Ah,neler hissediyorum da tahlil edemiyorum. Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama bir kere ne yazmak istediğimi tayin edebilsem. Şurada -beynini gösteriyor- bir şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor. Bilir misin nasıl bir şey? Bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden mürekkep bir derya. Gözlerinle onun içine girmeye çalış; o mailikleri yırtmak için çalış uğraş,ne görüyorsun? Mai...Daima mai... Değil mi? Sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? Donmuş, simsiyah bir renk... Of!.. O siyah tabakaları parçalayarak içeriye bak; in,in,in ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in; ne buluyorsun? O siyahlılklar içinde ne buluyorsun? Siyah... Daima siyah değil mi? İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai; aşağı bakılsa siyah daima siyah... Bir şey mi mai ve siyah olsun. Hasta mıyım, bilemiyorum fakat ah! O ne yazmak tasvir edilmiş görmek mümkün olsa; işte o vakit, zannediyorum ki artık ölebilirim; hayatta nisabını tamamıyla almış bir adam hükmünde gözlerimi kapayabiirim...
POYRAZ Ya Ayşegül. Ben seni koklamak... Mümkünse koklaya koklaya bitirmek istiyorum. Bi insan bu kadar güzel kokmamalı. Haksızlıki yemin ediyorum. Çiçek olsam utancımdan solarım ya...
...ve ben bütün zamanımı ve bütün zamanımın bin katını ve mümkünse dünyadaki bütün zamanı senin için ayırmak istiyorum,seni düşünmek için,sende nefes almak için.
Ben, bütün zamanımı ve bütün zamanımın bin katını ve mümkünse, dünyadaki bütün zamanı senin için ayırmak istiyorum. Seni düşünmek için, sende nefes almak için.
Bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden oluşmuş bir deniz... Gözlerinle onun içine girmeye çalış; o mailikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? Mai... Değil mi? Sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? Donmuş, simsiyah bir renk... Of! O siyah tabakaları parçalayarak içeriye bak; in, in, in, ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in; ne buluyorsun? O siyahlıklar içinde ne buluyorsun? Siyah... Daima siyah değil mi? İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mai ve daima mai; aşagı bakılsa siyah, daima siyah...
(…) ve ben bütün zamanımı ve bütün zamanımın bin katını ve mümkünse dünyadaki bütün zamanı senin için ayırmak istiyorum, seni düşünmek için, sende nefes almak için.
Allah’ım, bilemediklerimi bildirecek arayış, hayata geçirecek inanç ve kararlılık ver. Son nefeste bile af mümkünse ve o ne vakit bilinmiyorsa; acilen benim iç dengelerimi oluşturacak anlayış ve yaşayışın hayatımda olması için gerekeni nasip et ve talebimi kabul et. Anladım ve öğrendim ki, içten denge kurulmazsa, dıştan ancak denge bozulurmuş. Cümle kulların ile birlikte dengede olayım, dengede kalayım ve dengede olunmasına katkıda bulunayım; ne olur Allah’ım!
Bir darbe, çünkü zamanımı çalacak benden ve ben bütün zamanımı ve bütün zamanımın bin katını ve mümkünse dünyadaki bütün zamanı senin için ayırmak istiyorum, seni düşünmek için, sende nefes almak için.
"Insan kendi kendinin aynası olabilir mi, diye düşünüyorum. Eğer bu mümkünse, insan kendi kendinin dışına çıkma imkânına sahip demektir. Ben şimdi bunu deniyorum. Kendi kendimden kaçıp kaçamayacağımı denemek istiyorum. Bunun için geziyorum."
Düşüncem: Bana göre şimdilik serinin en iyi kitabıyıdı. Çoğu gerçeğin ve şok edici şeylerin yaşandığı kitap. Cidden güzeldi. Celaena'nın ve Sam'in yaşadıkları...Ve Arobayn'ın bu kitaptan sonra mümkünse yok olmasını istiyorum. Müthişti yaa♡
"Mesela saatlerce oturmak istiyorum seninle. Daha sessiz ve ıssız bir yerde mümkünse. Ve sadece gözlerine bakmak istiyorum. Ben ormanlardan ürkerim ancak senin orman yeşili gözlerinde kaybolmaya bile razıyım."
Mesela saatlerce oturmak istiyorum seninle. Daha sessiz ve ıssız bir yerde mümkünse. Ve sadece gözlerine bakmak istiyorum. Ben ormanlardan ürkerim ancak senin orman yeşili gözlerinde kaybolmaya bile razıyım.
ben bütün zamanımı ve bütün zamanımın bin katını ve mümkünse dünyadaki bütün zamanı senin için ayırmak istiyorum, seni düşünmek için, sende nefes almak için