Bahsettiğim anda, yalnız bu cevher bende değildi, ben bizzat o cevherdim. Artık, kendimi bir bütünün adi, aciz ve fani cüz'ü telâkki etmiyordum. Bana bu kudretli sevinç nerden gelmişti? Hissediyordum ki, bunun tatmakta olduğum çay ve kurabiye ile bir ilgisi vardır; fakat, bu, o içilen ve yenen seyin verebileceği maddi tadın çok üstünde bir manevi zevkti ve büsbütün başka bir cinstendi. O nereden geliyordu? Onun mânasi ne idi? Onu nasıl bulup yakalamalı idi?