Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kim" olduğu mühim değil, kendi nefsine, "nefs-i emmare"sinin zaaflarına direnemeyen, kimseye direnemez.
Hepimiz, her birimiz yaptıklarımıza bakıp önce kendimize kızmayı deneyemez miyiz?! Kendimize kafa tutmayı göze alamaz mıyız?! "Deneyemezsek" "şayet, göze alamazsak" eğer, bilelim ki yarın bir gün gerektiğinde "direnemeyiz" de... "Kime" mi? "Kim" olduğu mühim değil, kendi nefsine, "nefs-i emmare"sinin zaaflarına direnemeyen, kimseye direnemez.
Reklam
Nefs-i emmâre ıslah edilmedikçe imanı suretten imanı hakîkate geçişin zor olduğu görülmektedir
Nefs-i emmâreye îtimad edilmez. Enâniyet ve nefs-i emmâre sizi aldatmasın...
204 syf.
9/10 puan verdi
"Hayalin Derinlikleri"
Yazıldığı döneme göre oldukça değişik bir Türk Edebiyatı eseridir. Hatta serinin diğerlerine kıyasla bayağı farklı bir eserdir. Bir kere çok cesurca bir girişim. Neden peki.. O dönem yazılan Türk Edebiyatı eserlerini İş Bankası Kültür Yayınları ile okumaya niyet ettim ve seriyi halen okuyorum. Genel itibari ile belli başlı hatlar var ve
A’mâk-ı Hayal
A’mâk-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202116,8bin okunma
Rönesans sonrası Aydınlanma hareketinin, ilahî rabıtası kopmuş "sahte peygamberleri", insanı bireyselleştirip özgür kılmak adına nefs-i emmare'yi azdırıp böyle bir enaniyet canavarının zuhur etmesine neden oldular. Dinin yerine geçen, sözüm ona "psikanaliz medeniyeti", üstünde binlerce senedir yaşadığımız şu mavi gezegenin tüketilip kirletilmesine ve yok olmanın eşiğine gelmesine yol açtı.
Sayfa 75 - Kaknüs YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"İslam bir dağdır. Onun yeri, sadrdır. İman bir dağdır, yeriyse kalptir. Marifet bir dağdır, yeri ve kaynağı, fuaddır. Tevhit bir dağdır, yerleştiği yer lübdür. Her dağın başında bir kuş vardır. Sadr dağının kuşu, kötülüğü emreden nefstir (nefs-i emmare). Kalp dağının üstündeki kuş ise (iyiliği) ilham eden nefstir. Fuad dağının kuşuysa kendini kınayan nefstir (nefs-i levvame). Lüb dağının kuşu nefs-i mutmainnedir (tatmin olmuş nefs)."
Acaba Nietzsche üstün insan ile "insan-ı kâmil"i mi bulmaya çabalıyordu? Sonsuz tekrarlanma, yüce Kur'an'daki "her an yeniden yaratış ve tasarruf kavramlarına dayanan "ibn'ül-vakt/zamanın oğlu" anlayışına benzerlik gösterir. Bütün bildiklerini bir kenara atarak yeniden yapılanma ise ontolojik olarak nefs-i emmâre konumundan nefs-i levvâme'ye geçişi anımsatır (İlkel dürtülerin hüküm sürdüğü hayvani- dürtüsel nefs konumundan, özeleştiri ile kendini kınayan nefs konumuna geçiş, a transgression from drive-soul to self- reflective soul). Bu süreç her Müslüman'ın ontolojik yükselme aşamasında geçtiği ilk iki basamağı temsil eder. Elbette ki Nietzsche, nefs-i kâmile'ye ulaşmak için aşılması gereken daha birçok basamak olduğundan habersizdir. Belki her şeyden önemlisi, insanın bu latif yolculuğunun sistematik bir ilahî eğitim gerektirmesidir. Vahiy yoluyla insanlığa tebliğ edilen, tabiri caizse "kullanım kılavuzu"na başvurmadan, eğitimsizce kendi başına yükseklerde uçmak, ileride Yeni Çağ manevi arayışlarının eleştirisinde göreceğimiz gibi, olağanüstü tehlikelidir. Bu kitapsız, Kur'an'sız, rehbersiz arayış, ne yazık ki Nietzsche gibi bir dehayı, 45 yaşında ölünceye kadar hiç çıkamayacağı bir psikoza kadar sürüklemiştir.
Sayfa 31 - Kaknüs YayınlarıKitabı okuyor
Nefs-i emmâre... Bir haneyi bir günde harab eder, yüz günde yapamaz.
Kadın örtüde nefsini gösterir. Nefs-i emmare örtüden köşe bucak kaçar. Nefs-i emmare kadının nefsine açıl diye emreder. Nefs-i levvame örtüde aksaklıklar olur. Nefs-i levvameyi geçenlerin örtüsü muhkem olur. Levvameden sonraki nefis, nefs-i mülhime ve sonrası da mutmainnedir. Mutmain olan nefis mertebesine gelen emirde sorun yaşamaz, emirlere de mutmain olur. Cennette Ru’yetullah mutmainne nefis mertebesinden sonra başlayacaktır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.