Hayatın iniş ve çıkışları
"Yaşayan insanın kalp atışı çizgileri nasıldır? Peki ya bir ölünün ki nasıl görünür bu cihazda? Yaşıyorsan iniş de vardır çıkışlarda vardır hayatta. Sorunu olmayan korkmalıdır hatta. Belki öldüğünün farkında bile değildir çünkü... Hayatın zıtlıklarla var olduğu bir dengedir burası... Siyah olmadan beyazın olmayacağını algılamak, diken olmadan gülün olmayacağını bilmek... Bir tevekküldür bu seviye."
Sayfa 106
238 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı çok uzun zamandır raflarda ve internet sitelerinde en çok satanlar listesinde görsem de okumak için İlber Ortaylı'nın okunmasını tavsiye ettiği 25 kitabın arasında bulmam gerekiyormuş. Bir kitap nasıl olur da bu kadar bilgi ve tarih içerdiği halde akıcılığından hiçbir şey kaybetmez? Nasıl olur da tasvirlerden geri kalmaz ancak sizi tasvirlere de boğmaz? Bu nasıl bir dengedir? Nasıl olur da bu kadar az tasvirle yüzyıllar öncesinin İstanbul'unu, Galata'yı, Karaköy'ü, Eminönü'yü gözlerinizin önüne getirir? Elinizden bırakmayacağınız, tarihin akışı içinde sürükleneceğiniz, Arap çöllerinden Avrupa'sına kadar geniş bir coğrafyada gezeceğiniz eşsiz bir eser. Kitabın ön sözünde de belirtildiği gibi; yazar bu kitabı yazmak için acaba kaç kitap okumuştur? Bugüne kadar okuduğum romanlar doğal olarak tasvirler üzerinde çok az bir olay örgüsü ile ilerliyordu. Ancak Puslu Kıtalar Atlası'nı okurken kişilerin özelliklerini ve olayların akışını takip etmekten başım döndü desem yeridir. Bir çırpıda okuyabileceğiniz sürükleyici bir eser. Okuduğum ilk İhsan Oktay Anar eseriydi. İnşallah diğer kitaplarında da bu eşsiz atmosferi oluşturabilmiştir. İnşallah eserleriyle daha çok vakit geçireceğiz. :)
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,8bin okunma
Reklam
55 syf.
9/10 puan verdi
İnsanın Yolunu Aydınlatan Bir Fener
Ermiş – Halil Cibran Hayata dair bir kitap… İnsan nasıl yaşamalı? sorusunu soruyor ve bölüm bölüm kendi cevabını veriyor yazar. Bu kitabı benim gözümde iyi yapan özelliği ise cevapların hayatın içinden gelmesi ve hayatla gösterdikleri uyumdan kaynaklanıyor. Kitapta bir ermiş karşılıyor bizi , hayata karşı sorular sormuş ve kendi cevaplarına
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202371,1bin okunma
Nasıl bir dengedir bu ?
SAHİP : Nasıl bir dengedir bu anlamadım , anlamayağım! KAFA : Hangi denge sahip? SAHİP : Aynı gün ve aynı saatte ; A sokağında on iki yaşındaki bir çocuk iple intihar eder ... B sokağında düğün olur. A sokağında bir abla kardeşinin cansız bedenine sarılır ve aynı saatte B sokağında , 34 dişi görünen bir adam tebrik için damada sarılır.... KAFA : Acı bir durum... SAHİP : En acısı ne biliyor musun ? Bunların hepsini görmek , duymak ... Bir yandan o intiharı duyup diğer yandan , intihardan sonra o iğrenç gülüşü görmek.
Tanrı
Rousseau ve Voltaire, "Saatçi olmadan saat yapılmaz," diyorlardı. Ama nasıl kötü bir saat ki içinde depremler, kasırgalar, kuraklıklar, etobur hayvanlar, sayısız hastalıklar ve insanı barındırıyor! Doğa, acımasız, adaletsiz ve duyarsızdır. Bunda, nasıl Tanrı'nın eli görülebilir? Geleneksel olarak kötülük sorunu diye adlandırdığımız şeydir bu. İnananların çoğu gibi, O'ndan bir gizem yaratmak, O'nu çözmeye muktedir olmadığımızı kabul etmektir. Bu andan itibaren, psiko-teolojik kanıt, gücünün özünden yoksun bırakılmıştır. Çok fazla acı (insanlığın varlığından çok daha önce; hayvanlar da acı çeker), çok fazla soykırım, çok fazla adaletsizlik. Yaşam bir örgütlenme harikası mıdır? Şüphesiz. Ancak aynı zamanda, korku ve trajedilerin korkunç bir şekilde bir araya gelmesidir. Milyonlarca hayvan türü diğer milyonlarca tür ile besleniyor, biyosfer için bu bir çeşit dengedir ama canlılar için kaç vahşet pahasına? En yetkinler, yaşamlarını devam ettirirler; diğerleri yok olur. Türler için bu bir elemedir, ama insanlar için ne kadar acı ve adaletsizlik pahasına? Doğal tarihten çok az şey örnek alınır, insanlık tarihinden de daha fazlası değil. Darwin'den sonra hangi Tanrı? Auschvvitz'den sonra hangi Tanrı?
Etik, erdemli tutkular ve eylemlerle ilgilenir; her ikisinde de aşırılık, eksiklik ve denge vardır. Böylece insan az ya da çok korku veya cesaret, hırs, öfke, merhamet ve hatta sevinç ve acı hissedebilir, üstelik her ikisini de doğru olmayan bir biçimde; buna karşın, bunu, yapılması istenen zamanda ve şart altında ve neye karşı ve niye ve nasıl yapmak, dengedir ve en iyi olan, ki, bu da erdemi simgeleyen şeydir. Aynı zamanda eylemlerde de aşırılık, eksiklik ve denge vardır.
Gendaş Kültür Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.