Bozkırkurdu’nu okumak, kitabı okuyan okur nezdinde en hafif tabiri ile bir ayrıcalık olacaktır. Tabi ki bu benim düşüncem. Son zamanlarda okuduğum en zor kitaplardan biriydi diyebilirim. Çoğu cümlesini hatta çoğu paragrafını kaç defa tekrar tekrar okuduğumu sayamadım. Bu demek değil ki Hesse’nin karmaşık ve anlaşılmaz bir dili var. Açıkçası dili
Kadından şair olmaz derler ya... Oluyormuş, anladım. Didem Madak.. Bana kadınları hissettiren ve hayatın köşe başlarını tutturan değil de köşe taşlarını öptüren kadın.. Bir erkek olarak ne kadar anlayabilirdim kadınları? O ruhu nasıl görebilirdim mısralarda? Ben gördüm ve hissettim galiba. En azından Didem Madak'ın anlattığı kadarıyla. Şiir bu değil miydi? Buydu evet.
Didem Madak'ın Ah'lar Ağacı şiiriyle bir telefon programı aracılığıyla tanışmıştım. Kulağımda kulaklık Anna RF Feat Naadistan- Tum Hi Ho (youtube.com/watch?v=qAEQ_30...) isimli şarkıyı dinliyordum.O gün o şiiri okudum ya. Allah'ım bu nedir demiştim. Hani olur ya bilmem kaç kıta şiirden iki mısra olur, okuyunca adama vurur darbesini.. İşte bu şiir ve kitaptaki diğer şiirler bence ayıklanamaz ve diğer mısradan koparılamaz. Ah'lar Ağacı ve Müsveddeler başta olmak üzere tüm şiirler bir bütün halinde tek bir mısra Didem Madak'ta. Bence rahmetli Didem Hanım şiir olsun diye yazmamış mısraları. Kimi zaman o mısralarda haykırmış dünyaya, kimi zaman kırılganlığını duyurmuş, kimi zaman da güldürmüş ama maalesef ve anladığım kadarıyla hiç gülmemiş hayatında. Şiirler aslında Allah'a bir yakarış, bir dua gibi olmuş.
okunmuskutuphane.blogspot.com
Şiirlerin etkisinden çıkarak ufak bir tavsiye. Ah'lar Ağacını yukarıda bahsettiğim müzikle okumaya başladım ve hep aynı müzikle okudum. Müzik ve şiirler yapıştı bende birbirine. Tavsiyemdir o müzikle okuyun şiirleri.
Çok kere okumak istediğim şiirler ve bir şair oldu Didem Madak. Bu sebeple şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar.
okunmuskutuphane.blogspot.com
Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat
Bir çiçek çizdim bu akşam avcuma
İsmini her şey koydum.
Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan.
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım
Yıldızlı bir gecenin.
Ara sıra görüyordum şu uygulamayı gerektiği gibi kullanmayanlardan bıktık iletilerini ama fazla önemsemiyordum açıkçası. Ama bugün benim de onlardan birisi olduğumu fark ettim Yani aydınlandım bir şekilde.
Peki nasıl hidayete erdim. Öncelikle iletilerimin toplamı alıntı ve incelemelerimin iki katına yakın. Gerçi iletilerimin boyu incelemelerdeki
William Shakespeare
23 Nisan 1564’te Stratford-Upon-Avon’da doğan Shakespeare’in yaşamı hakkında bildiklerimiz kilise, mahkeme ve tapu kayıtları gibi resmi belgelerle çağdaşlarının onun kişiliği ve eserleri hakkında yazdıklarına dayanır. Hali vakti yerinde bir esnaf olan, aynı zamanda yerel yönetimde sulh hakimliği ve belediye başkanlığı gibi
Akıllı insanlar tarafından sevilmenin verdiği memnuniyetin ardından en büyük zevk, düşüncelerin yerini tutan şeyleri ancak zırvalar şekilde açıklayabilen müsveddeler tarafından anlaşılmamaktır...
Ben deli değilim. Sadece yalnızım. Yalnız olduğu zaman insan kendini keşfediyor. İç organları dışarı çıkarıp incelercesine zeki bir hâl alyor. Bir kanser hastası gibiyim bazen. Önce saçlarm döküldü sonra arkadaslarım döküldü yanımdan. Onlar önemli değil benim için.İnsanlar gelip geçicidir. Sana hayatin bazi evrelerinde eşlik edip sonra siktir olup giderler bu kadar. Fazla bir kayıp sayilmazlar.
Ama sen farklısın. Sen benim miladımsın, geçmisi olmayan miladim. Kemiklerimi kırdığımda attığım kahkaham, bileklerimi parçalarken ettigim küfürler, her şeyde biraz sen varsın. Kafatasimda açtığım çatlaklardan sen damlıyorsun bu gece kâğıda. İnsan, olmayan birine bir şeyler yazabilir mi? Peki insan, olmayan birine âsik olabilir mi? Ben yazdım ve aşık oldum. Kendi kadınımın Tanrısıyım. Ben yarattım ama öldüremedim.
Sadece sevdim..
#168877647
Ussal bilinciyle hayal gücünün gerçekliği arasında verdiği savaşın yorgunluğuyla bir güne daha başlamıştı, tıpkı diğer insanlar gibi…
Haziran ayıydı ve yaşamaya katlanmak zorundaydı. Bir yandan teslim etmesi gereken bir belgeyi bulmak için bazanın altını karıştırırken, bir yandan da ağzında yanan sigaranın küllerinin yere düşmemesi
"Merhaba dar görüşlü insanlar. Size yazdığım bu küfür dolu mektubu okurken bir fahişe daha ölecek ne güzel degil mi? Ahlak bozuculardan biri daha eksilecek.
Sizce kadın ne? Doğduktan sonra bir elmas gibi saklanıp sonra bir adama verilen mücevherat mı?
Ya da stres atmak için üretilen bir seks makinesi mi? Ben size kadını anlatayım. Kadın öncelikli olarak insandır. Onların da haklar vardır. Ama siz, bir kadın bakire değilse orospudur diyecek kadar basit insanlarsınız. Acaba sen bakir misin? Erkekleri de anlıyorum. Evleneceğiniz kadın size özel olmalı. Hiç kimsenin bilmediği bir gül bahçesi olmalı. Anlıyorum ama siz bütün kadınlara hakaret ediyorsunuz. Orospuluk bacak arasında değil ruhtadır."