Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Deniz’lerin idama gidişi.
İdam cezasına karşı bir imza kampanyası açıldı; ağırlıkla sa­natçı ve yazarlarla avukatlar imzaladı, siyasetçiler uzak durdu. Al­tan Öymen'in, basın toplantısıyla açıkladığı dilekçenin imzacıla­rı arasında, Yaşar Kemal, Prof. Erdal İnönü, Nadir Nadi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Erdal Öz, Onat Kutlar, Prof. Ruşen Keleş gibi ağırlıklı isimler vardı. Ancak meclisten, bağımsız Mehmet Ali Aybar, senatörler Fatma Hikmet İşmen ve Fakih Özlen ile 27 Ma­yısçı dokuz tabii senatör dışında imzalayan olmamıştı. Aybar'ın Meclis Başkanlığı'na, "İdamlar infaz edilmemelidir!" diye verdiği dilekçede, Uluslararası Af Örgütü'nün başbakana "İnfazları durdurun!" diye yaptığı çağrı da yankı yaratmadı. CHP lideri İsmet İnönü'nün, "Siyasi suçlar için idam olma­malı!" çıkışını ise AP lideri Süleyman Demirel, "Rejimi yıkma ey­lemi, siyasi suç değildir;" diyerek bastırdı. Tartışma uzayınca MİT, İnönü dahil parti liderlerine bir bri­fing vererek sıkıyönetimin ve idamların zaruretini anlattı. İktidar; gözünü karartmış, daha idamlar meclise gelmeden darağaçlarını kurmaya başlamıştı. "idamlıklar" ise, bu tartışmala­rı hücrelerinde kitap okuyarak izliyorlardı.
Sayfa 383 - Can YayınlarıKitabı okudu
yaşama istegi bizi 'güneş'in peşinden koşturuyor
"Insan mantıktan ibaret bir hayvan olsaydı .. ateş çemberi içinde kalan bir akrep gibi kendini sokardı "
Sayfa 88 - Tel yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Onuncu yıl nutkundan otuz yıl sonra da olsa, Türk milletinin mutluluğu, yalnız ve yalnız Atatürk ilkelerinin utkusuna bağlıdır. Aralık 1962
Nedeni belli
Yobazlar halkımızın okumasını neden istemezler? Latin harflerine , arı Türkçe'ye , laiklige ve bütün devrimlere neden dusmandirlar? Neden söz ve yazı hürriyetine karsidirlar?
Daha ..
On yedinci asırda siyasi ve dolayısıyla iktisadi tazyik ..Rus köylüsünün sabrını tuketmistir .. 1665 senesinde Volga civarında bir kıvılcım parlıyor. .Stinka Razin! Beş senelik bir yangın ! Kremlin telaş içinde ..Çar Aleksi Romanof orduları seferber ediyor ..Kızıl meydan da dört parçaya ayrılan Stinka Razin 'in vucudundan fışkıran kan ,istirabin feryadını boğuyor .. gene uzun zulüm ve sükünet seneleri ..
Sayfa 30 - Tel yayınlarıKitabı okudu
Nadir Nadi'den Hasan Ali Yücel'e
"Bir değil bin gül açıyordu Anadolu'da Ekmeği ikiye bölsen Aydınlık sesi duyuluyordu halkın Köyleri tutmuştu aşkın ve terin hünerleri Bir oldular da Bolu Beyi'yle Kapattılar enstitüleri..."
Sayfa 175
Reklam
Adını değişmesinin hikayesi
Cumhuriyete girdiğimde altı yedi ay kadar önce hapishaneden çıkmıştım. Yakalanma maceramı da bütün gazeteler büyüterek yazmışlardı. Adım o zaman Kemal Sadık Gökçeliydi. Abidin Dino dedi ki, sen bu adla gazetede bir ay kalamazsın, polis seni öğrenir öğrenmez gazeteden attırır ve Nadir Nadi de seni koruyamaz. Orada adımı değiştirdik ve adım Yaşar Kemal oldu.
Sayfa 109Kitabı okudu
KENDİ KAFASIYLA DÜŞÜNMEK
Koltuk değneğiyle gezen bir sakat gördük mü, acırız. Sebebi ne olursa olsun, vücut dediğimiz esrarlı (gizemli) makinenin bir uzvunu (organını) koparıp atan kaza, muhayyilemizi (hayal gücümüzü) dehşetle kamçılar. Et ve kemikten bir ayak yerine bir sopa kullanmak mecburiyetinde (zorunda) kaldığı için biçareye (zavallıya) içimiz sızlar. Takma göz, iğreti kol, parmaksız el bütün uzvi kusurları (organ kusurlarını) kalbimiz (yüreğimiz) burkularak merhametle, şefkatle ve ıstırapla seyrederiz. “Üzerinde âriyet (iğreti) bir şey taşımak, bütün ömrünce onunla yaşamak ne feci!” diye söyleniriz. Hâlbuki (oysa) kendi kafasıyla düşünmeyerek şuradan buradan toplanmış kırpıntı fikirlerle geçinen zavallıları hesaba bile katmayız. Çünkü kuvvetli (güçlü) bir gövde üzerinde, yağma edilmiş bir banka kasası gibi bomboş duran kafalar, bizi alakadar etmez (ilgilendirmez). Bazen belki onlara kızdığımız olur. Canlı olan bir beynin bu kadar hareketsiz kalmasına, bu kadar papağanlaşmasına şaşarız. Fakat o adama acımak aklımıza gelmez! Hatırlamayız ki koltuk değneğiyle dolaşan bir sakat, herhangi bir adamın gideceği yere biraz geç de olsa nihayet (sonunda) gidebilir. Takma diş, iğreti kol, parmaksız el güç de olsa nihayet (sonunda) herhangi bir kimsenin başaracağı bir işi başarabilir. Ya kendi kafalarıyla düşünemeyenler? Ah, o iğreti fikirlerle yaşamaya çalışan, meselesiz (sorunsuz), ıstırapsız, bomboş ve biçare (zavallı) insanlar!
Sayfa 100 - 1974Kitabı okuyacak
Leningrad/Zoçego Rossi sokağı
Saat sabahın sekiz buçuğu ..sıfırdan aşağı yirmi sekiz derece soğuk var . Burnum ve kulaklarım kesilmiş te tekrar yapıştırılmış gibi acıyor. . güneş buzdan fanus :ortalığa sıcaklık yerine ınsanı bıçaklayan bir zehir saçıyor.. uyuşuyoruz .. donuyoruz. .
Sayfa 90 - Tel yayınlarıKitabı okudu
içine dünya sığar. .
Tren ümidsiz, kısık sesler çıkartarak şimale doğru ilerliyor .. Bütün gayretine rağmen yenemediği bu mesafe sanki onu hırslandırıyor ..sarsılıyoruz
Sayfa 19 - Tel yayınlarıKitabı okudu
339 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.