Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Montaigne Aforizmalar
Montaigne, denemelerinde kendini anlattığını söyler. Ancak yazdıkları bundan ibaret değildir. Montaigne hem yaşamı, hem de kendisini olduğu gibi kabul etmiştir. Yazdıkları insanın hem deli, hem de bilge bir yaratık olma kapasitesini gözler önüne serer. Zeki bir şekilde içten içe bildiğimiz zayıflıklarımızı yüzümüze vurur. O yüzden bunca
Sayfa 11 - ÖNSÖZ
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir! Susanna Tamaro'nun eserlerinde en çok işlediği konu insanların yaptığı ruhsal yolculuklardır. Ona göre ruhunun kendini iyileştirmesi için insanın kendisini kabul ederek, (eksileriyle ve artılarıyla) dua etmesiyle olur. Her insanın kendisiyle bir yolculuk yaparak kendi köklerine, kendi geçmişine sahip çıkması gerektiğini
Eve Doğru
Eve DoğruSusanna Tamaro · Can Yayınları · 200039 okunma
Reklam
"İçimde büyük bir neşe olduğunu hissediyordum, bu güneş gibi parlak bir mutluluktu, ama çevremde bir noksanlık, karmaşa ve hüzün vardı. Çocuk yüreğimde her şey bana çok yalın gelirdi: içimizde sonsuz bir sevgi ışığı vardı, bunu izlemek yeterliydi. Ya da yeterli olmalıydı. Büyükler neden böyle yapmıyorlardı? O ışıklar neden titreyerek sönüyorlardı ya da çoktan sönmüşlerdi bile? Neden bunca acı vardı? Ve her şeyden önce neden bunca yararsız acı vardı?"
234 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Dünyadaki dört büyük öykücüden (Çehov, O. Henry, Poe ve Maupassant) üçünü okumuş, geriye okumadığım yalnızca Guy De Maupassant kalmıştı, Mutluluk ile onu da okumuş bulundum. Maupassant'ın yeri bende Çehov kadar özel oldu diyebilirim. Yazarı uzun zamandır okumak istemiştim fakat fırsat olmamıştı. Gerek kütüphanede geçen seferinde gördüğüm ve bir
Mutluluk
MutlulukGuy de Maupassant · Bordo Siyah Yayınları · 2003830 okunma
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Her şey zıddı ile indi yeryüzüne. Doğum ile ölüm. Aydınlık ile karanlık. Yumuşaklık ile sertlik. İyilik ile kötülük. Neşe ile hüzün. Düğün ile cenaze... Zıddı olmadan bilinmezdi hiçbir şey. Tokluğu öğreten açlık, sıhhati bildiren hastalıktı. Insanlik aleminin seçilmişlerinden Zeyneddin Bey, yanına kendi sıfatlarının tam tersi bir hizmetkâr almıştı. Fitneci, kurnaz. Cizîrli değildi. Kim bilir belki bir bühtân çocuğuydu. Fitneci, kurnaz, nifâk ve şikâk üstâdı, riyâkâr, sahtekâr, arabozan, laf taşıyan bir şeytan. Şeytanın hocası... Dev bir kâbus gibi çirkin; kavgacı, iftiranın bile kendisinden cekindiği bir yılan... Bekir...Beko... Beko yılan, Beko sahtekâr, Beko şeytanın hocası. Beko; Belukiya'nın şöhretini havaya savurmuş hîlekâr. Beko...
Sayfa 58 - Kent YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Veysel Atayman Ağustos 2004, İstanbul
Tolstoy’un bizzat katıldığı Kırım Savaşı, Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa ve Sardinya-Piemonte ittifakının, dönemin Çarlık Rusyası’na karşı yürüttüğü bir savaştı. Büyük devletlerin çıkar çatışmalarının sonucu olan Kırım Savaşı’nın görünürdeki nedeni ya da bahanesi, Rusya’nın, Osmanlı tebaası arasında yer alan Ortodoks cemaatini kendi
88 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Küçük Iskender'in yerleşik ahlak düzenine attığı bir tokat daha resmen. Acı, zevk, hüzün, neşe... yani insana ait ne varsa bu adamın satırlarında var ve kutsal kabul edilen her şeyi elinin tersi ile itebilme cesaretini gösteriyor.
Ölü Evinde Seks Partisi
Ölü Evinde Seks PartisiKüçük İskender · Sel Yayınları · 2014194 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.