_Kanatsız uçmaya kalkışma!
_Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
_O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma!
_Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Murakami' yi henüz okumayanlar için güzel bir başlangıç kitabıdır. Her kelimesi, her cümlesi, ayrı bir lezzet. Akıyo dediklerinden:) Kitap ismi önce itici gelse de okudukça bu iticilik siliniyor, Tazaki ile yola çıkabiliyorsun, ona kızıyorsun, onunla seviniyorsun, onunla merak ediyorsun. Renksizliği artık soru işareti olmuyor. Hatta renksizlik esprisi sebebini idrak edince "aaa yazık" diyip sevimli hale bile geliyor.
Murakami eserin sonunu bağlamayarak yapmış yapacağını dedirtiyor. Sara benim için bir muamma, gizemli bir kadın olarak kitaba girdi ve aynı nitelikte devam etti. Gizemi ile beraber kütüphanemdeki yerini aldı:)
Bu arada Tazaki ve Ak arasındaki mevzu hakkında ürettiğim komplo teorileri için Tazaki' ye özrü bir borç bilirim, velhasıl güzel eser, dil, anlatım harika, duygu geçişleri muazzam, okuyun, okutun, sevgiler.
Gencoy Sümer'in "Feneryolu Cinayetleri" adlı romanı, ülkemiz polisiye edebiyatının başyapıtlarından biri. Yazarın gizem ve muamma etrafında kurguladığı eseri türkiye'de polisiye edebiyat yazan herkes için kılavuz görevi görebilecek denli iyi bir çalışmaydı.
Ancak...yazarın ikinci romanı Mavi Kolye, yazarın bu başarısının
"Ben mezarlığı bir çocuğun eğiticisini sevmesi gibi korkarak severim. Mezarlık başlangıçla sonsuzluğun geçicilikle kalıcılığın bir gizli buluşma yeridir."
Zaman Gezgini, bir dost meclisinde oturmuş icat ettiği Zaman Makinesi'ni anlatmaktadır. Ruhbilimci, Hekim vb. aydınlardan oluşan dost meclisinde kimse Zaman Gezgini'ne inanmamaktadır. Zamanda yolculuğun imkansızlığı üzerine konuşmalar yapılmaktadır. Zaman Gezgini de icat ettiği makineden şüphe etmektedir ancak onu denemekten de geri
Sevimli yüz, yaş on altı, uzunca, toplu beden,
Gözünde ateş-i hasret, yanar cüdâ köyden.
Bu ayrılık iki aydır, pederle, maderden,
O sevdiği, ninesinden ve üç biraderden.
Omuzda bir halı heybe ki yengesi dokumuş,
İçinde tarhana, bulgur, zavallı anne komuş!
Başında püskülü kopmuş fes, ince bir tülbent
Dolanmış öyle; ilerde, sarıklığa
2000 senesinde Boğaziçi Üniversitesi tarafından zorunlu okutulacak kitaplar listesine de alınmış olan Peygamberin Son Beş Günü, akademisyen, öykü ve roman yazarı, denemeci, eleştirmen ve çevirmen Tahsin Yücel'in 1992 yılında yayımlanan ikinci romanıdır .
1993 Orhan Kemal Roman Ödüllü bu eserde,herşeyden önce ,oldukça yalın,net ve keskin bir dil
« Mezarlık; başlangıçla sonsuzluğun, geçicilikle kalıcılığın bir gizli buluşma yeridir.
...
Hiçbir şeyle nihayet bulmayan insan emelleri buracıkta son bulur.»