Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
238 syf.
·
Puan vermedi
. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek? Gerçek mi hayal? İkisi de mi gerçek? İkisi de mi hayal? . . . Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,3bin okunma
SAĞCI MISIN, SOLCU MUSUN ?
Hastanenin o odasında üç karyola vardı. Karyolanın biri boştu, birinde kafası, yüzü gözü, eli kolu sargılar içinde bir delikanlı yatıyordu. Delikanlı olduğu, sesinin körpe dinçliğinden anlaşılıyordu. Yoksa, mumya gibi sarıp sarmalanmış bu insanın yaşını belirtecek hiçbir görünür yanı yoktu. Yalnız tek gözüyle ağız boşluğu sargisızdı. Kapı
Sayfa 353Kitabı okudu
Reklam
Ne Kadar Dayak Gerekecek
Behlül Dîvâne bir gün Hârun Reşid'in dîvânına gelir. Bakar ki Hârun tahtında yok. Hemen Hârun'un yerine geçip pâdişâh gibi oturur. O anda hâcibler gelip Behlül'ü Halife'nin yerinde görürler: "Bre edepsiz deli!" diye bir iki vururlar. Behlül hemen çağlamaya ve gözyaşı döküp ağlamağa başlar. Tam o esnada Hârun çıka gelir. Behlül'ü ağlar bulur ve okşayarak yanına alır: "Niçin ağlıyorsun?" diyerek hâlini hatırını sorar ve yanındaki hâciblere: "Buna n'oldu?" der. Hâcibler: "Ey mü'minlerin emîri, onu sizin yerinize geçmiş oturur gördük. Edeblenmesi için öfkelenip bir iki vurduk. Ondan ötürü ağlar." derler Behlül ileri atılır: "Hayır, ben onların döğmelerine ağlamam. Senin için ağlarım ve sana acıyıp ciğerimi dağlarım. Çünkü ben ömrümde bir kez bu makama oturduğum için bu kadar dayak yedim. Sen ki, her gün oturuyorsun acaba ne kadar dayak gerekecek?" der.
Sayfa 182
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Nörohikaye yazdım. Çayınızı, çorbanızı yanınıza alın da gelin :D
Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,5bin okunma
Okültizm ve Majikal açılardan bakarsak Vudu Satanizm'le ilgili değildir fakat dinsel açılardan ve uygulamalarına bakarsak Vudu tam bir Satanizm'dir. Gene de burada Vudu'yu ele alıp, kitabımızın ölçülerine göre genişçe bir yer vermemin belli bir sebebi vardır. Vudu, Satanizm'in ve özellikle de yurdumuzdaki Satanizm'in sosyolojik
162 syf.
8/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Bukowski'nin her eserinde; gerek öykülerinde gerekse de romanlarında kendisidir anlattığı kişi. Bazen açıkca, gizlemeden belli eder kendini eserlerinde, bazen de Chinaski olur bir anda. Bu açıdan, Büyük Zen Düğünü'nü Bukowski'nin bizlere yine kendinden kesitler sunduğu bir öykü eseri olarak nitelendirebilirim. Düşündüm de... Aslında bahsini
Büyük Zen Düğünü
Büyük Zen DüğünüCharles Bukowski · Metis Yayıncılık · 1999445 okunma
Reklam
Behlül Divane bir gün Harun Reşid'in divanına gelir. Bakar ki Harun tahtında yok. Hemen Harun Reşid'in yerine geçip, padişah gibi oturur. O anda saray muhafızları gelip Behlül'ü halifenin yerinde görünce, ?Bre edebsiz deli!? diye bir-iki vururlar. Behlül hemen sızlanmaya, gözyaşı döküp ağlamaya başlar. Tam bu sırada Harun Reşid çıkagelir. Behlül'ü bu halde görünce okşayarak yanına alır ve muhafızlarına ?Buna ne oldu?? diye sorar. Hizmetçiler: - Ey müminlerin emiri, sizin yerinize geçmiş oturur gördük. Edeplenmesi için bir-iki vurduk, ondan ötürü ağlar, derler. Behlül ileri atılır: - Hayır, ben onların dövmelerine ağlamam, der, ben senin için ağlarım. Çünkü ben ömrümde bir kez bu makama oturduğum için bu kadar dayak yedim. Sen ki her gün oturuyorsun, acaba ne kadar dayak yemen gerekecek?Ben sana ağlıyorum
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ Jean Paul Sartre Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.