Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah'a ulaşan cennete ulaşır
   düşün-sorgula-bil-anla     diğer yazılar : woto.com/mehdi  buraya çeşitli yerlere yazdığım yazıları kopyala-yapıştır olarak koyuyorum. mevzular değişiktir. fakat bütünlük içinde okunursa kasdedilen geniş çerçeveden daha net anlaşılır. --- tüm müslümanların kuran-ı kerim etrafında İTTİHAD (birlik, birleşme) etmesi lazımdır. ittihada zarar
528 syf.
9/10 puan verdi
Sabır
Elias Canetti'nin 30 yıllık çalışmasının ürünü. Kitle ve İktidar birçok disiplini içeren bir kitap. (Sosyoloji, Antropoloji, Psikoloji vs.) Evet bu 30 yıllık eseri okurken daha doğrusu bitirmeye çalışırken, insan doğasına ait bir çok bilinmeyeni (en azından benim için) ve sapkın gerçekleri göz önüne seriyor. Misal yazarın da dediği gibi "neslimiz tükenmeden nasıl bu zamana kadar yaşadık?" Neden mi? İnsanın geçmişine giderken sürekli bir iktidar mücadelesi, bir din ritüeli,keşfedilmemiş bir dünyada aciz bir varlık durumu, kendisinden daha iri daha güçlü hayvanlarla mücadele etmek, baraka ve mağara gibi zorlu yaşam alanlarını geride bırakıp bu güne kadar geldi. Ve geldiği noktayı söyle özetliyor Canetti. "Artık bir inanç varsa, o da üretime, modern artış çılgınlığına olan inantçtır." Yani dini ritüeller yerini artık kapitalizm aldı.Daha fazla üretim için daha fazla insan gerek.Bu yüzden dünya artık o gördüğü büyük savaşları bir daha görmeyecek. Kitap özellikle örneklemeler ve alıntılar üzerinden gittiği için yeterince sıkacaktır sizi.Ben severek sıkıla sıkıla okudum ve beğendim :))
Kitle ve İktidar
Kitle ve İktidarElias Canetti · Ayrıntı Yayınları · 2017550 okunma
Reklam
Modern dünyada ve modern düşüncede varoluş yerini ancak geri plandaki bir mesele olarak koruyabilmiştir. Varoluşun ön plana geçmediği şartlarda dine bağlı bir hayat merkeze alınamayacağı gibi her türlü dinî eğilim de din karşıtı biçimlerinin birer dolgu maddesi durumuna düşecektir. Günümüzde yaşanan buna benzer bir durumdur.
İnsanlığın çözülemez görülen tüm problemleri içinde özellikle biri hem en ilginç, hem en önemli, hem de en can sıkıcı olandır: ölüm. Geç modern çağa dek çoğu din ve ideoloji, ölümün kaçınılmaz kaderimiz olduğunu kabul etti. Dahası çoğu inanç, ölümü hayattaki asıl anlam kaynağı olarak gördü. İslamın, Hıristiyanlığın veya Eski Mısır dininin ölümün olmadığı bir dünyada var olduğunu hayal etmeye çalışın. Bu akımlar insanlara ölümü yenmekten ve bu dünyada sonsuza dek yaşamaya çalışmaktansa, ölümle uzlaşmalarını ve umutlarını ölümden sonraki hayata taşımaları gerektiğini öğütlemiştir. Bu mantığa göre en sağlıklı zihinler ölüme anlam katan, ölümden kaçmaya çalışmayanlardır.
Sayfa 265
Bana göre hiçbir modern din veya Yeni Çağ inancı Evren'in bilim tarafından gözler önüne serilen görkemini, zarafetini ve karmaşıklığını yeterince dikkate almaz.
Descartes Hıristiyanlığı benimsemiş bir filozof olarak bilinmekle beraber, insanın kendini doğrulayacak bir "dış" dünyaya muhtaç olmadığını ileri sürmek suretiyle hem modern dünyada üstünlük kuran bir yapının ve hem de günümüze kadar etkinliğini yürütecek olan hümanizmin yani semavî olmayan bir dinin (veya din topluluklarının) en önemli atılımını gerçekleştirmiştir.
Reklam
Akıl, iyi bir programı olan partiye oy verirdi, ama seçim meydanlarında parti programlarından çok insanların dini sorumlulukları onlara hatırlatılıyordu. Bu modern dünyada programsızlığın ve profesyonel olamayışın ceremesinin vicdan ile ölçülmesi, belki birinin boşluğunun diğeriyle doldurulmaya ve tabii bundan menfaat devşirmeye kalkışılmasıydı. Din o günlerde en çok tartışılan konulardan biriydi ve yazık ki tartışanların çoğunluğu dindar bile değildi.
M

M

@ahsibilveyn
·
16 Eylül 2022 13:10
Pascal
Tanrı'ya inanmanın yalnızca kişisel bir seçim konusu olabileceğini, bu yeni cesur dünyada, dillendiren ilk kişi Pascal' dı. Bu konuda, ilk modern kişi oydu.
Takdir ediyorum kendisini
Tanrı’ya inanmanın yalnızca kişisel bir seçim konusu olabileceğini, bu yeni cesur dünyada, dillendiren ilk kişi Pascal'dı. Bu konuda, ilk modern kişi oydu.
"Modern dünyada her birey aynı anda hem köleliğe hem de toplumsal yaşama katılır. Fakat sivil toplumun köleliği görünüşte en büyük özgürlüktür; çünkü bireyin gerçekleşmiş bağımsızlığı gibi görünür. Bireye mülkiyet, sanayi ve din gibi yoksun bırakıldığı hayati öğelerin, genel kösteklerinden ve insanların koyduğu kayıtlamalardan boşanıp çığırından çıkmış olan hareketi kendi özgürlüğünün belirmesi gibi gözükür oysa bu aslında kendisinin mutlak köleleşmesinin ve insansı tabiatını yitirmesinin ifadesinden başka bir şey değildir. Burada, ayrıcalık yerini hakka bırakmıştır"
Reklam
Dinin Kimyevi Vekilleri
Kendinin bilincinde olan benliğin sınırlarını aşma ihtiyacı, söylediğim gibi, ruhun başta gelen taleplerin den biridir. Her ne nedenden olursa olsun insanlar tapınma, iyi çalışma ve ruhsal eğitim yoluyla kendilerini aşamadıkları zaman, dinin kimyevi vekillerine sığınma eğilimindedirler; modern Batı'da alkol ve "ahmak hapları", Doğu'da alkol ve afyon, Muhammedi dünyada esrar, Orta Amerika'da alkol ve marihuana, Andlarda alkol ve koka, Güney Amerika'nın daha çağdaş bölgelerinde alkol ve barbituratlar. Paisons sacres, ivresses indives (Kutsal Zehirler, İlahi Sarhoşluklar) adlı kitabında Philippe de Felice uzun uzun ve zengin belgelerle din ve uyuşturucu alımı arasındaki çok eski zamanlara dayanan bağlantıyı anlatmıştır.
Geri189
1.349 öğeden 1.336 ile 1.349 arasındakiler gösteriliyor.