Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Klişe bir kafana takma kitabı
Kitaba biraz önyargiyla başladım, oldum olası kişisel gelişim meditasyon kitaplarindan haz etmem. Sadece meraktan okudum, bana bilmedigim ne ogretebilirki diyerek. Kitap baştan sona okuyan kişiye onu kafana takma bunu kafana takma diyerek ilerliyor aralarda güzel seanslar var ama yine de ucuz bir kişisel gelişim kitabı okuyormuş gibi hissediyorsunuz. Gergin stresli insanlar için belki rahatlatıcı gelebilir ancak zaten umursamaz bi insana (bana) katacağı hicbirsey yok. kitabı beğenmedim
medeniyet nedir
Medeniyet kavramı nedir ?Soru tam olarak bu .Kavram herkesin bir fikrinin olduğu ama altyapısının olmadığı bir alan .Teoman hoca kelime kelime açıklayıp bize medeniyet ne ve bugün bize dayatılan çağdaş medeniyet sözüm ona anlayışını açıklıyor.Okurken kavramın ve bunun altındaki kültürel yapıların bir arada nasıl tutulduğuna dair öğrendiklerimiz çağdaş olmaya nasıl bakacağımızı bir daha düşündürüyor.Ne demiş büyük şairimiz: 'Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar .'Slogan değil bu ifade 20 .yüzyılda batı medeniyetini görmüş ve tecrübe etmiş bir milletinin öz ananesinden ,dininden ,kimliğinden ,zihinsel hürlüğünden doğan dusuncenin dile vurumudur .Bunlara rağmen hayranliga devam edenlere selam olsun;).
M.E.
Okuduğum ilk Jack London kitabı ve nasıl, nereden başlayarak yazmam gerektiğini bilemiyorum.
Genellikle fazla klasik kitap seçip okumaya karar veren biri değilim ve böyle bir kitabı yorumlamak haddime değil diye hissediyorum ama yine de biraz duygularımdan bahsetmek isterim.
Martin, okuduğum en realist ve bir o kadar duygusal karakter. London'unda yarı otobiyografik olarak yazmış olması da cabası. Kitapta buram buram sınıfsal ayrımdan ve üst mertebe insanlarının "entelektüel düşünme" eylemleri çatısı altında para kokusunu almalarından bahsediliyor.
Martin'in ise bir kadın uğruna yapabildiklerinden ziyade yapamadıklarının üstüne ısrarla, azimle gidiyor olması aşk adam olduğunun besbelli yansıtılmasıdır. Karakterimiz, en alt tabakadan birisidir ve aşık olduğu kadına kendini beğendirme çabası içerisinde, kendisini ne kadar da öğrenerek, çabalayarak yücelttiği - ki kitapta tüm toplumdan da yüceltildiğini belirtir - yıllarını vererek istediklerini elde ettikten sonra tepetaklak olan hayatıyla su gibi aktı gitti. Martin'e kızdığım çok zaman oldu ama bir o kadar da haklıydı.
İnsanların, bağımsız bireylere olan saygı ve sevginin o bireyin oluşumundan mı yoksa dalgalanan hayatlarında bir noktada yüceldiklerinden mi geldiğini gösteren bir evren gösterilmiş. Zannediyorum ki günümüz de dahil bu hep böyle olmuştur.
Son olarak Martin, seni sen olduğun için sevmeseler de okurlar olarak biz seni çok sevdik.
Stephen King en sevdiğim yazarlar arasında sanırım ilk yirmide yer alır. Bu kitabı da yıllardır kütüphanemdeydi ve okunmayı bekliyordu , kütüphanemde olmasaydı belki de tercih etmezdim bunu da itiraf etmeliyim , çünkü buna nazaran çok daha iyi kitapları olan bir yazar Stephen King. Kitabın konusunu beğenmediğimi söyleyerek başlayayım. Ama yazarın yazım tarzı güzel bir ahenk katmış ve bunu bir nebze absorbe etmiş , sürekli bir gerilim , sürekli bir aksiyonla geçiyor kitabın sayfaları , buraya kadar bir sorun yok , ama sonlara doğru kitap fantastik bir hal alıyor ve bu beni çileden çıkaran son nokta oldu. Yazarı ne kadar seversem seveyim böyle bir sona da tamam diyemedim. Bu yüzden beğenmeme oranım çok daha yüksek kitapta...
Söz gümüş ise sükut altındır.
Bismillahirrahmanirrahim.
" Yüce Allah insana bolca rahmetini indirdi. Ona kalbinin ve aklının içerdiği şeyleri açıklayan ve gizli şeyleri açan bir dil ihsan etti. Dile, Rabbine hamd etsin ve verdiği nimetlere şükretsin diye konuşma imkanı verildi. İnsanın rahatça konuşması ve dil vesilesiyle elde ettiği ilimler hamd edilecek
Uzun bir zamandır , bu iktidarın "Evrim" konusunu müfredattan kaldırmasına kendimce sinir olup duruyordum zaten. Elbette onlara sinirlendikçe insan diğer uca ister istemez daha bir sempati duyuyor. Tam da bu dönemde karşıma çıkan bir kitaptı "Lapa Lapa Kelebek Yağıyor". Bu kadar bağnaz bir ülkede bu kitapların basımına izin verdiklerine bile şükretmek lazım gerçi ama insan sinirlenmeden yapamıyor işte...
Neyse kitaba dönecek olursak ; eminim ki biyolojiyle veya jeolojiyle ilgilenen insanlar için harika kavramlar olan bir kitaptır. Ama benim için yazar ne kadar sade bir dil kullanırsa kullansın biraz ağırdı diye itiraf etmeliyim. Elbette birçok anektodu sevdim ve bana birçok yeni bilgi kattı ama bir biyolog kadar da %100 verimli anladığımı söyleyemem...
Uyarı! Bir aşk kitabı değil
Sana gül bahçesi vadetmedim adından sanılacağı üzere zorlu bir aşk kitabı değil. Şahsen ben bu kitabı ilk gördüğümde böyle düşünmüştüm oysaki kitapta psikolojisi ileri derece bozuk olan bir kızın yaşadıkları anlatılıyor. Kitap oldukça melankolik ve iç karartıcı ama oldukça sürükleyici. Ana tema : Psikolojisi bozuk insanlar ne yaparlarsa yapsınlar tam olarak iyileşemezler ve topluma ait olamazlar(en azından ileri derecede olanlar) bence kesinlikle okunması gereken bir kitap. Şimdiden keyifli okumalar:)
Psikolojimi altüst eden bir kitaptı. Her insanın yaptığı gibi ben de geçmişe dönebilseydim neler değiştiririm diye hayaller kurmuşumdur. Yazara göre hiçbir şeyi değiştiremiyorum ve her şey aynı kalıyor. Yazar ; büyücü aracılığıyla bunu kanıtlarla anlatmaya çalışsa da rasyonel bir anlatım yapamamış bence tam anlamıyla , ya da ben buna inanmak istemiyorum. Ben hala 2009 yılına dönüp , 0,0007 dolardan bitcoin alıp 2021 yılında 64.700 dolardan satmayı planlıyorum . . . :)
Her şeye rağmen harika bir kitaptı , her ne kadar hayallerime karşı çıksa da . Yazarın anlatım tarzını , sadeliğini çok beğendim , hiç sıkılmadan okuyacağınıza eminim , tavsiye ederim...
Geçenlerde Twitter'dan bir arkadaşımla ilk defa buluştuk. "En baştan başlayalım" dedi bana. Okuduğumuz okullar, yaşadığımız şehirler, başımızdan geçenler... Birkaç yıl ben anlattım, "şimdi ben sana yetişeyim" diye o devam etti. Sırayla götürdük bu işi ve benim çok hoşuma gitti. Hoşuma gitmesinin nedenlerinden büyük bir
Kitabın konusu kısaca baş karakterimizin yanlış seçimler sonucu daha çok hayatında olan kötü olayları ve bu olayların geri dönülemez sonuçlar doğurmasını konu alıyor.Eski türkçe ve eski üslupla yazılmış olmasına rağmen yoğun dikkatle okunup hikayenin içine girildiğinde, eski Osmanlı İstanbul'unda dolaşmış hissi vermesi ve okurken yaşatması bakımından çok çok iyi bir kitap.
"Saf olmayan bir aşkın ne zaman kesilmeye kalkışılırsa şefkatsiz bir kine dönüşmesi doğaldır."
"Meşhurdur, son pişmanlık fayda vermez"
