Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
HAİTİ
Adanın İslam Tarihi Bugün adada, Müslüman nüfus oranı binde 1’lerle ifade ediliyor. Etnik yapının %90,’ı ise sahra altı Afrika göçmeni. Adadakiler, Senegal, Mali ve Gambiya’dan, zorla köle olarak getirilen insanların evlatlarıdır. Mali, Senegal ve Gambiya; Moritanya, Fas ve Cezayir’in komşusudur. İsmi geçen ülkelerin Müslüman nüfus oranı bugün, %90’ların üzerindedir. Soru şu, Müslüman bir coğrafyadan, gemilere yüklenerek taşınan insanlar, okyanusu geçerken mi din değiştirdiler, yoksa bu işin içinde farklı bir iş mi var? İşin aslı şudur: Adaya Müslüman olarak getirilen insanlar, burada zorla köleleştirilirken bir taraftan da İslamiyet’ten çıkmaya zorlandılar.
Hispanyola Adasının İslam Tarihi
Bugün adada, Müslüman nüfus oranı binde 1'lerle ifade ediliyor. Etnik yapının %90'ı ise sahra altı Afrika göçmeni. Adadakiler, Senegal, Mali ve Gambiya'dan, zorla köle olarak getirilen insanların evlatlarıdır. Mali, Senegal ve Gambiya; Moritanya, Fas ve Cezayir'in komşusudur. İsmi geçen ülkelerin Müslüman nüfus oranı bugün, %90'ların üzerindedir. Soru şu, Müslüman bir coğrafyadan, gemilere yüklenerek taşınan insanlar, okyanusu geçerken mi din değiştirdiler, yoksa bu işin içinde farklı bir iş mi var? İşin aslı şudur: Adaya Müslüman olarak getirilen insanlar, burada zorla köleleştirilirken bir taraftan da İslamiyet'ten çıkmaya zorlandılar. Bugün Haiti'deki insanların, anlamını bilmeden kullandıkları "Lâ ilâhe illallah" sözüne benzer söz, onların Müslüman köklerinin olduğunu hatırlatır. Bunun yanında, arkeologlar bölge kazılarında Arapça yazılara rastladıklarını söylüyorlar. Aynı durum Brezilya'da da söz konusu idi. Brezilya'da (Bahia) kölelik döneminden Arapça olarak buldukları belgeleri, toplayıp bunları müzede sergiliyorlar. Haiti'de şuan için bu evraklar sadece söylentiden ibaret. İslami kökenleri çağrıştıran isimler Nouri (Nuri), Rashid (Raşid) yine Aiche (Ayşe) isimlerine rastlamak, söylenti değil gerçek. Bu kadar bilgiden sora İslamiyet'in adada bulunan izleri tesadüf olmasa gerek.
Reklam
Eski Afrika İmparatorlukları:
Çevrenin seyrek ağaçlı bozkır veya orman oluşuna göre değişik tipte topluluklardan oluşan uzun bir teş­ kilatlanma döneminin ardından, 8. yüz y ılda büyük im­paratorluklar ortaya çıktı. Cadix'den Çin'e kadar İs­ lam'ın hakim olduğu coğrafi alanda mümkün hale ge­len geniş çaplı ve uzun mesafeli bir ticaretin yapılma­ ya başlanmasının siyasi bir sonucuydu bu. Bu imparatorluklardan ilki, Senegal ile Nijer arasın­daki Gana İmparatorluğu (8.-13. yüzyıllar) oldu. Arkasın­dan 12. yüzyıl başından 17. yüzyıla kadar Mali İmpara­torluğu görüldü. Bu imparatorluk gösterişli hükümdar sarayları, taştan veya tuğladan yapılmış konaklı şehirle­ ri, zengin deri ve dokuma sanatçılığı, zırhlı savaşçıları ve önemli bir tarım ve hayvancılığın gelişmesiyle kendi­sini gösterdi. Üç büyük kervan yolu Büyük Sahra'yı bir baştan öbür başa katediyordu: Kuzey Afrika'dan hare­ketle biri Moritanya'yı geçiyor, bir ikincisi Nijer ırmağı­ nın kıvrımına, üçüncü de Çad gölüne ulaşıyordu. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar süren köle ticaretinin uygulanması, ardından 1885'ten (Berlin Konferan­ sı'ndan) itibaren kıtanın içlerine doğru saldırıların baş­latılması ve hammaddelerin yağmalanmasıyla devam eden Avrupa istilası, Afrika'nın gerileyip çökmesine se­bep oldu ve Kara Afrika'nın eski kültürlerini toplumun içinden yıkıp yok eden bir boşluk meydana getirdi.
Sayfa 157Kitabı okudu
Mekan zamanın taşıyıcısıdır. Tarihsel zaman onunla somutluk kazanır. Bununla birlikte mekan, taşıdığı zamandan koparıldığında tabii bir "yer" den ibaret hale gelir. Ona hüviyet bahşederek şekillendiren aktif unsur zamanın kendisidir. Coğrafi-kültürel havzalar ise bu iki kurucu unsurun inşa ettiği organik zaman-mekansal bütünlüklerdir. Durmaksızın inşa edilegeldikleri "uzun süre"ler boyunca zamanda mekanın, mekanda zamanın izlerini görürüz. Daru'l-İslam'ın dil, kültür, tarihi hafıza ve tabii sınırlar gibi öğeler itibariyle birbirinden ayrılan coğrafi ve kültürel havzaları, İslam'ın coğrafyaya hükmeden nüfuz edici metafizik zamanıyla biçimlenerek bütünlük kazanır. Olağan maddi taşıyıcılarla koşullanmış dünyevi zamanı, bu koşulları aşan metafizik bir zamana bitiştiren İslam, nüfuz ettiği bütün bir mekanı bu mutlak ve birleştirici metafizik solukla renklendirir. Afrika'nın Sahil şehirlerinden Kırım ve Kazan'a, Atlas Okyanusu kıyısındaki Moritanya'dan Kaşgarve Kansu'ya, Sind-Hind'ten Balkanlara, Arabistan çöllerinden Nil deltasına, Anadolu'dan Sumatra, Malakka, Burneo ve Selebes'e kadar bambaşka zaman-mekansal parçalara, aynı gündelik hayat ritmini kazandıran şey bu metafizik zamandan başka bir şey değildir. Daru'l-İslam işte bu zaman içinde inşa ve muhafaza edilir.
Osman Özgüdenli
Yeni Sömürgecilik: Eski Sömürgeciliğin Torunu
Dünya üzerindeki 200’ü aşkın devletin çoğunun kutladığı bir bağımsızlık günü var. Bağımsızlık günü, sömürge olmuşluğu var sayıyor. Bu günün gelecek kuşaklara sömürgecilik döneminde çekilen çileleri aktarması umuluyor. Bağımsız olan ülke sayısına bakarsak, Tablo 1’de görüldüğü gibi, en sömürgeci ülkelerin sırasıyla, İngiltere, Fransa, İspanya,
Coğrafya cahili Nixon:)
Bir B.M töreni için Morityus Başbakanı Washington'a davet edilmişti.Morityus,Hint Okyanusu'unda bulunan alt tropikal bir adadır.Burada bolca yağmur yağar ve heryer yemyeşildir. O dönem Morityus'un ABD ile iliskileri mükemmel konumdaydı. Ancak personelim her nasılsa,Morityus ile Bayı Afrika'da yer alan çorak bir ülkeyi,Orta Doğu Savaşı'nın ardindan 1967'de Müslüman kardeşleriyle dayanışmak için iliskilerini kesmiş olan Moritanya'yi karıştırdı. Özetle Nixon,Moritanya ve ABD arasındaki diplomatik iliskileri onarmanin zamanının geldiğini söyledi. :) bu vesileyle ABD nin tecrübe sahibi olduğu kuru tarım konusunda da dolaylı olarak faydalanabilecegini belirtti. Söylenenler ülkenin en büyük derdi aşırı yağış olan ve iyi niyet misyonuyla gelmiş olan ziyaretçiyi afallatmisti. Sohbeti daha mantıklı bir yöne cekmeye çalıştı.Nixon'a kendi adasındaki ABD uzay takip istasyonunun işleyişinden memnun olup olmadığını sordu.Simdi şaşırma sırası Nixon'daydi. Destesinden çıkardığı sarı kâğıda telaşla bir not yazip bana uzattı. "Tanrı aşkına diplomatik iliskilerimizin olmadığı bir ülkede neden uzay takip sistemimiz var?" :) Coğrafya cahili olmayın.
Sayfa 40
Reklam
Moritanya ismini hiç duymuş muydunuz? Ben ilk kez duydum! Bir Afrika ülkesiymiş ve bu ülkeyi benim için ilginç kılan ise, yarıdan fazla nüfusun Müslüman ve Kuran-i Kerim hafızı olması. Bir başka imrenilecek özellikleri ise çölde hayatlarını sürdüren bu insanlar bir yerden bir yere göç ederken develerine ilk önce kitap dolu sandıklarını yüklemeleri oldu. Gerçekten düşünüp kendimizi sorgulamamız gereken bir bilgi olduğunu düşünüyorum.
-Okulda öğretmen bize günümüzde hala çocuk kölelerin olduğunu söyledi söyledi. Moritanya'daydı sanırım. Televizyonda da Libya'da genç Afrikalı göçmenlerin köle gibi satıldığını gördüm. -Doğru ama çok şükür ki bir üretim sistemi, genel bir çalışma düzenlenmesi olarak kölelik ve insanların alınıp satılması yasaklandı. Hristiyanlık köleliği prensipte kınamıştır. ''Prensipte'' diyorum, çünkü gerçekte Avrupalılar, Avrupa dışındaki topraklarda, Afrika ya da Amerika'da ele geçirdikleri madenlerde işgücüne gereksinim duyunca, yalnızca yerli toplulukları köleleştirmekle kalmayıp, siyahları da köle olarak kitleler halinde Afrika dışına taşıdılar. Bu durum 19. yüzyılın dışına kadar sürdü ve kilise de buna karşı çıkmadı.
Sayfa 18 - YORDAM KİTAP-KAPİTALİZMKitabı okudu
Endülüs dönemini ele alırken, üç farklı grubu temsil eden üç kelimenin günümüze kadar geldiğini hatırlatmakta yarar var. Bunlar "Morisko, Müdehar, Mozarap" kelimeleri. "Morisko", "Moor" kelimesinden bozma olup "Moritanya'dan gelenler" anlamında Kuzey Afrika'dan Güney İspanya'ya göç eden müslüman Araplar ve Berberîler için kullanılmaktaydı. Müslümanların ve yahudilerin Güney Avrupa'dan zorla çıkartıldığı 1492 yılından sonra İspanya'da kalan müslümanlara genel olarak Morisko adı verilmekteydi. Müdehar (Mudejar), IX ve X. yüzyıllardan itibaren Güney Avrupa'da hristiyan krallıkların yönetimi altında yaşayan müslümanlara verilen addır. Son olarak Mozarap kelimesi, Arap-İslâm kültürünün etkisi altında kalan Avrupalılar'ı ifade eder. Mozarap, Arapça "müsta'rib" yani Araplaşmış kelimesinden İspanyolca'ya geçmiş bir kelime. Anlamı, bizim bugün kullandığımız "Batılılaşmış" (müstağreb) kelimesinin tersinden anlamına ne kadar da yakın!
50 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.