Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
Her neyse dediğimiz ne varsa, şerefine uğurlar olsun...
Şan şöhret yere batsın Şiir şarkı yere batsın Alkışlar yere batsın Ben seni istiyorum Ali Kınık youtube.com/watch?v=eCnE5Xl...
Reklam
:D
Garson: Hoşgeldiniz efendim ne alırsınız? Cemal Süreya: İki çay söylemiştik orda birisi açık Garson: Peki, hemen getiriyorum Can Yücel: Kaybolan gençliğimi de getir garson. Garson: Anlamadım. neyse boşları toplayayım ben İlhan Berk: Sana içimi döksem beraber toplar mıyız Garson: Önce masayı toplayayım efendim Turgut Uyar: Masayı boşver, göğe bakalım. Garson: Kalkın gidin lan burdan.🤪😁
Soru
Karar alıp harekete geçme konusunda yavaşım. Birçok fırsatı bu şekilde teptim. Her şeye tereddütle yaklaştığım için, enine boyuna düşünmek istediğim için çok zor ve geç karar veriyorum. Keşke bir turnusol kağıdı olsa da bir şey benim için doğru mu yanlış mı hızlıca gösterse. Her neyse. Sizin hızlı karar vermenizi sağlayan, bir şeyin sizin için doğru veya yanlış olduğunu anlamanızı sağlayan kriterleriniz var mı? Yazarsanız çok memnun olurum.
Sabah uyandım, bir şeyler dinleyerek enerjimi yükseltmeyi amaçladım, öyle de hastaneye gittim. Gittiğimde kod vardı müdahaleye katıldım. İlk defa bir hasta sadece hasta olarak göründü gözüme. Fakültedeki hocamın hep böyle ağlamayacaksın beyin bir süre sonra psikolojik olarak kendi korumak için duygusal shot down yapıyor endişelenme dediği olmuş artık sanırım. Müdahaleden çıkıp hastalarımı gezdim, sadece yemek yerken oturabildiğim bir gün oldu. Yeni sorumlumuza da biraz sinir oluyorum. Yeni olduğu için otorite kurmaya çalışıyor, gıcıklık yapmasa iyi olur. Eve gelip elimi yüzümü yıkadıktan sonra yüzüstü yatağa bir yığılmışım akşam 10 da uyandım. Yalnız yaşamak da ne kötü ya başıma bir şey gelse kimsenin haberi yok. Neyse ki uyandım, sabaha kadar uyuyup işe geç de kalabilirdim. İşe mutlu gitmiyorum açıkçası. Staj yaptığım hastane buradan 10 kat iyiydi her açıdan. Hep orayı arıyorum. Ama kendimi mutlu olmaya zorluyorum çünkü mutsuzluğun hiçbir getirisi yok. Hem mutsuz olunca güçsüz hissediyorum ki onu da hiç sevmiyorum.
Ateş oldum, yanıp tutuştum kendi düşüncelerimden. Niye bu katılık? Bu güvensizlik, bu nefret... Dersini değiştirmeyen yılan, kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkumdur! Sadece bir aptal sürekli taşlara ya da insanlara takılır. Bazı sırlar vardır, yalnız dostlara anlatılacak. Bazı sırlar vardır, dostlara bile anlatılmayacak. Bazı sırlar vardır kendimize bile açıklanmayacak.Neyse... Doğrular ve yanlışlar yoktur. Sadece yorumlar vardır. Beni anlamıyorlar ben bu kulaklara göre ağız değilim...
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
Reklam
376 syf.
6/10 puan verdi
Orta Şekerli
Yüce Zeus sen historical romance bataklığına düşenin yar ve yardımcısı ol... Çünkü bu türün ne ardı arkası kesiliyor ne de tadı bitiyor. Elizabeth Hoyt sevdiğim His-Rom yazarlarından biridir. Kalemini Teresa Medeiros'a benzetiyorum açıkçası ancak Teresa'nın karakterleri daha mizahşör oluyor gibi. Her neyse serimizin ilk kitabinda Spinner's Falls çıkmazından sağ kurtulan birkaç askerden biri olan Samuel Hartley'i okumuştuk. Bu ikinci kitapta ise her şeye tanıklık eden Lord Vale'i okuyoruz. Kitabın konusundan zaten çokça bahsedilmiş ben ne hissettiğimden bahsetmek istiyorum; soğukluk. Evet arkadaşlar...kitap boyunca kurguya ve karakterlere ısınamadım. Bir historical romance kitabıydı ancak buz gibiydi. Sıcaklık veya romantizm çok hissedemedim. Kadın karakter Melisande kitabın başında ne kadar soğuk bir kişilikse sonda da öyleydi. Hicbir değişim gelişim gösteremedi. Erkek karakter Lord Vale ise eh işte kısmen değişti. Melisande'ye yüreğini ve geçmişini açtığı anlar güzeldi. Ayrıca her bölümün başlangıcında bir hikayenin kısa kısa bölümlerini okumak çok hoş bir detaydı. Gizem unsuru olan konu ise baya arka plandaydı zaten cok da anlamlı ilerleyemedi. Üçüncü kitapta nasıl olur bilmiyorum. Açıkçası sıkılarak okudum. Tamam çift aniden bir izdivaç gerçekleştirdi ve yavaş yavaş birbirlerine alışacaklar vs ama en azından bir mizah veya duygusallık katılsaydı. Nasıl desem odunsu bir tat vardı efenim anlatabiliyo muyum:D Neyse okumak isteyenlere ancak böyle tarif edebilirdim iyi okumalar.
Bana Aşkını Söyle
Bana Aşkını SöyleElizabeth Hoyt · Pegasus Yayınları · 2012328 okunma
Gönül kimi severse güzel o ` dur diyorlar . Kim bu gönül 🤔🤔👀 niye sadece onun sevdiği güzel oluyormuş . Benim sevdiğim de güzel olur bir kere . Halt etmiş o gönül .😒 Neyse sakinim 🤨 Gece gece aklıma gelenler . Uyku tutmayınca 🤔😁
Ne çok kadınlar sevdim ama hiçbirinin haberi olmadı
Yüreğim konuşurken ben susmayı beceremem. Neyse, fark etmez... İnanabiliyor musunuz, tek bir kadın bile, hiç olmadı, hiç! Tanıdığım bile yok! Her gün, sonunda bir an gelecek biriyle tanışacağım diye düş kuruyorum. Ah, bir bilseniz böyle kaç kez aşık oldum!..
Reklam
İnsanı dikkatli biçimde ambalajından çıkarın. Doğumunun sorunsuz biçimde gerçekleşmesi için gereken tıbbi özeni gösterin. Unutmayın ki toplumsal bir inşaat malzemesi olarak yatırım yapacağınız insanın sağlıklı bir bedene sahip olması, kuracağınız yalıtım sisteminin ömrünü uzatacaktır. İnşa edeceğiniz topluma aşılamak istediğiniz dogmalar, önyargılar vs. neyse, insanı da o yönde bilgilendirin. Bu noktada eğitim hayatı boyunca asla "öğrenmeyi" öğrenmemesine imtina gösterin. Aksi takdirde bilgiye kendi başına ulaşacak ve er geç bir yalıtım malzemesi olmayı reddedecektir. İnsanın doğal olarak gelişecek bütün bireysel özelliklerini önceden tespit edip yok etmelisiniz. Bu aşama son derece önemlidir zira bireye dönüşmüş insan, yalıtım sisteminizde çürümelere neden olacak ve bu çürüme çevresindeki diğer insanlara da sıçrayacaktır.. İnsanı "öteki" kavramından o denli korkutmalısınız ki sırf benzerleriyle yaşamayı sürdürebilmek adına, gerekirse ölmeyi ya da öldürmeyi göze alabilecek noktaya gelmeli. Kendinden farklı olanla birlikte yaşamayı kabul eden hatta bundan mutluluk duyan bir insanı yalıtım malzemesi olarak kullanmanız mümkün değildir.
Sayfa 143Kitabı okudu
Kendimi bildim bileli hep bir şeylerle ya da birileriyle mücadele ettim yeri geldi kimsenin cesaret edemediği şeyleri yaptım, kimsenin söyleyemediği şeyleri söyledim. Kimine ayna oldum, kimine nefret, kimine düşman, kimine sığınak ... Üstelik hiç bir güvencem olmadı, önce Allah sonra kendimden başka. Bu delilik yada cesaret her neyse, bana geçmişimden mirastı, Ve sadece bu bile, bana nice kapıları açtı. ***
Neyse yine de umudumuzu kaybetmeyelim İyi geceler iyi geceler 🌸
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.