Merhabalar ️
Kitaplığımdaki bir klasikle geldim bugün. Bu kitabı seçerken kapağının o gizemli hâline vurulmuştum. #stefanzweig az çok yazılarıyla bir izlenim bırakır. Neyi, nasıl anlattığını biliriz. Küçücük bir meseleyi öyle bir işler ki hiç buradan bakmadığımızı hissederiz. Küçücük bir sevinci dağ yaptığını, küçük bir öfkeyi de dağ yapabildiğini görmek mümkündür tam tersini de. Duygunun doruklarda keyifle süzüldüğünü tüm benliğimizle hissederiz. Bu kitap yorumlardan gördüğüm kadarıyla birçok #okuru şaşırtmış. Bazıları normalden farklı bir yol izlediğine memnun bazıları değil. Bu kitap nasıl mı farklı? Her hikâye hüzünlü bitiyor. Böyle son paragraf içinizdeki bir gergin teli çekip bırakıyor gibi hissediyorsunuz sanki. Bu kitapta tam 5 hikâye var. Liman kentinde sokaklarda gezen, tanımadığı insanların hayatını merak eden bir gezgin; patronuna kul, köle olup her şeyi yapabilecek potansiyelde bir hizmetçi; bir önceki gönderimde anladığım Fransız albay; beni çok etkileyen hikâye olan bir yaz gecesi gölde bulunan Rus bir savaş esiri; kendi içinde sıkışıp kalmış bir gencin kendi kendiyle girdiği savaş. Her hikâyenin sonunda sakince durup "başka bir yolu yok muydu?" diye serzenişte bulunabilirsiniz gayet doğal ben de yaptım.
Bazen bazı duygulara aç oluruz bunu kitaplarla filmlerle desteklemek isteriz, sanki bir detoksmuş gibi kendimizi rahatlatırız ya buyrun hüzünlenmek isteyen bu kitabı okusun. İnsan her duyguyu yaşamalı sevgili okur. Hayat da bir çeşni değil midir? Siz ne düşünüyorsunuz buyrun yorumlara?