Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hans Kirk, Nazi İşgali döneminde, 1941-1942 yıllarını Danimarka'da hapishanede geçirir.Köle'yi de bu dönem yazar.1943 yılınds hapishaneden kaçan Kirk, Köle'nin el yazması müsveddelerini geride bırakır.Müsveddeler Almanlar tarafından yakılır.Köle yazarca tekrar yazılır ve 1948 yılında ilk kez yayımlanır. Köle'nin, tamamen
Köle
KöleHans Kirk · Yordam Kitap · 2018294 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
‘Bizi vahşetin ve ıssızlığın ortasına sürüklediler; dağlardan ve lanet ovalardan geçirdiler. Sinekler gibi dökülüp öldük. Bizi yeterince açlık ve susuzluk çekersek, sonunda taşıyamayacağımız kadar altına sahip olacağımıza inandırdılar.’ Bunu dedi işi köleleri kırbaçlamak olan. İktidar (ve çoğunlukla güç) el değiştirmek için fırsat kollar, aralık bir kapı arar sinsice girip tüm haneye nüfuz edebilmek için. Bazen koca bir ülke, bazen çarkları işlek bir sistem, bazen de kıtalararası yolculuk yapan bir gemide yaşanır bu çekişme. Ama nerede yaşanırsa yaşansın mutlak bir gerçekliği vardır: kazanan kadar kaybeden de olacaktır. . Nazilerin Danimarka işgalinden sonra tutuklanan Hans Kirk, Köle’yi cezaevinde yazar, sonra müsveddeler yok edilir ama Kirk yeni baştan yazar eseri. Ve yaşadıklarına da bir cevap niteliğinde olur Köle. Din görevlisi, soylu, köle, Kızılderili, asker gibi toplumun çarpışan kesimlerinden karakterleri Yeni Dünya’dan İspanya’ya giden bir gemide buluşturur. Gergin bir yolculuk bizi bekler, gemideki en ağır yük altındır bir de.. Her dönemde yankı bulabilecek bir hikaye bu. Karakterlerin isimlerini ve taraflarını değiştirmeniz yeterli. Güç dengesi, adalet, iktidarın kaynağı, eşitlik gibi kavramlar sorgulanıyor çünkü. . Çok severek, tek oturuşta okudum Köle’yi. Keşke yazarın diğer eserleri de dilimize çevrilse dedim kitabı bitirince~ . Sermet Yalçın çevirisi, Savaş Çekiç kapak tasarımı, Marc Linder ön sözüyle ~
Köle
KöleHans Kirk · Yordam Kitap · 2018294 okunma
Reklam
496 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Geçmişte yapılıp bitirilmiş işlerdi onlar.
Çamaşır ipine serdiği müsveddeler ile çamaşırcıda yaptığı yoğun mesailer…Martin Eden’in mücadelesi okuru da peşinden sürüklüyor.Yazarın kendi hayatından kısımlar içermesi de romanı ilgi çekici yapıyor.Kitaptaki Martin Eden’in aşkı Ruth Morse,Jack London’un gerçek aşkı Mabel Applegarth’ın bir yansıması olduğu söyleniyor.Yine kitaptaki son ile de yazarın ölümü arasında bağ kurulabilir. Kitabı okuduktan sonra filmini de izlemek istedim.Ancak izlemeseydim de olurmuş diyorum.Bazı kısımların kitaptakinden farklı yansıtılmış olması sinir etse de kitaptakiyle aynı olan kısımları görsel olarak izlemek keyif vericiydi. Ve son olarak Martin Eden sen iyi bir adamdın.Herkes senden vazgeçmişken sen kendinden vazgeçmedin.Herkes sana geri dönmüşken sen herkesten gittin.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Can Yayınları · 201790,5bin okunma
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Şairin özgeçmişi ile başlayalım. Didem Madak, 1970 İzmir doğumlu. Hukukçu. Genç yaşta göçenlerden... 41 yaşında Kolon kanserinden vefat ediyor. Mutsuz bir hayat yaşamış.. 13 yaşındayken annesi ölmüş, babası tekrar evlenmiş. Bundan sonra babası ile olan geçimsizlikleri, kendisinin yaptığı başarısız bir evlilik ve genç yaşta yakalandığı kanser, bunlardan birkaçı... Şairi ilk, kitaba adını veren şiiri ile tanıdım. Hayli uzun bir şiir. Sonra, Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım şiiri ve diğerleri.. Zaten hepi topu dokuz şiir var kitapta. Dokuz uzun şiir. Şiirlerin hepsi de şairin hayatı gibi, hüzünlü..Hayatının yansıması dizeler okuyorsunuz.. Okuyun derim. Özellikle melankolik karakterler, Ah'lar Ağacı sizin için ideal bir şiir kitabı. Bazı cümlelerinden şairin tasavvufla ilgilendiğini anlıyoruz. Mesela, "Teyzem öldü. Kırkı yeni çıktı En iyi hikayeleri ölüler anlatır Ölülerin anlattığı hikayeler İnşirah suresi gibi insanı ayartır..." diyor, Müsveddeler şiirinde.. Ağlayan Kaya şiirinde ise, "Kalbim! Şiirimin Hacer’ül esved taşı Hadi ama baylar, Bakın kaldıramıyorum, Yardım edin de şunu yerine koyalım... " diyor... Ahlar Ağacı şiirini Eser Gökay'dan dinlemenizi öneririm. Güzel yorumlamış.. Metis Yayınları'ndan çıkan kitap, 73 sayfa..
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121bin okunma
302 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabı bitirmeye yazarın ömrü ne yazık ki yetmemiş. 4000 sayfalık müsveddeler arasından öğrencisi Güler Güven derleyip toparlamış. Eksik de olsa toparladigi kadarıyla yayınlıyor kitabı. Tanpınar, yıllarca bu eseri üzerinde çalışmış. Boğazın ve denizin romanı olduğu kadar zehirleyici bir güce dönüşen aşkın da romanıdır. Siyasi bir roman olarak tasarlamış yazar bu kitabını. Türkiye'nin demokrasi tecrübelerinin iflası, insanların iflasıyla birleşir. Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile birleşen çok noktası vardır. Her romanına kendisini koymuş olan Tanpınar bu eserinde de vardır. Aydaki Kadın'ı günlükleri ile birlikte okuyunca, yazarın hayaller ve günlük gerçekler arasında parçalanisi, kitaptaki karakter Selim'in yaşadıklarından da takip edilebiliyor. Selim romandaki ana karakter. İstanbul'un köklü ailelerinden gelen ancak sonrasında para sıkıntısı yaşayan biri. Leyla ise Selim'in eski aşkı. Olayları Selim'in gözünden okuyoruz. Leyla'nın verdiği davet üzerinden de İstanbulda yaşayan insanların yozlaşmış yaşamlarına dikkat çekmiş yazar.
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015906 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Victor Hugo harikası
Kitabı ilk okumaya başladığımda beni gerçekten içine çekmişti. odamda tek başıma iken okuduğum sırada bir an kendimi hapishanede buldum içerideki mahkum bendim ve nasıl daldığımı hatırlamıyorum bile... Kitabın betimlemesi çok iyi inandırıcılık seviyesi de çok iyi kitabın başında bir ön söz vardı.. bu yapıt iki açıdan ele alınabilir bir zavallının son düşüncelerinin gelişi güzel kaleme aldığı düzensiz müsveddeler tomarı ya da sanat uğruna kendini bu düşüncelere çok kaptırmış bu fikre kendini inandırmış birinin eseriydi, bunu okuduktan sonra okuyucu karar verecekmiş ki ben de verdim. İlk başta beni gerçekten çok inandırmıştı ben tamam dedim bu bir mahkumun günlüğüdür dedim ama ilerledikçe konuşmalar o kadar düzensizleşti ki bir yandan da tereddüt ettim.. ve bazı mantıksızlıklardan dolayı kitabın bir mahkumun günlüğü olması dışında daha çok yazarın kendine çok fazla kaptırmış olduğu bir fikrin sonucunda çıkmış bir yapıt olduğuna karar verdim. Yine beni etkileyen eserlerdendi. Beğendim.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Bir İdam Mahkumunun Son GünüVictor Hugo · Cem Yayınevi · 2016120,1bin okunma
Reklam
53 syf.
9/10 puan verdi
Salvador Dali
KafkaOkur Dergisi
KafkaOkur Dergisi
ile 2022 senesinde tanışmış, her sayısını eskiye dönük dahil okumaya çalışan ve dergiyi okumaktan zevk alan birisiyim. Elimdeki dergileri bitirince yeni sipariş verecektim fakat elimdeki kitapları bitirme düşüncesinden ve fırsat bulamadığımdan bir türlü verememiştim. Bu sırada tüm sayılara göz atmış, asıl almak istediğim sayılarında şuan
KafkaOkur - Sayı 14 (Kasım - Aralık 2016)
KafkaOkur - Sayı 14 (Kasım - Aralık 2016)KafkaOkur Dergisi · Kafkaokur · 2016415 okunma
302 syf.
·
Puan vermedi
Aaah ahh! Kader bir şahane eserden mahrum kalmamıza sebep olmuş da haberim yokmuş. Meğer bu kitap ömrü vefa etmediği için yarım kalmış. Ona ait dört bin evrak içinden ayıklanmış, karışık numaralandırılmış sayfalara, aynı bölümlerin birden fazla müsveddelerine rağmen titiz bir çalışmayla bir araya getirilerek yayınlanmış. Önsözde diyor ki herhalde
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015906 okunma
88 syf.
10/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Emin misin? Mahlası "Paskalya Tavşanı" olan bir adamın kitabının sana bir şeyler kazandıracağını mı sanıyorsun? Kısaca kitap hakkında bilgi vereyim. Çirkin diye sınıflandırdığınız insanların kesik ruhları var sayfalarda, dışlayıp ittiğiniz o karanlıklarda filizlenen umutları var sayfalarda ve iliklerine uyuşturucu gibi işleyen yalnızlık var sayfalarda. Tekrar soruyorum, emin misin? Moralin bozulacak, canın sıkılacak. Eğer bugüne kadar ortamların aranılan popüler çocuğu isen kendinden nefret edeceksin. Bugüne kadar görmezden geldiğin insanların acıları, tırnak uçlarından girip, saç tellerine kadar vücudunda temas etmediği yer bırakmayacak. Bu dünyada her insan aynıdır. Fakat biz kendimizi farklı hissetmek için sınıflar uydurduk. En çok can yakanı ise "güzel" ve "çirkin," bu sınıflandırmanın alt dalları "yalnızlık" ve "dışlanma" geldi daha sonra. Çirkin diye tabir ettiğiniz insanların yüzüne değil ruhuna bakmayı deneyin. Selametle…
Müsveddeler
MüsveddelerPaskalya Tavşanı · İkinci Adam Yayınları · 201514 okunma
150 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Huzur'un Suat'ı
Tanpınar'ın Huzur romanındaki Suat'ın meşhur mektubunu okuyoruz. Kitap ilk olarak Handan İnci'nin metin hakkındaki açıklamalarından, daha sonra metnin düzenlenmiş bir halinden ve en son olarak da yazarın aldığı notlarla birlikte orijinal metinden oluşuyor. Kitabın asıl odak noktası olan düzenlenmiş metnin olduğu kısım on altı sayfadan oluşuyor. Yarım kalmış bir metin olması ve yazarın yaşadığı sırada yayınlanmamış olmasından dolayı kitaba başladığımda fazla bir beklentim yoktu. Okuma amacım Suat karakterine olan ilgimden ziyade yazarın yazma sürecine olan merakımdı. Yazarın metin üzerinde oldukça emek harcadığı, müsveddeler üzerinde cümle cümle çalışmasından belli oluyor. Asıl ilgimi çeken kısımsa Huzur, tefrika halinden kitaba geçirilirken genişletilen bir karakter olması sebebiyle ısınamadığım Suat'ın bu metinle biraz da olsun daha zengin bir karakter haline gelmesiydi. (Handan İnci'nin açıklamasındaki görüşüne göre Tanpınar bu metni, Huzur'u tefrikadan kitaba geçirirken kaleme almış ancak kitabın dengesini bozacağından çekindiği için böyle bir çözüm bulmuştur.) Biraz da diyorum çünkü kitapta sadece Suat'ın son bir haftasının kısmen anlatıldığı bir mektup var. Huzur'u okuduktan sonra hikayeyi Suat'ın bakış açısından da tamamlamak adına okunabilir. Kitap Suat karakterine yeni bir boyut eklemiyor ancak doldurduğu boşluk nedeniyle Tanpınar külliyatını okumak isteyenlerin ilgisini çekecektir.
Suat’ın Mektubu
Suat’ın MektubuAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2018579 okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nazilerin Danimarka 'yi işgal ettiği günlerde ilk tutuklananlar arasında Hans Kirk'te vardı. Hans Kirk Köle 'yi cezaevinde yazdı. Sonra hapisten kaçtı. Ama müsveddeler gestaponun eline geçti ve yakıldı. Tekrar yazmak zorunda kaldı yazar. O günlerde düşünülen tek şey, Nazilere boyun mu egilecek, yoksa onlara direnilecek mi? İşte bu sorunun cevabı Köle 'dir. Ancak biraz geri giderek, 17.yy.'a kadar... Yeni kıtanın somurulmesi, yerlilerin her türlü işkenceden geçirilmesi, gemi gemi altın , gümüş ve tarım ürünlerinin Avrupa limanlarına taşınması üzerinden verilir bu cevap. İsyan, anarşi, adalet ve özgürlük kokan bir roman. O günlerden bugüne bir şey değişti mi? Hayır.... Bugün modern köleleriz o kadar.... Niye iki sene bekletmisim bu kitabı dedirten bir roman oldu bu kitap... Seveceksiniz...
Köle
KöleHans Kirk · Yordam Kitap · 2018294 okunma
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.