Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eleftherios Venizelos, Girit'te aralarında doğup büyüdüğü Hanya'daki Türklere yönelik biriktirdiği kin ve intikam duygularının etkisiyle, Yunan ordusunu Anadolu'nun işgaline gönderecek ama siyasi yaşamının en büyük yenilgisini Mustafa Kemal karşısında alacaktır. Yunan ordusunun İzmir'de denize dökülmesinin ardından Venizelos büyük tepki toplayacaktır.
Ona bakınca beyaz gürbüz dişler arasında çiğnenen ince, taze bir yulaf sapının buruk diri lezzetini duyuyor. Yeni sürülmüş bir tarlanın buğusunu. Saban demirinin kayıp gittikçe biteviye devirip bir yana düşürdüğü sıcak toprağın kokusunu.
Reklam
Bir de üniversitenin tarihi veya yaşı meselesi var. Bir kurum için yaş ve irtibatlar aynı zamanda sürekli olarak yahut kriz dönemlerinde devreye alıp kullanacağı tecrübeler hazinesinin hacmi ve derinliği demektir. Avrupa'da tahsil görmüş, Psikoloji alanında doktora yapmış bir üniversite hocası olarak Mustafa Şekip Tunç'un 1938 sonbaharında 1933 tasfiyesi ile kurulan yeni üniversite hakkında yazdıkları Türkiye'de siyasî-ideolojik gözlükler takınarak üniversiteye bakışın problemlerini ve "çocuksuluğu"nu görmek bakımından zikre değer bir örnek olmalıdır: "(...) Bugün henüz altı yaşına basan bu çocuğa [1933 reformu/tasfiyesiyle kurulan İstanbul Üniversitesi'nden bahsediyor. İ.K.] daha toplu büyümek ve gürbüz yetişmek için ana sütünü tamamlayacak sütnineler [Avrupa'dan Türkiye'ye iltica eden -ithal edilen de denebilir- Yahudi akademisyenler kastediliyor olmalıdır. İ.K.] getirilmiştir. Bu [ithal] süt ona ne kadar yarayacak ve ne dereceye kadar besleyecek? Çocuk daha emzikte iken bunu kestirmeğe imkân olmadığı için böyle bir sorunun zamanı da gelmemiştir denebilir. Yalnız şimdilik görülebilen ve söylenebilecek olan şey çocuğun bu memeyi alıp almayacağı ve iştahla emip emmeyeceğidir"³.
Sayfa 485Kitabı okudu
Erzurum Kongresi
''Milli sınırlar içinde bulunan vatan.bölünmez ve parçalanmaz bir bütündür''
Sayfa 256 - Vilayet-i şarkiyye Müdafa-i hukuk cemiyetiKitabı okudu
Th. Martinescu-Asau (Romanya)
Türkiye'nin kaderini çizmek için, asiler gibi toplanan genç vatanseverlerin çehrelerini olgunlaştıran, gaz lambalarıyla aydınlatılmış karanlık ve uzun bir salonda, genç ve ateşli Kemal, en gürültülü ağızları bile susturan kuwetli bir hitabetle istek ve inançlarını bildiriyordu. İşte bu toplantıdan sonra önemli bir kuvvet olarak ortaya çıkan Kemalist direnci idare eden Mustafa Kemal, teşkilatçı olduğu kadar hünerli bir hız vericidir de . .. Avrupa'nın büyük siyaset adamlarının sırasına giren, kitleleri anlamaktaki büyük zekasıyla Kemal, hareketin zayıf ruhlarını heyecanlandırmasını ve harekete getirmesini bilen bir kimseydi. Bu hız ile Mustafa Kemal, sayısız başarılar elde etti ve 11 Ekim 1922 Mudanya Anlaşması ile ilk olarak, büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra, Anadolu bozkırlarında o zamana kadar uyuklayan gürbüz Türk Milleti'nin, Kemal'in peygamberce sesiyle uyandığı ve yeniden yaşamak için tarihi hakkını istediği gürüldü. Böylece Türkiye, ağır ölüm nekahat devresinden hayata yeniden döndü ve Gazi'sini, Mustafa Kemal 'i selamladı. Doğu meselelerinin cahil, ilim kulüplerinde bol sözlü cümlelerle hazırlanmış, milletlerin ruhi prensiplerine bağlı Avrupa, sert adımlarla yürüyen bu değişmeye kulak vermedi. Avrupa, Türkiye'nin en yüksek manevi gücü Sultan'a inanıyordu. Safsataların, gericiliğin, değişmez geleneklerin diyarı Türkiye'nin bir ruha bürünebileceğini, Avrupa nasıl düşünebilirdi? Kitle psikolojisinin verdiği bütün bilgilere aykırı bir şeydi.
Atalarımız uzun yaşardı. Devletimiz de... devletimizin sağlığı insanımızın sağlığı gibiydi ..
Reklam
" Ona bakınca beyaz gürbüz dişler arasında çiğnenen ince, taze bir yulaf sapının buruk diri lezzetini duyuyor. Yeni sürülmüş bir tarlanın buğusunu. Saban demirinin kayıp gittikçe biteviye devirip bir yana düşürdüğü sıcak toprağın kokusunu."
Sayfa 74 - DergâhKitabı okudu
İlim ve medeniyet...
"En hakiki mürşit ilim, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır." Mustafa Kemal Atatürk (1881 - ∞)
220 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.