Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
440 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap elime geçtiğinde uzun süre bekledi okuyamadım bi türlü . Kürşat Başar'ı yazar kimliğiyle tanımıyordum ve açıkçası birazda ön yargılıydım . Çok aman aman bi şey beklemiyordum.. Fakat benim beklentilerimi boşa çıkarmıştı yazar. Tarihi romanları daha da bi sever olmuştum . Yazar tamamen sözcükleri cümleleri betimlemeleriyle beni o döneme alıp götürmüş uzun süre rüzgarında gezdirmişti. Çok içten çok sıcak gelmişti bana anlatımı . Kolay kolay keşke dizi-film olsa gibi cümleleri kurmam kitaplar için çünkü izlemek yavan gelir bana ama bu kitabı izlemeyi yazılanları işitmeyi çok istemiştim . Hala da düşünür isterim beyaz perdeye aktarılmasını bence çok başarılı bi dönem filmi olarak vizyonda yerini alabilir. Kürşat Başar'ı bence yazar kimliğine bürüyen en büyük özelliği gözlem yeteneği kim bilir belki de kendimden bi parça bulduğumdan bu kadar seviyorum yazdıklarını bende gözlem yapmaktan kaçamayan biriyim çünkü. Bir diğer başarı kısmı da bi erkek olarak bi kadının bakış açısından bu kadar başarılı bi şekilde bakabilmesi. Bence bu her yazarın okuruna kolay kolay hissettirebileceği bi duygu değil . Konusundan bahsetmek gerekirse yasak bi aşk hikayesini , iki kişinin çıkmazlarını gözler önüne seriyor yazar. Kahramanımız Fuat ' a aşık Fuat kahramanımıza ama gel gör ki ikisi de farklı kişilerle evlidir. Fuat zaten Demokrat Parti de bakan bu da işleri çıkmaza süren kısımlardan biri...
Başucumda Müzik
Başucumda MüzikKürşat Başar · Everest Yayınları · 20196,5bin okunma
Normal olarak ondan bire kadar prova yaparız, akşam da yediden ona kadar temsil. Geri kalan zamanda evde otururum, burada, akustik odamda. Birkaç bira içerim, sıvı kaybı demiştim ya. Bazen onu da karşıdaki hasır koltuğa oturturum, şöyle dayarım koltuğun içine, yayı kenarına korum, kendim de buraya, koltuğa otururum. Sonra bakarım ona şöyle bir. Ve düşünürüm: Tüyler ürpertici bir çalgı! Buyurun, bakın! Bakın şuna iyice. Görünüşü şişko bir kocakarı. Kalçalar çok alçak, bel hepten felaket, fazla yüksek kalıyor, ince de değil; sonra şu daracık, düşük, raşitik omuzlar - deli olmak işten değil. Bunun sebebi, kontrbasın melez olması, gelişim tarihi açısından. Aşağısı büyük bir keman gibi, yukarısı büyük bir gamba gibi. Kontrbas şimdiye kadar icat edilmiş çalgıların en iğrenç, en hantal, en kaba saba olanı. Çalgı değil, gulyabani. Bazen içimden atıp parçalamak gelir. Testereyle doğramak. Baltayla kıymak, kıymak, talaşını çıkarıp, un ufak edip odun gazıyla işleyen bir arabada yakıp geçmek! - Yo, onu sevdiğimi gerçekten söyleyemem. Çalması da felaket bir şeydir, üç yarım ses için bütün bir karış gerekir. Üç yarım ses için!
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısı olarak söz ediliyor yazarın biyografisinde, önceden hakkında fikrim olmadığı böyle bir adamın deneme kitabı da beklediğimden zor metinlerden oluşuyordu. Aslında son zamanlarda deneme kitaplarından aldığım tadı bulacağımı düşünmüştüm. Özellikle edebiyat üzerine beklentilerim
Tek Yön
Tek YönWalter Benjamin · Yapı Kredi Yayınları · 2022212 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
En iyi kişisel gelişim kitaplarından biri olarak adlandırıyorum Tony Buzan'ın bu kitabını. "Beyniniz uyuyan bir dev gibidir diyor." yazar. Beynimizin yapısı, hafızamız, yaratıcılığımız, mantık çözümleme, dinlemenin getirdiği farklılıklar ve benzeri pek çok konuyu irdeleyerek, hafıza sistemleri hakkındaki son keşifleri ayrıntılı bir
Aklını En İyi Şekilde Kullan
Aklını En İyi Şekilde KullanTony Buzan · Olimpos Yayınları · 2015186 okunma
1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ
Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfus (65 yaş ve üzeri) giderek artmaktadır. Bu artış, yaşlılıkla birlikte önemli sosyal ve tıbbi sorunları da beraberinde getirmektedir. Toplumun “Yaşlı Sağlığı” konusunda bilinçlendirilmesi, sağlık düzeyinin yükseltilmesi ve geliştirilmesi amacıyla “1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü” olarak kutlanmaktadır Her toplumun hafızası olmalıdır ve bazen bunu sağlayan toplumun yaşlılarıdır. Toplumların yaşlı nüfuslarına sunabildikleri hizmet kalitesi kadar gelişmişliklerinden söz edilebilir. Yaşlılar haftası ülkemizde geriatrik yaş grubunun hayat kalitesini yükseltmek kadar toplum dışına itilmelerinin önlenmesi açısından da bu konuların gündeme getirildiği bir hafta olarak içinde aktiviteler barındırmaktadır. ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~Orson Welles, I Know What It is To Be Young~ Duygulanmamak elde mi ki izlerken!.. ~Türkçe Çeviri~ Ben genç olmanın ne olduğunu bilirim Fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin Bir gün, sen de aynı şeyleri söylüyor olacaksın Zaman geçip gidiyor ve bu hikaye anlatılır Bir çok soru sordum Tanıştığım akıllı adamlara Cevapları henüz kimse bulamamış Hatırlanacak günler olacak Gözyaşı ve kahkahalarla dolu Yazdan sonra kış gelecek Böylece yıllar geçecek Öyleyse arkadaşım, gel beraber müzik yapalım Sen bana yenisini söylerken ben eskisini çalacağım Zamanla, senin gençlik günlerin geçerken Zamanlarını seninle paylaşan birileri olacak. youtube.com/watch?v=aaIDp_3...
224 syf.
·
Puan vermedi
Kısa bir şiir ve ardından “ne çok acı var” diye başlıyor kitabımız… Sonra kendinizi Zarif adam ile beraber altmışlı yetmişli yıllarda buluyorsunuz. Yaşamak… Bence bir kitaba verilebilecek mükemmel bir isim. Çoğu insan yaşadığını sanıyor ama aslında yaşamıyor. Yaşamak denilemez buna. Ama Cahit Zarifoğlu yaşamayı beceren sayılı insanlardan bir
Yaşamak
YaşamakCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20209,3bin okunma
Reklam
195 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mıtırb ve Dengbejler Üzerine
YouTube kitap kanalımda bu kitabı önerdim: : ytbe.one/b1teQgT1toE Hep Kürtlerin kültürünü merak etmişimdir. Müziğin kendi kendine olan bir şey olmayıp insanların anlamlandırdığı bir şey olması açısından mıtırbların bu kavramı keşfetmesi açısından değerlidir. (Konuyla alakası yok ama müziğin kendi kendine olan bir şey olduğu bir örnek de
Atatürk ve Dil
Nitekim bir konuşmasında "Ketebe-yektubu Arabın, mektup bizimdir" demiştir ki, dil açısından doğru bir tespittir. 'Ketebe-yektubu' Arapça'da 'yazdı-yazar-yazacak' anlamlarına gelir. Atatürk başka bir dilden kelime alınabileceğini, ancak başka dilin fiilleriyle konuşulamayacağını söylemek istemiştir. Atatürk'ün söylediği, kelime için de, daha pek çokları için de geçerlidir. 'Keleme-yeklimu' Arabın, kelime bizimdir dersek aynı doğruyu bir başka örnekle ifade etmiş oluruz.
Sayfa 337
Ney Üflemek Aşktır
' “Dinle neyden nasıl hikâyet eder Ayrılıklardan şikâyet eder.” - Mevlana Zirâ o birşeyler anlatmada Ayrılıklardan şikâyet etmededir.
Özgür Kalem
FELSEFE ÖĞRENCİLERİ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER! Bu programın öğrencileri, ülkemizde zekaları ve inançları konusunda en çok yorum/eleştiri yapılan öğrencilerdendir. Şüphe götürmeyen gerçek şudur ki, üç kuruş puanımızla, diploma aşkı ve para sevdası gütmeden okuduğumuz bölümün tasası sizlere düştü. Bizleri çok zeki sananlar (çok teşekkürler
1.059 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.