Çocuklara bir şeyi sonuna kadar anlat, yine de "peki sonra", "peki neden" diye sorarlar. - Çocuklar biricik cesur filozoflardır. Cesur filozoflar da mutlaka çocuktur. Tam da böyle, çocuklar gibi, her zamanki ve gerekli soru "bundan sonra ne olacak?" sorusudur.
Sayfa 181 - İthaki Yayınları pdf
-Kızıyor musun bana? -Çok!!! - Bilmediğin şeyler var. Anlatırsam, hak verirsin belki. - Hak vermem!!! Dedem gözlerimin önünde şu an. O hep sana hasret duyarak yaşadı... Onunla aranızda bitmeyen bir garazın savaşı varsa, bil ki o savaşın yıkılan harabesi altında annemle ben kaldım. Sesi ağlamaklıydı. O da erimişti duygularının pençesine düşüp: - O acımasız terk edilişin arasında, anamla benim ne günahımız vardı, bunun izahını yapabilecek misin baba? Bir canavar vicdanı oluşturup ona tutundum yaşamak için... Ne zaman çocuğunun elinden tutup yürüyen bir baba oğul görsem, her defasında öldüm. Düşman kesildim ömrümce öylesi bir manzaraya... "Baba" diye seslenen çocuklara düşman kesildim. İşte o zamanlar sana hep kızdım... Çocukluğumu hiç yaşayamadım ben... Bazen içim ezilir bir haksızlığın karşısında ve bazen taş kesilir kalbim, acımam kimseye. Bu sebeple çokları, "dengesiz" derler... Bana bıraktığın en büyük miras, acımayı unutmam oldu. Yüreğimde hasretini duyup yollarına baktıkça, benim de vicdanım tutuldu tıpkı senin gibi. Taş kesilen yüreğimin duyarsızlığında işlediğim bütün günahlarımın sebebi sensin. Yalnız bıraktın bizi. Düşünebiliyor musun baba, her akşam yatmazdan önce anneme yalvarırdım, "Anne başımı dizlerine koy ve içinde baba olan bir hikâye anlat bana" diye. Kırmazdı, mutlaka bir hikâye bulur, anlatırdı.
Sayfa 150 - 151Kitabı okudu
Reklam
-Çocuklara sonuna kadar bir şeyler anlat, ama mutlaka daha fazlasını sorarlar: Peki, neden? - Çocuklar yegâne cesur filozoflardır ve cesur filozoflar mutlaka tıpkı çocuklar gibi her zaman daha fazlasını sormalıdır.
Sayfa 155Kitabı okudu
Evet, hassas... Bu ülke hassas insanlardan geçilmiyordu. Bu hassas insanlar, her türlü değerlerimize yönelik saldırı ve hakaretten sık sık rahatsız olurlardı. Hepsinin de mutlaka bir kutsalı olurdu. Bu ülkede o kadar çok kutsal vardı ki, insanı insan yapan o sıradan değerlere pek yer kalmıyordu. O zaman da hayat hakikatini kaybediyordu. Ama gel de bunu anlat...
Sayfa 167Kitabı okudu
“Çocuklara bir şeyi sonuna kadar anlat, yine de ‘peki sonra,’ ‘peki neden’ diye sorarlar.” “Çocuklar biricik cesur filozoflardır. Cesur filozoflar da mutlaka çocuktur. Tam da böyle, çocukların yaptığı gibi, her zaman ‘bundan sonra ne olacak?’ sorusu sorulacaktır.”
Sayfa 182Kitabı okudu
Falsız Kalma
Kendini bu işlere bir kaptırırsan soluğu falcılarda, büyücülerde alırsın ki işin kesin bitti demektir. "Fala inanma, falsız kalma!" diye çok muazzam bir kılıf vardır ve insan lar karizmalarını hiç zedelemeden bu kılıfla fal baktırma olayını meşrulaştırabilirler. Kahve falı, el falı, güvercin falı, tarot falı son dönemde çok tutulan çay falı gibi şeylerle uğraş, zamanını ve psikolojini bunlarla tüket. Diyelim ki falcı, başına bir felaket geleceğini falladı, buna tam olarak konsantre ol ve o kötü şey başına gelmeden konsantrasyonunu sakın bozma. Mutlaka başına bir felaket gelmeli (Falda çıkmadı mı kardeşim?). Göndereceğin beyin sinyallerinle kozmosu etkile ve felaketine kavuş. Sonra da eş dost sohbetlerinde "Fala inanmam; ama geçenlerde, bir kadın falıma baktı, 'kötü bir şey var, söyleyemem' dedi. İki ay sonra babaannem öldü, falcının bakışları da bir tuhaftı zaten!" de. Reklam yap! Millet iyice merak etsin. Babaannenin 90 yaşında olduğunu, kanser olduğunu, zaten ölümü beklediğini o an hemen unut. Falcıya odaklan. "O söyledi, o bildi!" diye anlat her yerde, falcı nineyi de zengin etmiş ol.
Sayfa 52 - KASHNA
Reklam
170 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.