İfade ettiğiniz gibi hakikat Galip gelecek ancak işin özü değişmeyecek. doğanın kanunları hep aynı kalacak, insanlar bugün olduğu gibi yine hastalanacak, yaşlanacak ve ölecekler. hayatınızın muazzam bir Şafak tarafından aydınlatılacak olsa da eninde sonunda sizi de bir tabutun içine çivileyip çukurun içine atacaklar .
Bütün bunlardan sonra başlıca sebep, kahraman şehidin cahiliyyetle (cahiliyet, İslâm aleyhtarlığıdır.)(¹) mütarekeyi ve pazarlık yapmayı kabul etmiyen takriri ve islâm propagandacılarının, İslâm düşmanlarının entrikalarına karşı daima müteyakkız bulunmaları gerektiğine dair devamlı tekrarlamalarıdır. «İslâm düşmanları, cahiliyetin seyrini İslama
Sayfa 54 - 55, 56, 57 Cağaloğlu Yayınevi
Reklam
Hakikat galip gelecek, ancak işin özü değişmeyecek. İnsanlar bugün olduğu gibi yine hastalanacak, yaşlanacak ve ölecekler. Hayatınız muazzam bir şafak tarafından aydınlatılacak olsa da eninde sonunda sizi de bir tabutun içinde çivileyip çukurun içine atacaklar.
İslam hukukunun Roma hukukundan çalıntı olduğunu söyleyen kâfirlere Müslümanlardan cevap vermektense yine iki tane gayr-i müslim hukukçunun sözlerini aktararak iktifa etmiş olalım. Bunlardan biri Osmanlı zamanında yaşayan meşhur Fransız Hukukçu Sava Paşadır ve Mukayeseli İslam Hukuku kitabında şöyle demiştir: "Hukukçu geçinen bazı asrilerinden öteden beri ağızlarında geveledikleri gibi ben de İslam fıkhının muamelata dair kısmını Roma hukukundan alındığını zannederdim. Fakat sonra İslam fıkhının kaynakları üzerinde uzun müddet yaptığım ilmi tahkikat ve derin tetkikat neticesinde gördüm ki bu muazzam fıkhın Roma hukukundan intikal ettiğine dair mütaala çok zayıf bir esasa dayanmakta ve hakikat olmaktan ziyade hayal bulunmaktadır.
Erkekler ve kadınlar birbirlerinden-dir. Kadın İslâm örfünde bir insandır. Onun yeryüzündeki varlığı, insanî bir var oluştur. İslâm her ne kadar kavvamiyet (aile reisliği ve sorumluluğu), şahitlik ve miras gibi belirli bazı yerlerde kadın ile erkek arasında eşitlik sağlamamış ise de bu kesinlikle insanî anlamda bir ayrımcılık değildir. Hakikat ancak her iki ayrı cinsin (erkek ve dişinin) birlikte aynı asıldan meydana geldikleridir: "Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini yaratan..." Bununla birlikte miladi 17. asra kadar Avrupa'nın kadın hakkındaki düşüncesi şu idi: Kadının acaba ruhu var mıdır yoksa o, ruhsuz mudur? Eğer kadının ruhu varsa bu bir insanî ruh mudur yoksa hayvanî bir ruh mudur? Eğer onun insanî bir ruhu varsa bu ruh, erkeğin ruhunun mertebesinde midir yoksa daha alt bir mertebede midir? Bu din ise bundan tam on asır önce yedi semanın üzerinden şu pek müthiş ve muazzam gerçeği tespit etmişti: "Kiminiz kiminizdensiniz."
madem her şeyin hakikati, Cenab-ı Hakk'ın bir isminin tecellisine bakar, ona bağlıdır, ona âyinedir. O şey, ne kadar güzel bir vaziyet alsa o ismin şerefinedir; o isim öyle ister. O şey bilse, bilmese o güzel vaziyet, hakikat nazarında matlubdur. Ve şu hakikatten gayet muazzam bir kanun-u tahsin ve cemalin ucu görünüyor. Sözler
Sayfa 613Kitabı okudu
Reklam
372 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.