Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şeriatımızda rahat gezin diye bir nikâh yok!..
Nikâh için bize gelindiğinde, çifte düğün tarihini sorduk; "Daha bir yıl var." dediler. "Peki! Nikâh niye bu kadar erken yapılıyor?" Cevap şöyle: "Ben nişanlımın evine gidiyorum, bazen geziyoruz; günaha girmeyelim diye." Dedim: "Bu nikâhtan sonra, nişanlının evine gidince ayrı odalarda mı yatacaksınız?” "Tabi ki" dedi. "Neden? O senin eşin değil mi?" "Ama hâlen nişanlıyız." diye cevap verince: "Bu nikâh nişan nikâhı mıydı?" "Hayır!" "O zaman sen rahat gezelim diye nikâh kıyıyorsun. Şeriatımızda rahat gezin diye bir nikâh yok!.."
Sayfa 53 - Nikâh ve MahiyetiKitabı okudu
...Başkasının Tuğlası...
İnsan, kendisini dahi anlamıyorken, anlaşılmayı bekleyen bir varlık. Binlerce kitap yazılıdır kendisi hakkında, binlerce çıkmaza girer yine. Gerçek anlamda anlaşılmak bizi mutlu edecek mi, tatmin edecek mi bu bile belli değildir. Belkide anlaşılmamak bizi tatmin ediyor. "Anlaşılmamak nasıl tatmin eder?!" diye düşünenler olabilir. Tatmin
Reklam
Neden?
Çok yaşıyoruz ama az kulluk ediyoruz. Çok geziyoruz ama az tefekkür ediyoruz. Çok yiyoruz ama az şükrediyoruz. Çok ölüm görüyoruz ama az ibret alıyoruz. Çok harcıyoruz ama az şeye sahip oluyoruz. Çok gülüyoruz ama az ağlıyoruz. Çok bakıyoruz ama az görüyoruz. Çok seviyoruz ama az gösteriyoruz. Çok yazıyoruz ama az yaşıyoruz. Çok istiyoruz ama az sabrediyoruz. Çok düşünüyoruz ama az yapıyoruz Çok konuşuyoruz ama az harekete geçiyoruz. Çok plan yapıyoruz ama az uyguluyoruz. Çok hata yapıyoruz ama az affediyoruz. Çok günah işliyoruz ama az tövbe ediyoruz. Çok kirletiyoruz ama az temizliyoruz. Daha büyük evler yaptık ama daha az mutlu olduk. Daha lüks araçlar aldık ama daha az huzurlu olduk. Daha çok iletişim aracı var ama daha az iletişime geçtik. Daha çok bilgi edindik ama daha az medenileştik. Daha çok insanla tanıştık ama daha azıyla samimi olduk. Daha çok arkadaşımız oldu ama daha az dertleştik. Daha çok akrabamız oldu ama daha az ziyaret ettik.
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Geçmiş asla bir ölü değildir. Aslında geçmiş bile değildir*
Harika bir öykü kitabı okudum. Üstelik üzülerek gördüm ki, maalesef bu etkileyici kitabın sitedeki ikinci okuyucusuyum Kesinlikle kaçırılmaması gerektiğini düşündüğüm; 1950ler havasını; eskinin o çok sesli, çok renkli, kesinlikle daha kibar ve daha zengin Türkiye’sini; biraz hüzünlü, ama müthiş gerçekçi bir anlatım ile kelimelere dökmüş Raffi
Konuş Halil Bey Konuş
Konuş Halil Bey KonuşRaffi Kebabcıyan · Aras Yayınları · 20007 okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnanın şu an kafam o kadar karışık ki kitabı nasıl anlatabilirim diye düşündüm durdum. Nasıl desem, okuyun diyemiyorum ama okumayın da diyemiyorum. Siyah ve beyaz arası bir şey diyeyim siz anlayın. Çünkü konusu çok güzel, bu kısımda bir sıkıntı yok fakat kitap kaplumbağa hızında ilerliyor. Genelde ayrıntılı anlatımlar beni pek rahatsız etmez ama
İyi Evlat
İyi EvlatYou-jeong Jeong · Doğan Kitap · 2021107 okunma
2/10 puan verdi
-“Ezilen bir kadın hikayesi anlatırken her seferinde neden bu cehaletle örtüşür veya bu cehaletin arkasında neden sürekli din ifade edilir? Onu merak ederiz.” der ve bu romanın içerisindeki bazı cümlelerin arasında yürümeye başlıyoruz. -Kızcağız şöyle sesleniyor daha sayfaların baş kısmında: “Bak canım hangi kapıdan çıktıysa aynı kapıdan
Kördüğüm
KördüğümAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20176,8bin okunma
Reklam
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Pek çoğunuz gibi ben de Uçurtma Avcısı'ndan tanıdığım yazarın kitabını bugun bitirmiş bulunmaktayım. Spoiler vermeden yazmaya çalışacağım, çünkü merak ettiğim bir kitabı ve ya filmi bütün detaylarına girecek şekilde bana anlatanlara çiçekli sözler söylemiyorum, onlardan biri olmayayım :) Yazarımız Afganistan kökenli ve bu kitapta Uçurtma Avcısı gibi Afganistan'da başlıyor, devamında bir çok yer geziyoruz ama yine de orayı yansıtıyor. Kitap iki kardeşin birbirine ne kadar bağlı olduğu ile başlıyor devamında bu iki kardeşle bağlantılı pek çok hayata da değiniyor. Kitabın yazım dili, sürükleyiciliği ve duygusuna diyecek hiç bir lafım yok. Sadece benim neden diye kendimi alamadığım bir sorum var, neden bu kadar fazla diğer hayatlara yazar girmiş anlamadım bence bu kısım biraz gereksiz uzatılmıştı. Ana konu çok iyidi diğerlerinin kıyısından dönüp geçseydi keşke. Tam odaklanıp vay be diyorum hop başka bir hayata atlıyoruz. Bunu sevmedim. Ama yine de puanlama sisteminde bunu pek yansıtmadım, çünkü kitabı genel anlamda beğendim. Tavsiye eder miyim, evet ederim. Ama benim fikrim uçurtma avcısı kadar mükemmel bir kitap değil. Aynı yazardan çıktığı için ister istemez kıyaslama yapıyorum... Keyifli okumalar dilerim...
Ve Dağlar Yankılandı (Midi Boy)
Ve Dağlar Yankılandı (Midi Boy)Khaled Hosseini · Everest Yayınları · 202234,9bin okunma
508 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir Ada Hikâyesi serisinin ikinci kitabı da bitmişken heybemizde kitaptan neler kalmış bir bakalım. :) Öncelikle kitabın isminden söz etmek istiyorum. Zira ilk eser Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana'da az çok ismin içeriğini tahmin etme şansımız vardı fakat Karıncanın Su İçtiği isimli eserde herhangi bir fikre kapılmamıştım. Yaşar Kemal'in neden böyle
Karıncanın Su İçtiği
Karıncanın Su İçtiğiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20174,017 okunma
Kadın Hakları Hayvan Hakları Bilmem Ne Hakları Zırvalığı
Kadın başarır, kadın yapar bilmem ne diyerek aslında varolmayan bir savaşa başkaldırı yapılıyor. Toplumda bir çok şeye karşı önyargı varken neden sadece bu durum bu kadar protesto ediliyor hiç düşündünüz mü? Ben mütedeyyin bir kesimde doğup büyüdüm ve her şeyi yaptım, çevremdekiler de yaptılar. Okuduk, meslek sahibi olduk, çalışıyoruz, araba kullanıyoruz, geziyoruz, eşimiz bizi incitmiyor. Okuyamayan, mesleği olmayan, araba kullanamayan, kendini geliştirmeyen, eşinden baskı gören bir sürü erkek de biliyorum kadın da. Bu herkesin doğup büyüme yetişme tarzı ve sahip olduğu imkanlarla alakalı bir durum ve genelleme yapıp ortada başkaldıracak bir durum ya da olgu yok. Peki neden bu durum revaçta? Çünkü kafa karıştırıp, milleti manipüle edip aile yapısını bozmak için. Ben öğretmenim ve sınıfım, okulum çalıştığı ve okuduğu için annesini göremeyen, davranış bozukluğu olan çocuklarla dolu. Bence ortada protesto edilecek bir şey varsa o da yoktan protesto edilecek bir durum çıkarıp akıl bulandırılmasıdır. Ben öğrencilerime çok üzülüyorum.
"Sence suçlu kim Mehmet?" "Ne suçlusu?" "Bu soğukta neden insanlar sokakta yaşıyor?" "Maskeli insanlar yüzünden..." "Onlar kim?" "Maskeli insanlar; onlar biziz Murat! Sensin, benim! ..... Her gün yüzümüze taktığımız unvan maskeleriyle geziyoruz. Ve umursamazlığımızı, sorumluluktan kaçışlarımızı bu maskeye yüklüyoruz.
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.