Özgürüm: Hiçbir yaşama nedeni kalmadı artık bana; denediğim bütün nedenler beni bıraktı; başkalarını da tasarlayamıyorum. Daha genç sayılırım, yeniden başlamaya yetecek gücüm var. Ama nereden başlamalı? En şiddetli korkulara, bulantılara düştüğümde beni kurtarır diye Anny'ye ne kadar güvenmiş olduğumu ancak şimdi anlıyorum. Geçmişim öldü, Anny sadece bütün umutlarımı kırmak için geri geldi. Bahçeler boyunca uzayan şu beyaz sokakta yalnızım. Yalnız ve özgür. Ama bu özgürlük ölüme benziyor biraz.
Açlık Oyunları Evrenini önce filmleriyle tanıdım sonra da kitaplarını okumuştum.
Bu kitabın filmi çıktığında da önce filmini izledim. Ben filmi de kitabı da çok sevmiş biri olarak her iki kısım için de söylenmesi gereken şeyler var.
Filmlerinde Snow oldukça karizmatik, sinsi ve manipülatif soğuk görünüşlü biriydi. Fakat kitabı okumaya başlayınca
"Galiba artık neyin peşinde olduğunu anlayabiliyorum. Bizzat bir Güç olmak için entrikalar çeviriyor. Madenden ve çarklardan yapılmış bir zihni var; yetişen şeylere hiç ehemmiyet vermiyor, meğerki bir an için onun işine yarasınlar. Artık onun kara bir hain olduğu aşikar oldu. Kötü şahsiyetlerle, orklarla ahbaplık kurmuş. Brm, hum! Daha da
Bazen sadece kendimi iyi hissetmek, anlık olarak merak ettiğim kitabı alıp motive ve mutlu bi şekilde ayrılmak için kitap dükkanlarını gezerim. Öyle bir gündü. Ne kadar kitapların arasında dolaştım bilmiyorum. Kitapları incelerken önümden bir kadın hızlıca geçti. Elinde Rezonans Kanunu, arka kapağını okuyordu geçerken. Kendimi bildim bileli
ADSIZ ROMAN 1864 / SEMA SOYKAN
Sema Soykan'ın Adsız Roman adlı kitabını okudum. Alalı uzun zaman oluyor ama özellikle bekletip, bu dönemde okudum. Çünkü çoğunluğun bildiği gibi 21 Mayıs Çerkes Soykırımı (Çerkes Sürgünü) veya Tsitsekun'un yıldönümü. O yüzden ben de atalarımın uğradığı soykırımı bu kitabı okuyup, sizlerle paylaşarak