Rus'un Başkumandanı kasden önünden üç defa geçtiği halde ayağa kalkmayan ve tenezzül etmeyen ve onun i'dam tehdidine karşı izzet-i İslâmiyeyi muhafaza için ona başını eğmeyen; İstanbul'u istila eden İngiliz Başkumandanına ve onun vasıtasıyla fetva verenlere karşı, İslâmiyet şerefi için, i'dam tehdidine beş para ehemmiyet vermeyen ve "Tükürün
Mustafa Kemal Paşa'yı bu sefer de kimlerin, nerelere götürmek istediği görülüyordu. Ben şu müdahalede bulunmak zorunda kaldım: "Eskiden beri dinler, aşağı yukarı bazı ilerleme adımlarına engel olmuştur. Fakat İslamiyet'in ilerlemeye engel olduğu iddiası, Avrupalı diplomatların uydurmasıdır. Bu meseleyi sonuna kadar tartışabilirim . Fakat tartışmaya tahammülü olmayan bir mesele varsa, o da din değiştirmek gayretidir. Bence Müslüman kalırsak mahvolmayız, tersine, yaşarız. Gerektiğinde müttefikler bularak yaşarız! Fakat din değiştirme oyunuyla birliğimizi ve selametimizi kırarak bizi mahvedebilirler!"
Sayfa 90 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün Ortadoğuya Bakış açısı
Bazı yazarlar var, Mustafa Kemal' i tanımıyorlar. Mustafa Kemal' in, Ortadoğu' ya ve Araplara bakışını bilmiyorlar. Bizim bazı Kemalist yazarlar, Ortadoğu' ya daha eleştirel, tuhaf bakıyorlar. Atatürk' ün bize bıraktığı emanetten haberi yok bunların. 1937 yılında Meclis' te yapılmış, arşiv numaraları kayıtlı bir konuşmasında Mustafa Kemal, Ortadoğuya nasıl baktığını açıkça ortaya koyuyor.: "Arapların, Avrupa siyasetine nüfuz edemeyip, bu sözde istiklal kelimesine inandıkları ve bu uğurda Arap memleketlerini Avrupa emperyalizmine esir kıldıkları çok şayanı teessüftür.Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz bir kaç sene Araplardan uzak kaldık fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet' in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet' e lakayt olmakla itham edildik, fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusu yani mukaddes toprakların daima islam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cetlerimizin Selahattin idaresi altında uğrunda Hristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda, yabancı hakimiyet ve nüfuzunun bulunmasına müsaade etmeyecek kadar bugün Allah' ın inayetiyle kuvvetliyiz. Avrupa'nın bu mukaddes yerlere temellük etmek için atacağı ilk adımda, bütün İslam aleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur.
Sayfa 148 - Destek YayınlarıKitabı okudu
İslâm dünyası ve manevî kuvvet
Bittabi selamet ve kurtuluş için yegane kaynak İslam aleminin kuvvetleri olmuştu. İslamiyet alemi, birçok bakımdan milletimizle devletimizin bağımsızlığıyla yakından ve fevkalade bir surette alaka ve dini bağlılığı olmakla ve bu vecihle bütün İslam aleminin mânen bize yardımcı ve destek olduğunu zaten kabul ediyoruz. Düşmanların maddi kuvvetleri karşısında biz de bu manevi kuvvetlerin maddi tecelliyatına gelmek zaruretindeydik. Dolayısıyla evvelâ sınırımızda temasta bulunan bölgedeki dindaşlarımızla temasa gelmek lazım geldi. Ondan sonra Doğu'da Kafkasya İslam milletleri ve Batı'da Batı Trakya; bunların hepsiyle muhtelif surette münasebetlere girişmiş bulunuyoruz.
Sayfa 105 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
26.02.1920 Amerikalı Gazeteci Streit'le Mülakat
Bizim dinimiz Islamiyetir. İslamiyet, doğmatik kısmı dışında nazara alınırsa, en geniş anlamıyla hoşgörü temeline dayanan "sosyo-politik" bir sistemden başka bir şey değildir. Ve ferdiyetçilik ile komünizm arasında orta bir yol teşkil etmektedir.
Sayfa 119 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Anayasaya eklenen iki yeni maddeyle İslamiyet resmi din ve Türkçe resmi dil olarak belirtiliyordu. Mustafa Kemal (daha sonraları resmi dinden söz etmenin 'lüzumsuz' (72) olduğunu ama o tarihte taktik açısından gerekli bulunduğunu açıklayacaktı.
Reklam
162 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.