Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ihlara vadisinin kenarında, başı dumanlı Hasan dağının kıyısında, Aksaray’da dünyaya geldi, 1988 yılında, Güzelyurt kasabasında. * 1924’teki mübadele sırasında bugünkü Makedonya topraklarından göçen Türkler yerleştirilmişti oralara… O nedenle sarışındır hep Güzelyurt’un insanı, tıpkı Mustafa Kemal gibi… Enes de öyleydi. * Kendini bildi
1 Mart 2016 Sözcü - Bordo
"Elbette seviyorum seni" dedi çiçek ona. "Benim yüzümden bunu bile anlayamadın.Ama artık hiçbir önemi yok.Tabii sen de benim kadar aptallık ettin .Artık mutlu olmaya bak...şu fanusu da bırak elinden.İstemiyorum onu." "Ya rüzgar..." "O kadar hasta değilim...gecenin serinliği bana iyi gelir hem.Çiçeğim ben." "Peki hayvanlar..." "Kelebeklerle tanışmak istiyorsam,birkaç tırtıla katlanmam gerek.Çok güzel bir şey olmalı bu...ziyaretime kim gelir yoksa ?Sen uzaklarda olacaksın.Büyük hayvanlara gelince,onlardan korkum yok.Benim de pençelerim var..." Bunu derken dört tanecik dikenini göstermişti.Sonra da "Sallanıp durma burada,huzursuz ediyorsun beni" dedi."Madem gitmeye karar vermişsin,çek git hadi !" Aslında Küçük prens ağladığını görsün istemiyordu. Pek gururlu bir çiçekti.
Reklam
- Demek ölümü çağırıyorsun, her şeyin ölmesini istiyorsun? dedi şeytan. - Hiçliğe hayranım. - Niçin? Bedenden sonra bir şeyin kalmadığını mı sanıyorsun? Kapanan gözlerin bir şey görmediğini, soğuyan solgun başın aklından bir şey geçmediğini mi sanıyorsun? - Evet, öyle olduğunu düşünüyorum. - Peki ne istiyorsun? Neyi arzuluyorsun? - Mutluluğu! - Mutluluk mu? Mutlu olmak mı istiyorsun? Bilimde, zaferde, aşkta mutluluğu bulursun. - Yo hayır, onu her yerde aradım, asla bulamadım, bilim çok kalabalık, zafer çok dar, aşk ise aşağılık bir şey. - Kendini diğer insanlardan üstün mü tutuyorsun? Sandığın şey ruhunun ... - Ah! Ruhum!.. Ruhum! - Ruhun yok mu? Hiçbir şeye inanmıyorsun ... Tanrı'ya bile! Ah pişman olacaksın zavallı yaratık! Tekliflerimi geri çevirdiğin için, ilk insan gibi pişman olacaksın! Bakışı nasıl gururluydu, mutluluk konusunda ne kadar güçlüydü, Cennet bahçesinde dolaşırken, gözyaşlarımı ve başarısızlığımı gördü. Ancak sonra pişman oldu, ayağıma geldi, ağladığım gibi ağladı, benim gibi lanetledi, Tanrı'ya hakaret etti, çığlıklarımız birbirine karıştı ve o günden beri acı çeken yol arkadaşı olduk. Evet! Onun gibi düşeceksin, bir şeyi seveceksin elbette.
Sayfa 198 - Say YayKitabı okudu
Furuğ'dan Kardeşine
Ya gelip geçici ve sıradan şeylerle mutlu olacaksın, çocuk sahibi olmak gibi ... veya uzun soluklu şeylerle ve "makul" kabul edilmeyecek şeylerle: ŞİİR, sinema, kısaca sanat gibi ... !
Sen bir martısın. Şempanze bu konuda haklı ama sadece bu konuda. Hepimiz seni seviyoruz, Şanslı. Seni seviyoruz, çünkü sen bir martısın, çok sevimli bir martısın hem de. Sen bir kedi olduğunu haykırdığında karşı çıkmıyoruz, çünkü bizim gibi olmak istemen bize gurur veriyor, ama sen farklısın ve biz senin farklı olmanı seviyoruz. Annene yardım edemedik, ama sana edebiliriz. Yumurtadan çıktığından beri seni koruduk. Seni bir kediye dönüştürmeyi düşünmeden sana bütün sevecenliğimizi verdik. Seni bir martı olarak seviyoruz. Senin de bizi sevdiğini, bizim senin dostların, ailen olduğumuzu hissediyoruz ve bil ki senin sayende biz, göğsümüzü gururla kabartan bir şey öğrendik: Farklı bir varlığı beğenmeyi, sevmeyi ve ona saygı göstermeyi. Bize benzeyenleri kabullenmek ve sevmek çok kolaydır, ama farklı biriyle bu çok zordur ve sen bunu başarmamızda bize yardım ettin. Sen bir martısın ve martıların yazgısını izlemek zorundasın. Uçmalısın. Bunu başardığında, Şanslı, mutlu olacaksın, böylece senin bize karşı duyguların ve bizim sana karşı duygularımız daha yoğun ve güzel olacak, çünkü birbirinden tamamıyla farklı varlıklar arasındaki bir sevgi olacak bu.
büyünce mutlu olmak isteyeceksin. Şuanda mutluluğu düşünmüyorsun ve tam da bu nedenle mutlusun. Düşününce, mutlu olmak isteyince, mutlu olamazsın. Sonsuza dek. Mutlu olma arzun ne kadar güçlüyse, o denli mutsuz olacaksın.
Reklam
Küçük Prens'in Vedası
Küçük Prens gezegeninden kaçarken, göç yolundaki yabanıl bir kuş sürüsünden yararlanmış olmalıydı. Gideceği sabah, gezegenini iyice derleyip toplamıştı. Etkin volkanların bacalarını özenle temizlemişti. Tam iki tane etkin volkanı vardı ve bu sayede sabah kahvaltısını kolayca ısıta biliyordu. Bir de sönmüş volkanı vardı. Ama, “Ne olur
IX. BölümKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.