"Geceleri yıldızlara bak, özlem dolu mesajlarımı taşıyacaklar sana."
"Ya yağmur yağarsa?"
Ne desem bilemedim. Yağmur sahiden de mesajları ıslatır, hüzne boğar, ayrıca geciktirdi.
Ben ihtiyar Santiago, bir ömür yaşadım, mutluluk nedir bilmedim. Babam
madenciydi, dedem de, dedesinin dedesi de. Evlendim sonra. İyi kadındı
karım, kötülüğünü görmedim; memnun muydun deseler orası da meçhul. Bir
oğlum oldu —babadan madenci— öldü gitti göçük altında. Kimsenin canını
yakmadım, şikâyet etmedim hiç halimden, bir şu gençlerin hali dert oldu
içime. Ne yalan söyleyeyim, iyi savaştım. Bu saatten sonra kazanacak şeyim
yoktu ondandır belki. Kış gelecek, kar yağacak, şu dünyada kimseler adımı
anmayacak.
"Geceleri yıldızlara bak,özlem dolu mesajlarımı taşıyacaklar sana."
"Ya yağmur yağarsa?"
Ne desem bilemedim.yagmur sahiden de mesajları ıslatır, hüzne boğar,ayrıca geciktirirdi.
Ron şimdi Hermione' ye, sanki onu yepyeni bir açıdan görüyormuşçasına bakıyordu. "Hermione, Neville haklı - sen gerçekten de bir kızsın..."
"Aa, fark ettin demek," dedi Hermione iğneleyici bir şekilde.
"Ee - ikimizden biriyle gelebilirsin!"
"Hayır, gelemem," diye çıkıştı Hermione.
"Hadi, yapma," dedi Ron sabırsızca, "partnere ihtiyacımız var, yalnız gidersek gerçekten aptal durumuna düşeceğiz, başka herkesin partneri var..."
"Sizinle gelemem," dedi Hermione. Şimdi kızarmıştı. "Çünkü zaten başkasıyla gidiyorum."
"Hayır, gitmiyorsun!" dedi Ron. "Onu sadece Neville' den kurtulmak için söyledin!"
"Aa öyle mi? dedi Hermione. Gözleri tehlikeli tehlikeli parlıyordu. "Sırf sen benim bir kız olduğumu üç sene sonra fark ettin diye, Ron, sanma ki başkası fark etmedi!"