Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her An Allah ile Olma bilinci (Murakabe)
64. Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle demiştir: Allah Teâlâ gücenir. Allah’ın gücenmesi, kulunun O’nun haram kıldığı şeyleri yapmasından dolayıdır. (B5223 Buhârî, Nikâh, 108; M6995 Müslim, Tevbe, 36)
Kusurlu, hatalı bir arkadaşınızın yanlışlarını yumuşaklıkla, hürmet ve tevazu ile yalnız kendisine söyleyiniz. Kabullenmezse dahi, ikinci bir kimseye onun hakkında gıybet etmeyiniz. Birisinin kusurunu, kusuru düzelteceğim diye etrafa yaymak, şahsî kin, garaz, nefsin karışması gibi hallerin zorlamasının neticesidir. Veyahut fayda veriyorum zannıyla zararların üremesine sebep olan bir safdillik ve cahilliktir. Başkalarına yaymak değil, daima ve daima ona söylemektir. Söylerken de, “Acaba, hakikaten ve bizzat nefsü’l-emirde hata mıdır? Yoksa benim fikrime, görüşüme göre mi hatalıdır?” diye insan kendini murâkabe etmelidir.
Reklam
Allah, maddeden ayrı telakki edilemez ve O başka hiçbir maddede mükemmel olmadığı kadar beşerî maddede ve erkekte mükemmel olmadığı kadar kadında kamilen tecellî etmektedir. Çünkü O, yani Allah, ya fail zaviyesinden veya münfail zaviyesinden veya her iki zaviyeden müşahade edilmektedir. Bu sebeble, bir erkek, Allah’ı kendi şahsında, kadının erkekten vücûd bulduğu hakikati zaviyesinden bakmak üzere temaşa ederse, o zaman o Allah’ı, fail olduğu bir zaviyeden murakabe eder; ve kadının erkekten vücüd bulduğunu ihmal ederse, o zaman Allah’ı, münfail olduğu bir zaviyeden temaşa eder, çünkü o Allah’ın mahluku sıfatı ile, Allah’a münasebetinde mutlak münfaildir. Ancak o Allah’ı kadında temaşa ederse, bu takdirde o, Allah’ı hem fail hem de münfail zaviyesinden temaşa etmiş olur. Kadının suretinde tecellî eden Allah, erkeğin rûhu üzerinde tam hakimiyete sahip olduğu hakikatinden hareketle ve erkeği kendisine hepten ve külliyen teslim olması ve kendi tahakkümü altına alması için sevk ettiğinden, faildir; ve Allah münfaildir de, zira, Allah kadında tecellî ettiğinde, erkeğin iradesi altında olduğundan, onun emirlerine tabidir. Bu sebeple Allah’ı kadında görmek demek, Onu bu zaviyelerin her ikisinde görmek demektir; bu tarz bir temaşa ise, Onu tecellî ettiği, diğer bütün farklı suretlerde temaşa etmekten daha mükemmeldir.
Sayfa 104 - ibn-i arabî
Hatırlat ! Çünkü hatırlatma müminlere fayda verir. (Zâriyat, 55)
"Nefsini arındıran elbette kurtuluşa ermiştir."(Şems Suresi 9. Ayet)
Hesaba çekilmezden evvel nefsini hesaba çekenin kıyamette hesabı hafifleşir.
Reklam
El-Havvas (İbrahim bin Ahmed) buyurdu: "Biz abide olan Rahli Hatun'un huzuruna vardık. Bu mübarek hatun simsiyah kesilinceye kadar oruç tutmuş, gözleri kör olun- caya kadar ağlamış, kötürüm oluncaya kadar namaz kılmış- tır. Hâlâ oturarak namaza devam ediyordu. Biz ona selâm verdik. Sonra ona, içinde bulunduğu durumu biraz kolay- laştırmak için Allah'ın afvından bir şeyi zikrettik. Bunun üzerine o, bir çığlık atarak dedi: - Nefsimi bilmekliğim, kalbimi yaraladı, ciğerimi parça- ladı. Allah'a yemîn ederim, isterdim ki, Allah beni yaratma- mış olsaydı, isterdim ki anılan bir şey olmayaydım! Bu sözleri söyledikten sonra tekrar namazına yöneldi." Ey kişi! Eğer nefsini murakabe ve murabata eden (göze- ten) kimselerden isen, var kuvvetiyle ibâdet eden erkek ve kadınların hâllerini mütalea etmekten ayrılma! Tä ki, şevkin kabarsın. İbadete karşı isteğin artsın. Sakın zamanın ehline bakma! Zira eğer yeryüzünde bulunanların çoğuna uyar- san, seni, Allah'ın yolundan sapıtırlar
“Delikanlı, bütün bu halleri içinde barındıracak olan bir hal vardır ki, o da murakabe halidir. Bu sebeple; Allah’ın her daim seni izlediğini, hareketine, sükûnunda, oturup kalkmanda, gitmende ve gelmende hep seni gördüğünü bil ve bu bilgiyi nefsine ve kalbine iyice yerleştir. Zira sen her halinde Allah’ın gözetimindesin, nerde olursan ol, O’nun hükmü ve kabzası içindesin. Allah’ın nazarı senin kalbine kadar işlemektedir, O senin gizlini de alenini de bilir."
"Muhasebe, murakabe, tahlil, hesap, kitap, tefekkür, şuur, irade, tam anlamı ile duygu yükü insan.”
Sayfa 5 - Karakutu Yayınları/ 1. BaskıKitabı okudu
(Şiir): "Zaman içinde bir gün yalnız olduğunda, sakın yalnızım deme! Fakat de ki: Benim üzerimde, beni murakabe eden bi- risi vardır. Sanma ki, Allah, bir saat dahi gafil olur! Sanma ki, on- dan gizlediğin ondan gaib olur! Görmez misin, gün, gidicinin en süratlisidir. Yarın ise, bek- leyenler için yakındır!"
Reklam
Ebû Osman el Mağribî: "Bu yolda insanoğlunun nefsine gerekli kıldığı en üstün şey muhasebe, murâkabe ve ilimle amelini idare etmesidir!" dedi.
Ebu Hafs dedi ki: "Halk içinde oturduğunda kendi nefsine ve kalbine vaiz ol! Halkın etrafına toplanmasına aldanma! Zira onlar senin dış görünüşünü murakabe eder- ler. Allah ise, senin içini murâkabe edicidir
Bu dünyada seni nefis muhasebesinden ve kerîm Rabbini anmaktan ve kendini murakabe etmekten alıkoyabilecek üç tehlike vardır: Birincisi, sürüp giden gafletler. İkincisi, nefsten kopup gelen lezzetler seli. Üçüncüsü de, görenekler ve alışkanlıklardır.
Sayfa 44 - Bedir Yayınevi
Murakabe ve Muhasebe
kul sabahladığında ve sabahın farzını edâ ettiğinde bir saatlik zamanı nefsiyle şartlaşmaya tahsis etmelidir. Nitekim tüccar bir kimse, ticaret malını çalışan ortağına teslim etti- ğinde, aralarındaki şartı konuşmak için meclisi boşaltıyor
nedir bu murakabe? neymiş bedenden çıkıp gitme? neymiş oruç? neymiş nefesin tutulması? ben’den kaçıştır bu, benliğin eza ve cefasından kısa süre için yakayı kurtarmaktır, acıya ve yaşamın anlamsızlığına karşı kısa süreli bir duyarsızlıktır. han köşesinde birkaç tas pirinç şarabı ya da mayalanmış hindistancevizi sütü içen bir sığırtmaç da kısa süre için aynı duyarsızlığı yaşar. kendi benliğini duyumsamaktan çıkar böyle zamanlarda, yaşamın acılarını hissetmez olur, kısa süreli bir duyarsızlığa kavuşur. şarap tasının üzerinde sızıp kalır, uzun çalışmalar sonucu bedenlerinden çıkıp giderek ben’sizlikte kalan Siddhartha ile Govinda’nın ele geçirdiği şeyin aynısını ele geçirir. işte sana gerçek, dostum Govinda!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.