Hayatımı değiştiren kitap!
Hayatımı değiştiren film!
Hayatımı değiştiren olay!
Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı?
Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
Biz insanlar öteki yaratıklardan ne üstünde en altındayız. Bilge der ki, göklerin altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı yazgının buyruğundadir.
(Lucretius)
Her şey, kırılmaz zincirleriyle bağlı yazgının.
Önce kendini tanımalı insan. Kendi içinden başlamalı seyahatine. Dünyanın yollarına ovalarına, dağlarına adım atmadan önce, kendi iç dünyasının yollarında yürümeli, dağlarını aşmalı, ovalarından geçmeli. Bu yüzden insana yöneltilen en kadim çağrı şu olmuştur:Kendini bil. Başka şeyler öğrendiğinde bilgin olabilirsin. Ama Bilge olmak için kendini
YouTube kitap kanalımda en sevdiğim kitaplardan biri olan Gecenin Sonuna Yolculuk kitabını yorumladım: ytbe.one/RXXqv6Yk7VA
“Morning, keep the streets empty for me.”
“Gündüz, benim için sokakları boş tut.” Fever Ray*
Uyarı : Lütfen evde denemeyiniz.
Gecenin Sonuna Yolculuk : Hatta gecenin derinliklerinde olabildiğince uzaklara doğru
"Birçok erkek, kadının uyutulduğunu, kandırıldığını bilmektedir.
"Ne büyük talihsizliktir kadın olmak!
Ama asıl kötüsü, kadın olup da bunun farkına varmamaktır,der Kierkegaaard."
İkinci Cins Kadın serisinin son kitabını da bitirdim. Simone de Beauvoir benim "en"lerim arasındadır. O kadar önemli bir işe kalkıştı ki bir
Uzun bir aradan sonra merhaba demek bazı bedenlerde ıstırap yaratsa ve zor olsa da bunun buradaki kişiler ve benim için hiç mi hiç ehemmiyeti yok. Tek olduğumuz bir yaşamda başkalarını ayna görevi olarak kullanıp üzerimize çeki düzen vermenin azabını toplumsal olarak en derinlerde hissetmeliyim ki; buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu durum bizim
Arkhesilas da der ki, bütün iyilikler diretmekten,
dediğinden dönmeyip dosdoğru gitmekten, bütün kötülükler de kadere boyun eğip her şeyi oluruna bırakmaktan gelir.