
350 milyondan fazla kişiyi etkileyen depresyon, şu anda dünya çapında hastalıkların başlıca sebebi. ABD’de oranlar yükselmeye devam ediyor geçen yıl 30 milyon Amerikalıya 12 milyar $ değerinde antidepresan verildi bu antidepresanlar için dünyadaki ülkelerin yarısından fazlasının gayrisafi milli hasılasından daha fazla para harcadığımız anlamına geliyor. Bu tür ilaçların kullanımı son 20 yılda %400 lük bir artış gösterdi ve 2005 yılına gelindiğinde antidepresanlar ülkede reçeteyle satılan ilaçlar listesinde birinci oldu. Ancak bu ilaçlar depresyon tedavi etmez. Herhangi biri sadece semptomları en düşük düzeyde tedavi eder. Depresyon için kullanılan ilaçlar bu ülkeye agresif bir şekilde pazarlanıyor ve reçeteyle satılıyor ama aslında yayın araçlarını hakimiyetine alan, doğrudan tüketiciye yönelik reklamlardan başka bir şey değiller.
Birinci Ders
Eğer sadece bilinçsiz bir iman yeterli olsaydı, bu beş yüz milyon Müslümanla bir iş yapılmış olması gerekirdi. İman, bir mucize gerçekleştirirse, bilme ve tanımadan sonra gerçekleştirir.
Sayfa 22 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Kısacası Birinci Dünya Savaşı'na 5 milyon kilometrekarelik toprakla girdik, Lozan'dan 780 bin metrekarelik bir “vatan"la döndük! Bu tabloya isteyen “zafer", isteyen "hezimet!"
Sayfa 80 - Panama Yayıncılık - 2016Kitabı okudu
Ticaret tecrübesine sahip herhangi birine so­rarsan sana elinde birkaç milyon varsa bir milyon daha kazanmanın çok daha kolay olduğunu söyleyecektir. Diğer taraftan, hiçbir şeyin yoksa bin lira bile ulaşılmaz bir hayal olarak görünebilir. Dolayısıyla eşitsizlik iki düzeyde baş gösterir: Birincisi küresel düzeyde neden bazı ülkeler yirminci ve yirmi birinci yüzyıla bir lokma ekmeğe muhtaç girerken, diğer ülkelerin çoğu zaman yoksul ülkeleri yağmalamakla sağlanan güç ve refahın tüm avantajlarının keyfini sürdüğünü açıklar. İkinci düzey ise toplumsaldır, toplumun içindeki eşitsizliği ele alır.
1.000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.