Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nedir bunlar, binlerce yıldır insanların bir anlık aşk için yapıp düşündükleri? Ama bu, aynı zamanda tabiattaki en başarılı, en kutsal güzel şeydir. Hayat eşiğindeki bütün basamaklar oraya götürüyor. Oradan geliyor, oraya gidiyoruz biz.
Ama şimdi deniz açıklarından çıkıp da her şey gittikçe, bir tabutun mezara inişi gibi, gözden kaybolunca, işte o zaman kalbim birdenbire parçalanmış gibi oldum. - Aman Tanrım, diye bağırdım ve içimdeki bütün hayat uyandı, uçup gitmekte olan şimdiyi tutmaya çalıştı. Ama o geçişti, yoktu!
Reklam
Tanrı’ya, hizmet almadan yaşayamayanlara hizmet ettiğimiz gibi hizmet edemeyeceğimize göre Tanrı’ya hizmet etmekte anlamamız gereken Tanrı’nın yarattıklarının mutluluklarına katkı yapacak biçimde hizmetlerdir. Bu da kendimizi toplumun dışına çıkararak bencilce ibadet ederek, münzevi bir hayat sürdürerek gerçekleştirilemez.
Tavus kuşlarına aldanan hayat Bilemez yaralı kartalların Yuvasından esirgenen dağları
Sayfa 351
Biliyor musun, ben niçin asla ölüme saygı duymadım? İçimde hiçbir tanrının yaratmadığı ve hiçbir ölümlünün aracılığıyla oluşmamış bir hayat var. Ben, birbirimiz sayesinde ve yalnızca özgür hevesimizle evrene böyle bağlıyız sanıyorum.
Sayfa 153Kitabı okudu
Sanki bir kader inanılmayacak hazda ölüm yemini vermişti ve benden ve her şeyden hayat çekilmişti.
Sayfa 85
Reklam
Aman Tanrım, diye bağırdım ve içimdeki bütün hayat uyandı, uçup gitmekte olan şimdiyi tutmaya çalıştı. Ama o geçmişti, yoktu!
Dostum! Ümit olmasa hayat ne olurdu? ... Kırlangıç, kış gelince uygun bir ülke arar, vahşi hayvanlar, günün sıcağında etrafta dolaşır, gözleri kaynak arar. Çocuğa, annesinin ona meme vermeyeceğini kim söyler? Bak işte, çocuk onu gene de arar...
"En sıradan hayat bile, kuşkusuz kâfi miktarda tecrübeyle doludur, ama sorun kişinin kendine karşı dürüst olup olmadığıdır. Söylendiğine göre, Hintli bir münzevi iki yıl çiy damlalarıyla beslenmiş, bir gün kente geldiğinde ise şarabı tatmış ve onun müptelası olmuş. Benzerleri gibi bu öykü de değişik biçimlerde anlaşılabilir; komik olarak da görülebilir, trajik olarak da. Ama olanaklılık tarafından eğitilen kişinin böyle bir öyküye ihtiyacı yoktur. O kişi, zamanı geldiğinde kendini talihsiz insanla özdeş tutar, kaçabileceği sonlu bir yol olmadığını da bilir. Olanaklılığın kaygısı da, o kişiyi inanç tarafından kurtarılana dek bir av gibi elinde tutar. Huzura kavuşabileceği başka bir yer yoktur, başkalarının bilgelik dediği şeyler yalnızca gevezelikten ibarettir. Bu nedenle, olanaklılık mutlak biçimde eğiticidir...Olanaklılık tarafından eğitilen kişinin tehlikeye maruz kalabileceğini yadsıyor değilim, sonlu bir eğitimden geçen kişiler gibi kötü yola sapıp devrilebileceğini, yani intihar tehlikesine de açık olduğunu biliyorum. Eğitiminin başında Kaygı'yı yanlış anlarsa, Kaygı onu inanca taşımak yerine, inançtan uzaklaşır, sonra da yitip gider. Öte yandan, olanaklılık tarafından eğitilen kişi, Kaygı dahilinde kalır, sayısız hatalarla yoldan çıkmaz, geçmişi doğru biçimde hatırlar. Bu durumda Kaygı'nın saldırıları, ne denli ürkütücü olursa olsun, kaçmasını gerektirmez. O kişi için Kaygı, kendi iradesine rağmen, gitmek istediği yere ışık tutan rehber bir tin'dir."
Sayfa 179 - T.İ.B. Kültür Yayınları E-KitapKitabı okudu
Reklam
Kendisini "Epikür'ün sürüsündeki şişko ve besili bir domuz" olarak tanımlayan Horatius bütün mektuplarında ve şiirlerinde, en mutlu hayatın ihtiras dünyasının sıkıntılarından, kıskançlığından, hatalarından, lüks şeylere karşı tatmin olmamış özlemlerinden ve o lüks şeyler sağlandığında yaşanan doygunluktan uzak münzevi, basit kırsal hayat olduğunu savunan Epikürcü mesajı açıkça seslendirdi. Romalılar bakımından bir nevi Budacılık olan Epikürcü amaç hoşnutluktu, ancak o hoşnutluk hedonizm değil de huzur, yani acı ve endişeden özgür olmak anlamına geliyordu. Ve böylesi, insanları umursamayan ve onlar üzerinde mutlak olarak hiçbir etkisi olmayan tanrılardan korkmak dahil, korkudan kurtulmak demekti.
Sayfa 61 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bir şekilde geçiyor işte zamanımız. Arkamızda hayallerden kurulu onca mezar.. Her sabahta biraz daha umutsuz. Her akşamda biraz daha hüzünlü saatler. Bütün iyi niyetlerimizin gölgesinde, Kötü bir alışkanlık oluyor sövmelerimiz.. Birleşmiş dertlerin korkunç çığlığında, Münzevi bir hayat düşlüyoruz sessizce. Kimimiz acıdan, kimimiz sevdadan, Kimimiz ayrılıktan boyun eğiyor kadere.. Ömrümüzün ziyan olmuşluğunu kabul ederek, Bir veda tebessümü yolluyoruz geçmişimize..
1.006 öğeden 991 ile 1.005 arasındakiler gösteriliyor.