Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Semih

Semih
@muskulpesend
Memente mori et memento vivere!
Semih
Bir kitabı okumaya başladı
Düzenin Ötesinde
Düzenin ÖtesindeJordan B. Peterson
8/10 · 45 okunma
Reklam
Semih
2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
0/25 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
25 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
Semih tekrar paylaştı.
Kadın hareketinin bu kadar başarılı olmasının nedenlerinden biri, eşit hakların üstünde durulurken eşit sorumlulukların öneminin azaltılmalıdır. böylece genç kadınlara "her şeye sahip" olabilecekleri Masalı yutturulmuştur ki bu en iyi ihtimalle yanıltıcı, En kötü ihtimalle zarar vericidir. eşit hakların eş geçilmesi, kadınların baştaki yöneticilerle aynı hakları istemelerine ancak tehlikeli fiziksel işlerde çalışan erkeklerle aynı sorumlulukları istememelerine yol açtı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Semih tekrar paylaştı.
İslam, Batı'nın zihin kalıplarına göre anlaşılamaz.
Sayfa 25
382 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
39 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar
8.3/10 · 41,5bin okunma
Reklam
Semih
Bir kitabı yarım bıraktı
Kanunların  Ruhu Üzerine
Kanunların Ruhu ÜzerineMontesquieu
8.7/10 · 508 okunma
Elimdeki fincandan bir yudum çay daha içtim: bu, ilk içtiğimin aynı idi; bir üçüncü yudum daha içtim ve bu sefer, ikinci yudumdan aldığım tadı bulamadım. Artık devam etmemeliydim; çünkü, içtikçe içtiğim şeyin hassasi azalıyordu. Mutlaka benim aradığım hakikat, bu çayda değil, bende idi. Şüphesiz ki, bu hakikat hissini, hiçbir şeyden haberi olmıyarak, bende uyandıran oydu ve bu tecrübeyi, gittikçe azalan bir vuzuh ile durmaksızın tekrar edebilirdi. Fakat, bir türlü tefsir edemediğim bu hâdiseyi, biraz sonra kati bir şekilde aydınlatmak için, içinde bulunduğum bu halden bir müddet sıyrılmam ve onu daima kendi elim altında hazır bulundurmam lâzımdı. Çay fincanını, masanın üstüne bıraktım ve kendi aklıma döndüm. Bu hakikatı ancak o bulabilirdi. Ama nasıl? İşte, en vahim tereddütlerin eşiğindeyiz, çünkü, akıl, gene kendi hudutlarini aşan şeylerin karşısındadır. O, aramaya başladığı zaman elindeki bütün vasıtalar, aletler hiç işine yaramıyacaktır. Zira, o hem arıyan, hem de içinde araştırmalarda bulunduğu karanlık şehrin ta kendisidir. Aramak? Bu, sadece yaratmak değildir. Akıl , henüz vücut bulmamış bir şeyle karşı karşıyadır...
Bahsettiğim anda, yalnız bu cevher bende değildi, ben bizzat o cevherdim. Artık, kendimi bir bütünün adi, aciz ve fani cüz'ü telâkki etmiyordum. Bana bu kudretli sevinç nerden gelmişti? Hissediyordum ki, bunun tatmakta olduğum çay ve kurabiye ile bir ilgisi vardır; fakat, bu, o içilen ve yenen seyin verebileceği maddi tadın çok üstünde bir manevi zevkti ve büsbütün başka bir cinstendi. O nereden geliyordu? Onun mânasi ne idi? Onu nasıl bulup yakalamalı idi?
Hafif ve boş şeyler okumak sağlığa zararlıdır. (öyle midir?)
Ondan biraz sonra öğrenmiştim ki, büyük annem, bana, önce Musset'nin şiirlerini, Rousseau'nun bir kitabını ve roman olarak da Indiana'yı getirmek istemiştir. Zira, büyükanneme göre, hafif ve boş şeyler okumak, şekerleme ve nev'inden birtakım abur cuburla mideyi doldurmam kadar sihhate dokunaklıdır; buna mukabil, herhangi bir dehanın büyük nağmesinin, bir küçük çocuğun bile zekâsı üzerindeki tesiri, ancak, kendi bünyesinin açık havadan ve engin deniz rüzgarlarından aldığı diriltici tesire benzetilebilir.
188 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.