Bir şifâhî kültürün iliklerine kadar işlediği, sonra da elinden, dilinden, gözünden, kulağından taşıp döküldüğü eski kadına nasıl da câhil denebilir ki, şu siniyi kaplayan örtü, şu öper gibi dizlere çepeçevre temas eden peşkir, şu minderlerin altına serilen sofra yaygısı, bez üstüne nakşedilmiş bu çiçek bahçeleri, zerâfetin zevkin ve mücerret sanatın semboller diliyle konuşur olduğu bir üstün dehâ infilâkı değil de ne idi?
Sayfa 29