Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Senanur

Senanur
@msanyone_
Erciyes Tıp
8 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Senin ya Rabbi demen bizim sana olan cevabımızdır. Senin çare arayışın, bizim seni kendimize çekmemizdir. Senin sevgin, bizim lütfumuzun kemendidir. Biz izin vermedikçe hiç kimse dua edemez" dedi Hızır Aleyhisselam duası bir türlü kabul olmayan kula.
Reklam
Emced... Şu anda sıkıntısını çektiğin şey, hayatındaki dengesizliğin bir sonucu. Sana her zaman bahsettiğim, tek şeye kanalize olma sorunu... Bu psikolojik olarak kırılganlığa ve kolay bir şekilde altüst olmaya neden oluyor. Sevgili kardeşim; hepimiz, derslerine olan ilgin ve başarından ötürü mutluyuz. Ama hayat sadece ders çalışmaktan ibaret değil. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)in şu sözünü hatırla: "Her hak sahibine hakkını ver." Nefsinin senin üzerinde hakkı var. Sosyal ilişkiler kurman, nefsini rahatlatman, spor yapman gerek. Her şeyden önce de günlük Kur'an okuman ve dinini öğrenmen geliyor. Aaah! Ben bunların hepsini çoktan bıraktım! Eskiden derdim ki: "Başlangıçta tüm enerjimi derslere yoğunlaştırayım, kendime sağlam bir bilgi temeli kurayım, sonra hayatıma geri dönerim." Böylece günler geçti ve vakitlerim daha az bereketli hale geldi. Bir tek sayfa, daha önceki performansıma göre benden üç kat daha fazla vakit alır hale geldi. Bir videoyu ilk seferinde anlayan ben, anlamak için iki üç kez tekrarlıyorum şimdi. Hepsinden önemlisi de mutlu değilim. Denge hayatın parolasıdır ve her zaman var olmalıdır. Ertelenmemeli veya bir başarıya bağlanmamalıdır.
104 syf.
·
Puan vermedi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ham hazlarla uğraşan kimseler, bir oyundan bir oyuna geçen, sıkıldığı an bir başka oyun isteyen çocuk gibidir. Basit hazlar peşindedirler. Ahiret zevklerini tatmin etmesi için Allah'a ibadet ederler. Arif (kavrayışı yüksek olan kimse) ise veliliğin işaretlerini anlamak için yüzünü Allah'a çevirmiştir." "Nefiste meydana gelen haller, nefsin dış idraklerden uzaklaştığı zaman kendi içdünyasına yönelmesi ve bun- da alışkanlık kazanması sonucu meydana gelir. Dış duyumlar azaldığı zaman da nefis mütehayyile kuvvetiyle çalıştırılır ve bu anlarda kutsi âleme yönelir. Gaipten bir şeyler külli bir tarzda ruhta şekillenir; onun tesiri hayal gücüne ulaşır, hayal gücü bu akli temsille münasebeti olan özel bir şekli ortak histe şekillendirir."
Reklam
Hayat bir kaynaktır. Sürekli mesaj yollayan bir vericidir. Sürekli aynı şarkıyı söyleyen ve ancak yine kendi frekansındakilerin duyduğu bir şarkıcıdır o. Sürekli çağrı yapan ancak sadece kulakları işitenlerin duyduğu bir çağrıcıdır. Sürekli oyunlar sahneleyen ancak görebilenlerin gördüğü bir oyuncudur ve bu kaynak ancak akılla bulunabilir. Bu kaynağı ancak görebilenlerin gördüğü bir oyuncudur. Ve bu kaynak ancak akılla bulunabilir. Bu kaynağı duyabilmek için akla ihtiyacımız var. Akıl büyük bir nimettir insan için. Ve kullanması gerekir insanın tekrar kaynağını bulabilmesi için. Akıl, sahibine tekrar teslim edilmesi gereken bir emanettir insana. Ancak dönüş yolu bilinmiyorsa teslim edilebilir mi alınan bu emanet? Geldiği yolu unutsa, üzerine derin bir rüyaya dalsa bulabilir mi insan emanetini aldığı kaynağın yolunu? Öldüğünde yanında hiç bir şey götüremeyecek olan insanların kendini zengin görmesi, aldım, kazandım, bunların hepsi benim demesi bir kaybetmişlik değil de nedir?
Senanur tekrar paylaştı.
Cehaletin İslam terminolojisinde diploma ile hiçbir ilişkisi yoktur; cehalet bilgiden ziyade davranışlarla ilgilidir. Kendine hâkim olamayan, tepkisel davranan kontrolsüz insanlar İslam ahlakına göre cahil diye nitelenir. Nerede, nasıl davranacağını, sözünün gittiği yeri, oturup kalkmayı, insanlarla ilişkilerinde idare etmeyi, kontrol etmeyi bilmiyorsa o insan cahildir. Cahilin en önemli işareti haddi aşması, yol, yordam, yöntem bilmemesidir.
"Gecenin ilk yarısı olduğunda Arş'ın altından 'Yok mu Allah'a ibadet edecek olanlar, kalksınlar!' diye seslenilir. Bunun üzerine Allah'a ibadet edecek olanlar kalkar ve Allah Teâlâ'nın dilediği kadar namaz kılarlar. Gecenin yarısı olduğunda Arş'ın altından yine 'Yok mu huşû içinde geceyi ibadet ve dua ile geçirecekler, kalksınlar!' diye seslenilir. Bunun üzerine kalkar ve seher vaktine kadar namaz kılarlar. Seher vakti girdiğinde 'Yok mu bağışlanma dileyecekler, diye seslenilir. Bunun üzerine kalkar ve Allah'tan bağışlanma dilerler. Şafak sökünce 'Yok mu o gafiller, kalksınlar' diye seslenilir. Bu nida üzerine sabaha kadar uyuyanlar, dirilip kabirlerinden kalkan ölüler misali yataklarından kalkarlar" "Dünyada bir yabancı kimse yahut bir yolcu gibi ol ve kendini kabir ashabından say." Virdi olmayanın vâridi olmaz
Bir hurma tanesi de olsa... Bakarsın ateşten korur. Bakarsın bir damla su hararetimizi giderir. Ve vermek hafifletir taşlardan katı yüreğimizi Ve bir gün perdeler kalkar. Gözlerimizin ve gönüllerimizin önündeki perdeler kalkar. Hidayet yalnız Allah'tandır ve Allah bazı şeyleri vesi- le eder hidayetimize. İşte o an geldiğinde belki bir söz, belki bir iz, belki bir insan, belki bir ses vesile olur da perdeler kalkar.
Arapçadaki "kelam" kelimesi "yara" manasındaki 'kelem'den rüretilmiştir. Yaranın yara sahibine etki etmesi gibi, kelimeler de onları söyleyenin ve dinleyenin ruhunda olumlu veya olumsuz izler bırakır. Arthur Schopenhauer, Hayatın Anlamı'nda der ki Doğrusu herkes, her zaman belli bir tasa, kaygı, endişe, istırap ya da sıkıntı terkibine ihtiyaç duyar, tıpkı bir geminin sağa sola yalpalamadan dosdoğru yol alabilmesi için bir denge ağırlığına ihtiyaç duyması gibi
Reklam
Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü -Yağmur
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.