Hiçlik; sonsuz evrende bir başka galaksinin varlığına, Samanyolu denilen akıl almayacak derinlik ve genişliğe sahip bir galakside yer alan küçük bir güneş sisteminin varlıklarıyız diye kendimizi tanıtmaya çalışmanın kanıtıdır diyebiliriz hiçliğe.
Yalıda, konakta, sarayda yaşayan bir soylunun, varoşlarda yaşam mücadelesi veren Ayşe' nin, Mustafa' nın varlığından habersiz oluşu gibi de tarif edebiliriz. Ya da köyde tarlasıyla, bahçesiyle, hayvanlarıyla meşgul birine, 10 dönümlük tarlasının herhangi bir yerinde yetişen küçük bir yabani otun hiç bir şey ifade etmeyeceği gibi.
Buna maruz kalan birini düşünsenize. Bir hiç! Hem de kocaman bir hiç! Hele bunu, bilakis; aslında daha göz önündeki birine, hiçlik duygusunu yaşatırsanız?
Dr.B' ye yaşatılan bu duygu; baş eğdirip bir diz çöktürme düşüncesiyle güzel bir otel odası lütfuna (!) karşılık, direnişlerin, kararlılığın, konsantrasyon çabasının, sabrın terbiyesinin bir savaşı. Ne yazık ki bunları yaşayan birinin, bilinçaltı harmanında sabırsızlığa teslimiyetinin hikayesidir satranç.
Okudum keyif aldım. Hem kısa hem de öz. Eminim çok şey öğretecek kitap. İyi okumalar