bu not sana;
“sâbırla bekleten, yapayalnız kaldığını düşünen, asla çiçeklenmeyeceğini düşünen o dala Allâh, vakti geldiğinde yine nûrundan üfleyip çiçek açtırıyor, öyleyse kendini kurumuş zannetme, sana çiçekler bahşedilecek. Tıpkı; göğsün daraldığında inşirâh bahşedildiği gibi”
Evim bütün insanlara açıktır
Bir gün Şeyh’e soruldu: Vaktin nasıl geçiyor? Şöyle cevap verdi: Ömrümün çoğu iştir.Hatta evimde olduğum zamanlarda da işte oluyorum.Benim boş bir vaktim yoktur.Bir müslüman gelir,onun bir sorunu vardır,ben de onu çözmeye çalışıyorum.Bir fakir gelir,ihtiyacını bana açar,çare bulmaya çalışıyorum.Hapiste olanların babası veya ailesi gelir,dertlerini bana açarlar.Boşanmış bayan gelir,şikayetini dinlerim.Evim bütün insanlara,her durumda olana; dula,fakire,yorguna,ilaç isteyen hastaya,sorunu olan birisine,bir yeri ziyaret etmek isteyene ve iş arayan kimseye açıktır.İşte bu işler zamanımın hepsini alıyor. Ahmet Yasin böyle idi...
Eğitimci,ümmetin sıkıntı ve yükünü omzunda hisseden bir davetçi idi.
Bilgelerin dediği gibi ; "Kem alat ile kemalat olmaz." Düşünce yanlış ise dil de bundan nasibini alır. Dil asalatini yitirmişse düşünce de fakirleşir. İstikamet kaybolmuşsa, ne düşünce ne de dil bizi hakikate götürebilir.
Kalemini çok beğendiğim Fatih Duman..
> Aynı yere düşelim, aynı sırrı bölüşelim ve geçelim bu zamanın onca derdinden de bir eski vakitte Sivas'ta buluşup Şemseddin Sivasi dergahına göçelim.
Kızken kaçtın geldin bana, Mantonun pembesi soldu hala da aynı ayakkabı. Alamadım ki sana şöyle her şeyin en iyisinden,
-Ayakkabılar eskir be Ali'm yeter ki sen eskime..